Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
”Toplantıda, FETÖ ile mücadele konusuyla ilgili de bir bahsin geçtiğini ifade eden ve son günlerde FETÖ’nün siyasi ayağı başlığı altında devam eden tartışmaları hatırlatan Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:“Baktığınız zaman bu tartışmanın kaynaklandığı yere, tartışıldığı zemine, yaptığı atıflara, birtakım imalara totalde bunun FETÖ ile mücadelenin güçlendirilmesinden ziyade FETÖ ile mücadeleyi sulandırmaya dönük bir girişim olduğu ve bu mücadele üzerinden çeşitli siyasi partilerin ve tarafların siyasi rant elde etme peşinde olduğunu görüyoruz. Buna da en çok FETÖ terör örgütünün mensupları herhalde seviniyorlardır. FETÖ ile mücadele samimi bir şekilde yapılacaksa bunun siyasi parti, mezhep, meşrep, siyasi görüş, ideoloji ayrımı yapılmadan birlik beraberlik içinde hareket edilerek yapılması gerektiğini anlatan Kalın, “Çünkü bu örgüt Türkiye Cumhuriyeti’nin tamamına düşmandır bir kesimine değil. ” ifadesini kullanan İbrahim Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:“Bu FETÖ terör örgütü ile mücadelede bir zaafa asla dönüşmemelidir. Bakın 17/25 yargı darbe girişimi ve sonrasında yaşananları bir hatırlayın. O süreçte FETÖ’cülerin yanında kimler durdu, kimler onlara sahip çıktı? 15 Temmuz darbe girişimi olana kadar acaba kimler kimlerle… Bu çevreler şimdi Cumhurbaşkanımızı eleştiren, AK Parti’yi eleştiren çevreler ya da devletin bu konuda zaaf gösterdiğini söyleyenler acaba ne tür gizli, açık, kapalı görüşmeler yaptılar? Kimlerle ne tür temaslar kurdular? Bunların hepsini tekrar tekrar konuşabiliriz ama burada aslolan bu terör örgütünün Türkiye Cumhuriyeti’nin tamamına düşman olduğu, başkalarının maşası olduğu, başkalarının dizaynını, planını hayata geçirmek için birer kukla olarak yetiştirildiği, kullanıldığı gerçeğini asla gözden çıkartmayalım. Milletin gücünün üstünde başka bir güç tanımadığını söyleyen bir lider ve kadronun şu anda Türkiye’yi yönettiğine dikkati çeken Kalın, şu değerlendirmeyi yaptı:“Dolayısıyla bu vesayet odağı nereden gelirse gelsin, ister FETÖ olsun ister PKK terör örgütü olsun, ister yok ordunun, yargının, bürokrasinin, güvenlik bürokrasisinin, iş dünyasının, medyanın içerisinde olsun, nerede olursa olsun onlar hedeflerine asla ulaşamayacaklardır. Sözcü Kalın, şunları kaydetti:“15 Temmuz ile ilgili davalar başladığında ordu içindeki FETÖ’cü yapılanmalar temizlenmeye başladığında da belli çevreler ‘Türkiye artık askeri gücünü yitirmiş, NATO içinde eski etkinliğini kaybetmiş bir ülke haline gelecek çünkü bu kadar işte komutanı, askeri görevden aldığınız zaman Türkiye askeri anlamda asli görevlerini yerine getiremeyecek, Türk ordusu zaafa uğrayacak’ diye birtakım söylemlerin ileri sürüldüğünü de biz gördük. ”Bunun somut neticelerini Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı harekatları ve PKK ile mücadelede gördüklerini dile getiren Kalın, şu ifadelere yer verdi:“Geçmişe doğru baktığınızda PKK ile mücadele olsun, FETÖ ile olsun, DHKP-C, DEAŞ ve benzeri terör örgütleriyle mücadelede askeri imkan ve kabiliyetler anlamında ‘elimizde birçok imkan bulunduğu halde neden netice alınamıyor’ diye sorduğunuzda bu tür yapıların içeride ne tür kumpaslar kurduklarını, ne tür oyalamalar yaptıklarını, siyasi iradenin direktiflerini nasıl boşa çıkarttığını defalarca gördük, geriye doğru bunları okuduğunuz zaman