Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca, "Paralel Devlet Yapılanması" iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, aralarında eski Konya Emniyet Müdürü Mehmet Salih Tuzcu ve eski Bingöl Emniyet Müdürü Ercan Taştekin'in de bulunduğu 74 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi. Konya Cumhuriyet Başsavcılığı, "Paralel Devlet Yapılanması" iddialarıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, aralarında eski Konya Emniyet Müdürü Mehmet Salih Tuzcu, eski Bingöl Emniyet Müdürü Ercan Taştekin, eski Mevlana Üniversitesi Rektörü Bahattin Adam, eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün'ün kardeşi olan ve bir dönem Konya Emniyet Müdürlüğünde Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü yapan Anadolu Atayün'ün de aralarında bulunduğu 74 şüpheli hakkında hazırladığı iddianameyi tamamladı. "Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca, "Paralel Devlet Yapılanması" iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, örgütün lider merkezli bir yapıya sahip olduğu, örgütlenmenin gizlilik, hiyerarşik yapılanma, özel haberleşme ve kod adı kullanma gibi özellikleri ile yasa dışı terörist örgütlenme taktiklerini kullandığı belirtildi. Bu nedenle tüm devlet organlarında, yerel yönetimlerde ve sivil sektörde örgütlenilmesinin amaç edinildiği, ileride devlet yönetimini kontrol altına alabilmek için kısa vadede tüm kadrolara kendi mensuplarının getirilmesi veya bu kadroları işgal edenlerin kendisine bağlanmasının hedeflendiği ifade edilen iddianamede, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETO/PDY) tabanında bulunan insanları istismar ederek kaynak ve meşruiyet devşirme, bünyesindeki vakıf, okul ve dershaneler marifeti ile ideolojisi doğrultusunda yetiştirilecek insan gücü elde etme, devlet modeline uygun bir paralel örgütlenme ile gizlice başta siyaset, mülkiye, adliye, maliye, askeriye, emniyet ve eğitim olmak üzere devleti ele geçirme, devlet dışında kendisine bağlı bir ekonomik sistem kurmayı hedeflediği kaydedildi. "Örgütün lider merkezli bir yapıya sahip olduğunu belirtilen iddianamede, FETÖ/PDY örgütlenmesinin gizlilik, hiyerarşik yapılanma, özel haberleşme ve kod adı kullanma gibi özellikleri ile yasa dışı terörist örgütlenme taktiklerini kullandığı bildirildi. İddianamede, dini unsurları temel alarak hareket ettiğini iddia eden FETÖ/PDY'nin dini değerleri zamana ve şartlara göre kendi idealleri doğrultusunda yorumlamasının, açık ve şeffaf olmak yerine bir istihbarat örgütü gibi kod isimler, özel haberleşme kanalları, kaynağı bilinmeyen paralar kullanmasının, yönetim kadrosunun faaliyetleri yurtdışından idare etmesi ve hasımlarını saf dışı etmek için her türlü baskı, şantaj ve yasa dışı yöntemleri kullanmasının, organize olmuş bir örgüt olduğunu ortaya koyan hususlar olduğuna işaret edildi. Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca, "Paralel Devlet Yapılanması" iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY), "devletin ve Cumhuriyet'in varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak, yıkmak veya ele geçirmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla kurulmuş, örgütlü yapıya sahip, cebir ve şiddet yöntemlerini kullanan bir terör örgütü" olduğu belirtildi. FETÖ/PDY'nin, belirlenen amaçlar etrafında insan sayısı olarak üçten fazla kişinin bir araya geldiği, hiyerarşik görev dağılımının yapıldığı, gizliliğin esas alındığı, iş bölümünün, faaliyet alanlarının, sorumlulukların önceden tespit edildiği, eleman ve finansal kaynak temini ile üyelerinin eğitiminin ne şekilde yapılacağı gibi hususların açıkça ortaya konulduğu, iletişimin gizliliğine riayet ederek kod isim ve yemin uygulaması olan, kendine özgü ceza ve ödül sistemi bulunan profesyonel bir örgütlenme olduğu vurgulanan iddianamede, şunlar kaydedildi:"Fetullah Gülen Örgütü'nün dosya içeriğinden de anlaşılacağı gibi kolluk kuvvetleri ve yargı içerisinde yer alan mensupları tarafından kurgulanmış soruşturmaların sahte ihbar mektupları, yasa dışı dinlemeler, gerçeğe aykırı deliller üzerine inşa edildiği, bu sayede verilen mahkumiyetlerle toplum nezdinde başta yargı olmak üzere kamu kurumlarına duyulan güvenin yok edildiği, kendilerinden olmayanlara karşı yürütülen baskı, korkutma, yıldırma, sindirme ve tehdit faaliyetlerinin kolluk kuvvetleri, kamu kurumları ve yargıda görev alan bağlıları yardımıyla gerçekleştirildiği değerlendirilmektedir. "İddianamede, "FETÖ/PDY isimli yapılanmanın, Terörle Mücadele Kanunu 1. Konya merkezli "Paralel Devlet Yapılanması" iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında, 22 Mayıs'ta 19 ilde düzenlenen operasyonda, adliyeye sevk edilen 18 kişiden, eski Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü ve polis başmüfettişi Anadolu Atayün'ün de aralarında bulunduğu 5 kişi tutuklanmıştı