Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ'nün siyasi ayağı tartışmasında kendisine 500 bin TL'lik dava açan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan aleyhinde 5 kuruşluk karşı dava açtı. Dava dilekçesinde; yargıdan emniyete, TSK’den üniversitelere kadar FETÖ’nün kamuda örgütlenmesinde Erdoğan’ın sorumlu olduğu vurgulandı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kendisi hakkında “FETÖ’nün siyasi ayağı Tayyip Erdoğan’dır” diyen Kılıçdaroğlu aleyhinde 500 bin TL manevi tazminat davası açmış ve Kılıçdaroğlu’nu FETÖ’nün siyasi ayağı olmakla suçlamıştı. Kılıçdaroğlu tarafından yapılan açıklamalarının tamamının doğru olgulara dayalı olduğu belirtilen dilekede, “FETÖ terör örgütünün siyasi ayağı Recep Tayyip Erdoğan’dır’, ‘Sıfırlama tapeleri tamamıyla doğrudur’ açıklamalarının ve aynı zamanda diğer dava konusu eleştirilerin doğruluğu, ispat hakkı kapsamında, tarafımızdan tartışmasız olarak ispatlanacaktır” denildi. Dilekçede, şu değerlendirme yapıldı: “Yeri gelmişken FETÖ Terör Örgütünün gelişip büyümesine, devleti ahtapot gibi sarmalamasına, devletin en kritik konumlarına yerleşmesine ve maddi olarak hayal edilemeyecek varlıklara sahip olmasına en fazla katkı veren siyasinin davacı Recep Tayyip Erdoğan olduğu gerçeğinin ispatlanmasının çalışılmasına dahi gerek olmadığını düşünmekteyiz! Zira bu konuda kamuoyunda tam bir inanç bulunmaktadır! Bu olgu tamamıyla görünür gerçeklik kapsamında da kalmaktadır. Nitekim bu gerçekliğin farkında olan davacı Recep Tayyip Erdoğan dahi, işlemiş olduğu bu suçların altında ezilerek, suçunu ikrar etmiş ve (FETÖ Terör Örgütüne yaptığı yardımlara yönelik olarak) ‘ne istediler de vermedik’ cümlesini kurmuştur! Dolayısıyla kralın çıplak olduğunun ifade edilmesi yanlış olmayacaktır! Bu nedenlerledir ki, davacı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu davayı açtığına pişman olacağına eminiz! FETÖ Terör Örgütünün, Recep Tayyip Erdoğan’ın ayağına basmasından, daha ötesi işlediği suçları açığa çıkarmasından sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın; FETÖ ile mücadeleye girmiş olması önceden FETÖ’ye yaptığı yardımlardan, onlarla işbirliği yapmasından kaynaklı sorumluluğunu ve işlemiş olduğu suçlarını ortadan kaldırmaz!” Dilekçede, Erdoğan ile FETÖ arasındaki bağın ortaya konulmasında kamu yararı olduğu ifade edilirken, “Eminiz ki bu ispatla kamu vicdanı da rahatlayacaktır!” denildi. Dilekçede, FETÖ konusunda şu iddialarda bulunuldu: Yargı: FETÖ Terör Örgütünün, suç örgütü olduğunu bildiği halde bu örgüte her türlü katkıyı vermiştir! FETÖ ile birçok konuda işbirliği yapmıştır! FETÖ’nün talepleri doğrultusunda FETÖ üyelerinin kamuya alınmasını sağlamıştır!FETÖ’nün yargıyı tamamen ele geçirmesine her türlü katkıyı vermiştir! Örgütün HSYK’yi ele geçirmesini sağlamıştır! FETÖ’nün HSYK eliyle Yargıtay’a ve Danıştay’a militanlarını seçtirmesine bile bile olur vermiştir! Neredeyse; tüm Başsavcıların, tüm Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlarının, tüm Özel Yetkili Hakim ve Savcıların, tüm Komisyon Başkanlarının FETÖ’cülerden oluşmasına ortam ve katkı sağlamıştır! Mülkiye: Neredeyse tüm Valilerin, FETÖ Terör Örgütü üyeleri arasından atanmasına imza atmıştır! Neredeyse tüm İl Emniyet Müdürlerinin, FETÖ Terör Örgütü üyeleri arasından atanmasına imza atmıştır! Emniyet İstihbarat Dairesini, bile bile ve tamamıyla FETÖ Terör Örgütüne teslim etmiştir! TSK: 15 Temmuz darbe kalkışmasına katılan neredeyse tüm FETÖ’cü (sözde) Generallerin, general olmasını sağlamış, terfi ve atama kararlarına imza atmıştır! FETÖ’cü subayların atanmasını ve hak etmedikleri terfileri almasını sağlamak üzere kurulan kumpaslara katkı vermiş, FETÖ’cü olmayan Atatürkçü subayların terfi etmesini engellemiştir! Türk Ordusuna Kumpas kurulmasına göz yummuş, Türk Subayların yıllarca tutsak edilmesine seyirci kalmıştır! Üniversiteler: Neredeyse tüm üniversitelerin FETÖ’cüler tarafından kuşatılmasına ve ele geçirilmesine ortam sağlamış, ne kadar FETÖ’cü (sözde) akademisyen varsa bunların Rektör, Dekan, Bölüm Başkanı olmasına olanak sağlamıştır! Kumpaslar: FETÖ’cü olmayan, çağdaş değerlere sahip Akademisyenlere, Askerlere, Hakim ve Savcılara, Avukatlara, Bilim Adamlarına, Siyasetçilere, Basın Mensuplarına Ergenekon, Balyoz, Oda-TV v. düzmece davalar yoluyla Kumpas kurulmasına ve bunların yıllarca Tutsak edilmesine olanak yaratmış, göz yummuştur! Devletin en önemli sırlarının saklandığı kozmik odaya, FETÖ Terör Örgütü tarafından girilmesine bizzat katkı vermiş ve buradaki sır kapsamlı bilgilerin dışarı çıkarılmasına olanak yaratmıştır! Dilekçede, ortaya konulan olguların doğruluğu dayanılan kanıtların toplanması ve İlker Başbuğ, Işık Koşaner, Abdüllatif Şener, Kadir Özbek, Ali Suat Ertosun, İlhan Cihaner, Celal Ülgen’in tanık olarak dinlenmesi istendi. Bu kapsamda mahkemeden Erdoğan’ın FETÖ ile bağına ilişkin delil toplanması amacıyla 38 talepte bulunuldu