Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Cumhuriyet gazetesi davası, “Ergenekon” ve “FETÖ davaları” kadar ilginç bir dava oldu. Cumhuriyet gazetesi, yazarları ve çalışanlarına Fetö ile bağlantılı suçlamalar içerdiği için ilginç. Bir yönüyle “FETÖ’nün Ergenekon davalarına benzediği” için de ilginç. Bu davada adı geçen bazılarının “FETÖ’den daha çok Erdoğan’ı eleştirmesi yüzünden” böyle bir dava ortaya çıktı gibi geliyor insanın aklına. Sanırım “Ak Partililer dahil” çok kişi bu düşünceye sahip olduğu için Cumhuriyet davasının Fetö ile ilişkilendirilmesi bu davayı “garipleştirdi” ve ilginç hale getirdi. Bence de davada adı geçenleri FETÖ’cü veya FETÖ’ye lojistik destek vermekle itham etmek “çok zorlama” ve oturmuyor. O yüzden “FETÖ davaları da eline yüzüne bulaştırılacak davalar olur mu?” kaygısına yol açıyor. Daha da önemlisi “Her muhalife FETÖ sopası mı sallanacak?” endişesi oluşturuyor. Mesela Aydın Engin’in FETÖ ile ilgisi olacağına, hele destek çıkacağına hiç inanmam. Aydın Engin’i ve diğerlerini “FETÖ’yle ilintili böyle bir davaya” muhatap etmek yerine, o muhaliflerden belki de yararlanmak gerekiyor. FETÖ ile her çeşit mücadele edildiği bu dönemde “muhalifleri dışlamak, düşmanlaştırmak” yerine, “asgari ölçülerde ittifak kurmak”ülkemiz adına da yararlı olur. Ancak “ByLock kullanıcısı tarafından arandığı için Kadri Gürsel’e FETÖ ile bağlantılı dava açılırsa,” bu durumdan en çok FETÖ fayda sağlar. Musa Kart, Turhan Günay ve diğerlerinin de birebir Fetöyle bağlantılı olacağına ihtimal vermek mümkün değil. Cumhuriyet gazetesini, yazarlarını, çalışanlarını elbette eleştirebilirsiniz, davada adı geçenlerin tutumlarını beğenmeyebilirsiniz ama FETÖ'cü diye suçlamak, yargılamak haksızlık olur. 17/25 Aralık operasyonu yapılırken bile Beyaz Tv’de Cemaati öven, “Ak Parti gider Pak Parti gelir” lafını eden, Erdoğan’a “aymaz” diyen Hüseyin Gülerce’nin bu davada tanık veya bilirkişi olması kadar, “FETÖ’den soruşturma geçirmiş” savcının iddianamesinin “tartışmalı” olması, “FETÖ’nün bir intikam operasyonu mu?” diye düşündürüyor insanı. EKREM DUMANLI’YA DESTEK VERMEYENLER Mİ YARGILANIYOR? FETÖ'nün “cemaat” diye anıldığı dönemde 17/25 Aralık operasyonunu yaptığında “taraflar” değişmişti. 15 Temmuz’dan itibaren Fetö ile mücadele her boyutta yapılır, darbeciler Fetö davasında ciddi anlamda yargılanırken, garip bir şekilde Sözcü ve Cumhuriyet Gazeteleri yöneticileri, yazarları ve çalışanları hakkında Fetö ile bağlantılı olduklarına dair suçlamalar yapıldı ve dava açıldı. FETÖ DÖNMELERİ AK PARTİ’DEN ÇOK FETÖ’NÜN TEZGAHINDAN GEÇTİLER İşin ilginç yanı Sözcü gazetesi Fehmi Koru’nun bir yazısına, Cumhuriyet gazetesi de Hüseyin Gülerce’nin tanıklığına dayanarak böyle bir suçlamaya maruz kaldılar. Yani geç de olsa FETÖ’den dönmeler, Fetö davalarının başladığı ve ciddi yargılanmaların olduğu dönemde, Cumhuriyet davası gibi tuhaf bir davaya sebep oluyorlar. Üstelik işin daha ilginç yanı bu davayı başlatan savcı “Fetöcülükten soruşturulan” biri ve onun iddianamesiyle dava sürüyor. Fetö’den dönmelerin şöyle bir özellikleri var. En koyu FETÖ'cükten dönmeler bunlar. Şu anda FETÖ’ye en sert sözleri sarf etseler, hakaretler yağdırsalar da, her biri “Ak Parti’den çok FETÖ’nün tezgahından” geçtiği, “Emre Uslu-Önder Aytaç-Tuncay Opçin-Mehmet Baransu gibilerinin kankası” olduğu, “Zaman gazetesi yazarı olabilmek için Ekrem Dumanlı’nın peşinden koştuğu” için, “FETÖ’den aldıkları tetikçilik alışkanlığından” vazgeçemiyorlar. FETÖ ile mücadele konusunda da “başından beri Erdoğan'ın yanında olduğum” yazılarımdan bilinir Bazı FETÖ’den dönmeler “FETÖ’nün yeni bir intikam operasyonuna” alet oluyorlar. Üstelik her gün birbirleriyle de kavga eden bu FETÖ dönmeleri belki bilerek, belki bilmeyerek hala FETÖ’ye hizmet ediyorlar