Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Cezaevlerindeki FETÖ’cü mahkûmların hareketlenmesinden ve organize olmasından mı? Yoksa bir kalkışma ihtimali duyumlarından mı? Bu karar gündeme gelmiştir. İçerden aldığımız bilgilere göre cezaevinde olan FETÖ’cü mahkûmların, 2 aya kadar çıkacaklarını açık ve net bir şekilde, görüşme esnasında eşlerine söylediklerinin haberini aldık. Aldıkları bu cezaları manevi bir mükâfat ve rütbe olarak görmeleri, gittikçe militanlaşmaları devletin içindeki uygulamaların ve tavizkar atamaların, FETÖ’ye yakın isimlerin önemli makamlara getiriliyor olması, el altından FETÖ ile hükümetin anlaşma noktasına doğru yürüdüğü kanaatinin, beklentisini oluşturmuştur. İçerideki ve dışarıdaki FETÖ elebaşının FETÖ’cülere vereceği maddi, manevi, mevki ve makam beklentilerinin çıtasını da gittikçe yükseltmiştir. Çok yakın bir gelecekte, hükümetin bu çarpışmadan vazgeçip, FETÖ ile anlaşacağı hikâyeleri anlatılmaktadır. İçerideki ve kripto FETÖ’cüleri beklentiye programlamıştır. İçerideki bu FETÖ’cüler bu cesareti nereden alıyorlar, bir güvenceleri olmasa bu şekliyle konuşamazlar şeklinde bir algı oluştu. 000 kişinin FETÖ ile irtibatlı ve iltisaklı yakınlarının, yurt dışı yasaklarının kaldırılması, dün itibariyle de İstanbul Borsasının yeni bir siber saldırıya uğramış olması, içerideki ve kripto FETÖ’cüleri ümitlendirdi. Şimdi aniden affın gündeme gelmesi, idam beklenirken FETÖ olayının 180 derece tersine dönüp affın konuşulması, inlerine gireceğiz, FETÖ’yü alacağız, hesap soracağız sözleri, artık neredeyse gündemden düşme aşamasına gelmiştir. Büyük devletlerin bu kargaşa içerisinde kendilerine yönelik projeleri ve planları, Türkiye›nin iki ayağını bir kaba soktu ve bilinçli bir şekilde adeta FETÖ’yü rahatlatacak ve Türkiye’nin üzerine çullanacak davranışları, açıkça sergilenmeye başladılar. Cezaevlerindeki 300 binin üzerindeki mahkum, 100 binin üzerindeki FETÖ’cü, üst düzey hakim, savcı, subay, emniyet mensubu, hiçbir şekilde pişmanlık gösterip FETÖ’ye karşı itirafçı dahi olmadılar. Her gün yine FETÖ’cü muvazzaf subaylardan ve üst düzey görevlilerden yakalanıyor olmasına rağmen, örgüte çöktü denilemez. Cezaların % 90’ının 10 yılın altında verilmiş olması, FETÖ’cülerin beraat etmesi ve tahliye olmaları neticesini vereceği umudunu onlarda oluşturdu. Şimdi FETÖ ile mücadele eden kamu görevlileri içerisinde, bir korku ve bir umutsuzluk hasıl oldu. Gözlerden kaçan önemli bir diğer husus da; FETÖ’nün özellikle daha önce eline geçirmiş olduğu kamu bankaları, YÖK, BDDK, TMSF ve PTT gibi kurumlarda FETÖ operasyonları yeterli ölçüde yapılmış mıdır? El konulan FETÖ kurumlarına ehil kayyımlar tarafından yöneticiler atanarak, kurumların içi boşaltılmadan ve zarara uğratılmadan, yönetilmesine dikkat edilmelidir