Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Geçirdiğimiz bunca FETÖ ihanetlerinden ve darbe felaketlerinden sonra, artık sütten ağzı yanan, yoğurdu dahi üfleyen bir davranışla hareket edilmelidir. FETÖ ile irtibatlı olanlarla değil, iltisaklı olanlarla, hatta FETO ile çay içmiş olanları dahi devlet kademelerinde uzak tutmakta fayda var. Çünkü daha önceki yazılarımda, FETÖ’nün çalışma metotlarını anlattığımda, Tıpkı Cizvitlerin, Tapınakçıların, Masonların ve Siyonistlerin metotlarının harmanlanmış şekli olan, yeni bir sistem ile FETO ağlarını ilmek ilmek örmüştür ve uzun vadeli çalışmıştır. FETÖ’nün herhangi bir üyesinin ailesi, yakınları, uzak akrabaları dahi, ırsi bir hastalığı olan kişiler gibi, metastas yapıp aynı gayeye hizmet edecek duygu ve düşünce anlayışı içindedirler. FETÖ’cü olmadıklarını söyleseler bile, ortaya çıkan bunca olaylar, yargı neticesinde FETÖ ile iltisaklı olduklarını, FETÖ’ye bilinçli bir şekilde katıldıklarını söyleyerek, bizi doğrulamaktadır. Bugün de yapılan araştırmalarda, ciddi bir şekilde üzerine gidilirse, pek çok FETÖ’cü olanların, yakın uzak akrabalarının yatay ve dikey olarak ikinci, üçüncü nesillerin dahi, FETÖ ile iltisaklı ve irtibatlı olduğu açıkça görülecektir. Hüsnü zanla bakıp, En’Am Suresi-164 (VELA TEZİRU VAZİRETUN VİZRA UHRA) kimse kimsenin suçundan mesul olmaz ve herkesin suçu kendi boynuna takılır ayetinde zikredilen bu ölçü, FETÖ örgütünün yapısı dikkate alınarak yorumlanmalıdır. Fakat FETÖ’cü olmadığını kabul etsek bile, halkın, toplumun kabullenemeyeceği, muhalefetin bunu Ak Parti’yi vurmak için Tayyip Erdoğan’ı yıpratmak için önümüzdeki yerel seçimlerde, masaya koyacağından hiç tereddüdünüz olmasın. Bugün kendisi bakan olan, fakat kardeşi FETÖ’cülükten içeride olan Rektörler, Profesörler, yine General olan ve darbecilikten tutuklu bulunan birisinin kardeşinin, Lahey’e büyükelçi olarak atanması, FETÖ ile Pensilvanya’daki karargahın da fotoğrafları olan birinin, maliye bakan danışmanı olması, milletimizin gözünden kaçmıyor ve Başkanımıza olan sevgi, saygı ve güveni sarsan yıpratıcı olaylar olarak gündemde konuşuluyor. Darbeden sonra FETÖ ile mücadele, Türkiye’nin birinci öncelikli işi denilirken, bugün gelinen noktada Suriye, AFRİN ve İDLİP konuları öne çıkmış, FETÖ’nün bu dumanlı havadan yararlanarak, kadrolarını çok önemli noktalara yerleştirmesine, zemin hazırlamıştır. Yani bakıldığında öncelik FETÖ mücadelesi iken, son yapılan atamalar ve tayinler gösteriyor ki, FETÖ mücadelesi önemini kaybetmiş, 3’üncü ve 4. Kardeşi içerde FETÖ’cülükten tutuklu bulunan bir kişinin, Lahey büyükelçisi olarak atanması, bu işte bir yanlışlık olduğunu düşündürmektedir. Aşağıdaki resimde de görüleceği gibi; FETÖ’nün karargahında Pensilvanya’da, F. Bu insanlar FETÖ ile hiç yakınlık kurmamış veya kurmuş olsalar da vazgeçmiş de olabilirler, fakat halkımız bu kadar açık bir FETÖ ile foto vermeyi hazmedemeyebilir ve bunlar hakkında da, hüsnü zan etmeye mecbur değildir. Böyle bir FETÖ ile mücadele edecek, Başkanımıza bağlı, siyasetin ve partinin dışında, uzmanların bulunduğu bir ofis var mıdır? Biz dün de dediğimiz gibi, dost acı söyler