Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Emniyet Genel Müdürlüğünün, talep üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği, "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)" konulu raporda, örgütün amacının, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tüm anayasal kurumlarını ele geçirmek, aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük ve etkili siyasi/ekonomik güç haline gelmek olduğunun, geçmişte örgüt içinde faaliyet göstermiş kişilerin beyanlarından anlaşıldığı belirtildi. Örgütün, örgütlenme yöntemleri değişmekle birlikte, temel amacın, ülkede devletin bütün anayasal kurumlarının ele geçirilmesi olduğu belirtilen raporda, "Bu kapsamda FETÖ/PDY'nin, tabanında bulunan insanları istismar ederek, kaynak ve meşruiyet devşirdiği, öğrenci seçme ekipleri ile köy ve semtlerden topladığı gençleri, bünyesindeki vakıf, ışık evleri, okul ve dershane marifetiyle, ideolojisi doğrultusunda yetiştirerek, insan gücü elde ettiği" anlatıldı. FETÖ/PDY örgütlenmesi, gizlilik, hiyerarşik yapılanma, pelür kağıtları ile haberleşme, özgeçmiş raporu verme (CV) ve kod adı kullanma gibi özellikleri ile yasa dışı terörist örgütlenmelerin taktiklerini kullanmaktadır. FETÖ/PDY'de Gülen'in verdiği kararı sorgulama anlamına gelecek her düşünce, eylem veya tavır kuvvetle ezilmekte, liderin ve ona bağlı diğer yöneticilerin tüm talimatları, aklın da ötesinde bir kutsiyet kazandırılarak, uygulanmaktadır. "Emniyet Genel Müdürlüğünün, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği, "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)" konulu raporunda, örgütün hiyerarşik yapısına ilişkin bilgiler verildi ve "ast-üst ilişkisinin, askeri hiyerarşiden daha sistemli olduğu" kaydedildi. Raporda, "Dini unsurları temel alarak hareket ettiğini iddia eden FETÖ/PDY'nin, dini değerleri zamana ve şartlara göre, kendi idealleri doğrultusunda yorumlaması, ülkesi ve devleti ile barışık olmak yerine devleti kendisine hasım olarak görmesi, açıklık ve şeffaflık yerine istihbarat örgütü gibi kod isimler, özel haberleşme kanalları, kaynağı bilinmeyen paralar kullanması, yönetim kadrosunun faaliyetlerini yurtdışından idare etmesi, hasımlarını saf dışı etmek için her türlü baskı, şantaj ile yasa dışı yöntemi kullanması ve yabancı misyon temsilcileriyle mahiyeti bilinmeyen görüşmelerde bulunmasının, yapının, casusluk faaliyetlerini de kapsayan, organize bir örgüt olduğunu ortaya koyduğu" ifade edildi. FETÖ/PDY mensuplarınca "kainat imamı" ve "mehdi" olarak kabul edilen Fetullah Gülen'in liderliğini yaptığı örgütün, "danışman kadrosu", "kıta imamları", "ülke imamları", "bölge imamları", "il imamları", "ilçe imamları", "esnaf imamları", "semt imamları", "ev imamları" üzerinden örgütlenerek, tabana yayıldığı anlatılan raporda, kıta, ülke, bölge, şehir, ilçe, semt ve ışık evi sorumlularının yanı sıra kamuda faaliyet gösteren kurumların her birinin başına, örgütçe "imam" olarak adlandırılan ve kurumların hiyerarşik yapıları dışında olan sorumlular atandığı belirtildi. Emniyet Genel Müdürlüğünün, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği, "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)" konulu raporda, "Kamu kurumlarında çalışan örgüt mensupları, elde ettikleri bilgileri örgüte aktarmakta, toplanan bütün bilgiler yukarıda birleştirilerek, büyük bir havuz oluşturulmaktadır. FETÖ/PDY'nin, polis teşkilatında da örgütlendiğine işaret edilen raporda, "örgütün nihai hedefleri bakımından bunun anlaşılabilir olduğu" ifade edilerek, "Zira Emniyet GenelMüdürlüğü, adli, idari ve istihbari kolluk görevi ifa eden, aynı zamanda güç kullanma yetkisine sahip bir devlet kurumudur. FETÖ/PDY; Mülkiye, MİT, TSK ve Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde örgütlenerek, 'güvenlik bürokrasisi' ve 'istihbarat' alanında bir ağ oluşturma yoluna gitmiştir. " Raporda, "hizmet ve eğitim hareketi" olarak görünmesine rağmen FETÖ/PDY'nin paralel kadrolaşma hedefinin, askeri ve stratejik birimlere yöneldiğine, gücün, stratejik bilginin ve paranın olduğu her yerde örgütlendiğine dikkat çekilerek, "Bu hedeflerden birisinin de askeri ve stratejik projelerin, kriptolu telefonların üretildiği, bilirkişi raporlarının verildiği TÜBİTAK birimleri olduğu anlaşılmıştır. Örgütün, güvenlik birimleri veya stratejik kurumlardaki uzantıları vasıtasıyla illegal yöntemlerle sağlanan ve üzerinde oynanmış çeşitli dijital verileri kamuoyuna sunduğu bildirilen raporda, örgütün kamuoyu oluşturmak için özel olarak yetiştirdiği çok sayıda akademisyen ve gazetecinin, FETÖ/PDY mensubu olarak ulusal ve uluslararası politikalara yön verebilmek adına başta algı operasyonu olmak üzere her türlü yolu denediği, ayrıca mensuplarını milletvekili olarak Meclis'e sokmak istediği ifade edildi. Raporda, FETÖ/PDY'nin, son dönemde devletin gizli bilgilerini, toplantılarını, telefon görüşmelerini, devlet kademelerindeki kendi unsurları vasıtasıyla her türlü yolu meşru sayan bir anlayışla ele geçirip, montajlayarak, sosyal paylaşım sitelerinden yayınladığı, devleti ve hükümeti "itibarsızlaştırmak" suretiyle, "casusluk" faaliyetine girdiği belirtildi. Emniyet Genel Müdürlüğünün, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği, "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)" konulu raporda, "FETÖ/PDY"nin cebir, şiddet ve diğer yasal olmayan yöntemler kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmak veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemek, devlet otoritesini baskı altına almak, zaafa uğratmak, yönlendirmek, alternatif bir otorite olarak ortaya çıkmak ve neticede devlet otoritesini ele geçirmek amacında olduğunun belirlediği kaydedildi. Emniyet Genel Müdürlüğünün, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği, "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)" konulu raporda, "FETÖ/PDY" isimli yapılanmanın, Terörle Mücadele Kanununa göre, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, devletin ve cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, devletin iç ve dış güvenliğini kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla kurulmuş terör örgütü niteliğinde örgütlü yapıya sahip bir örgütlenme olduğu kanaati oluştuğu kaydedildi. Paralel Devlet Yapılanması ile ilgili olabileceği değerlendirilen ve geçmiş tarihlerde Türkiye genelinde meydana gelen bazı olayların incelendiği belirtilen raporda, değişik ilerde öğrenci kampları düzenlendiği, kampa çağrılacak kişilerin "düğüne çağrılacak" şeklinde kodlandığı, kampın yapılacağı evin ise "köşk" olarak tanımlandığı anlatıldı. Raporun, "düşünce ve kanaat" bölümünde, şunlar kaydedildi: "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)' isimli yapılanmanın, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 1 ve 7'nci maddelerinde ifade edilen Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, devletin iç ve dış güvenliğini kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla kurulmuş terör örgütü niteliğinde örgütlü yapıya sahip bir örgütlenme olduğu kanaati oluşmuş ise de 'cebir ve şiddet' başlığı altında ifade edilebilecek faaliyetler dikkate alındığında; soruşturmanın tamamına ve ele geçirilen delillerin tümüne vakıf olan Cumhuriyet Başsavcılığımızca cebir ve şiddete ilişkin verilerin bu unsurunun gerçekleşmemesi olarak göz önüne alınıp değerlendirilmesi ile 3713 sayılı kanunun tanımladığı 'terör örgütü' niteliklerinin tamamlanacağı ve soruşturma konusu yapının 'terör örgütü' olarak nitelendirilebileceği değerlendirilmektedir