Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Sayın Durakoğlu, önce tutuklanan bir arkadaşımızın hukuki sorunlarıyla başlayalım söyleşimize: Müyesser Yıldız’ın TCK 329’a dayanarak tutuklanmasında, gözaltı süresinden başlayarak hukuken yapılan usulsüzlükleri sıralayarak FETÖ kumpas soruşturmalarıyla benzeyen yanları nelerdir, tutuklamada asıl amaç nedir sorusuna yanıt verelim: Mehmet Durakoğlu: 2005 yılında TCK’nda yapılan değişiklikler sonrasında, özellikle sanık/şüpheli hakları bağlamında getirilen yenilikler, bizi “yazılı olarak” çağdaş dünyaya bağlayacak gibi gözüküyordu. FETÖ’nün görece ayıklanmasından sonra, bu alandaki beklentilerimiz gerçekleşmediği gibi, OHAL bahanesi ile öğrenilen uygulamalar yeniden yürürlüğe girdi. FETÖ, bu uygulamasıyla gözaltını, giderek bir gözdağına dönüştürmüştü. Amuran: Bütün Baroların bir tespiti var: Siz de bu bir FETÖ Projesinin düzenlemesidir diyorsunuz. Daha önce FETÖ'nün aktif olduğu süreçte, getirilen önerilerde, benzer düzenlemeler mi vardı? 12 Eylülde de baroların etkinliğini azaltacak öneriler getirilmiş miydi? Bu durumda öne sürülen düzenlemeler demokrasiyle çelişmez mi? Baroların özerk yapısına zarar vermez mi? Durakoğlu: 2010 Referandumu ile yargıyı ele geçirme planları yapan FETÖ, bu referandumun sonuçları itibariyle, yargının üç sac ayağından ikisini ele geçirmiş ve giderek üçüncü ayak olan avukatlar için de planlamalar yapmıştı. Daha sonra bu raporu yazanların FETÖ yargılamalarına maruz kaldıkları ya da yurtdışına kaçtıklarını düşünürseniz, bunun bir FETÖ projesi olduğu gerçeği daha bir aydınlanacaktır. Siyasal iktidar, FETÖ Kütüphanesinin mutena bir yerinde sakladığı bu projeyi, zaman zaman ortaya çıkan ihtilaflarda Demokles’in kılıcı gibi üzerimizde dolaştırmaktadır. Yaşanan FETÖ süreci ile o sürecin görece sona ermesinden sonra başlayan yeni dönemin, aslına “yeni” olamaması, mesleğimizi ifa ederken giderek güçleşen koşulları dayattı