159,909 Yayın 10,926 Hoşgörüsüzlük 3,088 Hak ve itibara saldırı 159,821 Düşmanlığa tahrik 685 İnsanlığa karşı suça tahrik 149,766 Haber 10,126 Köşe Yazısı 916,955 Kelimeyle Suç
159,907 kayıt bulundu 128940 - 128960 gösteriliyor
07-10-2016
Diriliş Postası
Diriliş Postası  
 
Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci: Teröre finans aktaran şirketlerin üzerine gittik
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Türkiye’nin darbe girişiminde ihanetin en büyüğünü yaşadığını dile getiren Tüfenkci, şu değerlendirmede bulundu:“(Altın nesil yetiştireceğiz) diyenler, bu ülkenin her şeyini sömürmek, birilerine peşkeş çekmek, iç savaş çıkarmak için hain darbe girişiminde bulundu. Bizler asla FETÖ, PKK, DAEŞ ile mücadele ederken hukukun dışına çıkmayacağız
07-10-2016
Diriliş Postası
Diriliş Postası  
 
ByLock’un kripto sistemleri çözülüyor
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
”ByLock‘un bir süredir FETÖ mensubu olmaya dair en önemli kanıt sayıldığına işaret eden Nebil, “Sunucusunun Litvanya’da bulunduğu söyleniyor. Programın bir web sitesi üzerinden indirilebilecek şekilde planlanmış olabileceğini ifade eden Tabak,FETÖ‘nün haberleşme ağı olarak bilinen ByLock gibi herhangi başka bir programın da şu anda kullanılabiliyor olabileceğini ifade etti
07-10-2016
Diriliş Postası
Diriliş Postası  
 
Başbakan Yıldırım’dan FETÖ’cüleri koruyan Kılıçdaroğlu’na: Şehitler mi önemli, yoksa FETÖ’cü darbeciler mi?
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Yıldırım, Türk Ordusu’nu işgalci güç sayarak haddini aşan kukla Irak Başbakanı İbadi ve FETÖ ile mücadeleyi sulandırmaya çalışan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu için sert mesajlar verdi. Yıldırım, devlet kademelerine sızan FETÖ’cü alçakların tasfiye için çıkarılan KHK’ların “Mağdurlar ordusu” doğurduğu yönünde söylemlerde bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, alçak örgütle mücadeleyi sulandırdığını ifade etti
07-10-2016
Diriliş Postası
Diriliş Postası  
 
FETÖ’nün merkez üssü CHP
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
15 Temmuz’da Türkiye’ye işgal girişiminde bulunan Fetullahçı Terör Örgütü’nün devlet kurumlarına sızdırdığı militanlarına yönelik temizlik harekatı sürerken, örgütün siyasi partiler içerisindeki kriptoları en önemli gündem maddelerinin başında geliyor. Bu kapsamda, 17-25 darbe girişimi sonrası FETÖ ile alenen işbirliği yapan, 15 Temmuz sonrası ise örgütün teröristlerin korumak için OHAL’e karşı çıkan, KHK’ları ise Anayasa Mahkemesi’ne taşıyan CHP, AK Parti’nin kendi bünyesinde bulunun örgüt üyelerini koruduğu yönünde propagandaya başladı. AK Parti Kocaeli İl Başkanlığı’na yaptığı ziyaret esnasında konuşan Bakan Bozdağ, partisinin FETÖ’cülere karşı asla müsamaha göstermediğini CHP içinse aynı durumun geçerli olmadığını vurguladı. CHP ile FETÖ arasındaki ortaklığını detaylarıyla paylaşan Bozdağ, belediye başkanları ve vekillerin bağlantılarının araştırılması gerektiğinin altını çizerek, “Onlar kendi içerilerinde ayıklanma yaptılar mı? ‘Siyasi ayak’ diyor, o zaman ben soruyorum CHP’nin içerisinde kaç tane irtibatlı, iltisaklı veya onların adına hareket eden kişi var, onu CHP’nin çalışması lazım. ” Bozdağ, MHP Genel Başkanı Bahçeli’ye ise FETÖ ile mücadeleye verdiği destekten dolayı teşekkür ederken, Bahçeli’nin devlet adamlığı gösterdiği dile getirdi. Bozdağ, ayrıca 15 Temmuz darbe girişiminde Türk milleti ve hükümeti yerine FETÖ’cü teröristleri koruyan Batı’ya da verdi veriştirdi
07-10-2016
Diriliş Postası
Diriliş Postası  
 
FETÖ’nün mistik hezeyanları ve gerçekler
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Mistik hezeyanlar, bazı halüsinasyonlar, kökeni tamamen biyokimyasal olan birtakım görüntüler veya (havas ilmi/okült ilimlere göre tasnif edecek olursak) tamamen ‘obsesif vakalar’ dediğimiz olayların sık görülüyor olması, dindarlık psikolojisinde zaman zaman karşılaşılan en önemli problemlerden biridir. Bu hem dini bilimler hem de psikoloji disiplini için, zaman zaman örtüşen, zaman zaman da ayrışan ciddi derecede problemli bir alandır. Bu alan aynı zamanda, tarih boyunca din düşmanları veya ateistler tarafından da, genel manada bütün dindarları tenkit etmekte kullanılan bir konu olagelmiştir. Hususi anlamda ise, dinin içinde bulunduğu halde, manevi tekâmülü ve manevi bilgilenme yolunu inkar eden, her şeyin rasyonel düzeyde olup bittiğini, bunun ötesinde bir şey olmadığını iddia eden günümüz modernist/selefi İslamcıları gibi akımlarda bu tür vakalar, daha çok İslâm maneviyatına, hususi adıyla İslâm tasavvufuna vurmak, onu tenkit etmek için sıkça kullanılan bir malzeme olagelmiştir. Şu sıralar ise, 15 Temmuz hadisesinden sonra, özellikle ilahiyat ve diyanet camiasındaki çoğunluk ulema tarafından bu şekilde kullanıldığını görmekteyiz. Tabiatı itibarıyla bu çok çetrefilli bir konu. Sapla samanın karıştığı alan, sadece siyaset alanı değil. Dine dair konularda da çok şey birbirine girmiş vaziyette. Bu nedenle meselenin doğru bir analizinin yapılması gerekiyor.Anlayabildiğimiz kadarıyla söyleyebileceğimiz şudur: Maneviyat bir ‘vârislik’ meselesidir, ‘ırsiyet’ meselesidir. Tıpkı babadan oğula geçen genler gibi, manevi genlerin de aynı şekilde manevi babadan manevi evlada geçerek intikal ettirildiği bir yoldur, maneviyat ve ilâ yevmi’l-kıyâme (kıyamete kadar da) manevi nesiller bu şekilde devam eder. Sahih gelenek bu şekilde devam eder. Bu bir nebinin getirdiği ilimlerin manevi yönünün intikalinden ibarettir. Bizim bugün şeriat ilimleri dediğimiz şeyler, Hz. Muhammed (asm) efendimizin getirdiği ilimlerin zahiri yönünden müteşekkildir. Manevi yönünün intikali ise vâris-i Muhammedî olanlar eliyle gerçekleşir.Hakiki vâris-i Muhammedî olanlar, tarihte de gördüğümüz kadarıyla, her ne kadar Hz. Peygamber’e (asm) yetişmemiş olsalar da, kendisiyle görüşmelerini veya bazı büyüklerle görüşmelerini ya da bazı manevi hallerini setrederlerdi, üstünü örterlerdi. Bunları asla yaymazlardı. En fazla, o seviyede olduğunu gördükleri bir talebesine, belki bir sebebe binaen anlattıkları olmuştur. Ama bu tür hallerini, umumi anlamda her zaman örterler, hatta kerametlerini dahi göstermezler. Ellerinde olmadan onlardan bir şey sâdır olursa, bundan da hicap duyarlar, çok utanırlardı. Edep bunu gerektiriyordu.“Biz şöyle gördük”, “Biz böyle gördük, “Manamızda böyle oldu”, “şöyle emrediyorlar” gibi sözler, ‘evhâm-u hayalât’ dediğimiz kuruntu ve hayallerden meydana gelir. Bu kuruntuların mertebesi ise belki de Freudiyen psikolojinin izah edilebileceği, bastırılmış şuuraltının açığa çıktığı alanlardır. Maneviyat erbabı tarafından elementler âlemi de denilen cinler âlemiyle paralellik arz eden bir âlemdir bu. Dolayısıyla bu tür söylemlere sahip olan kişilerin çoğunun obsesif vakalar olduklarını ve bazı varlıkların tasallutu altında olduklarını söyleyebiliriz. O varlıkların bazıları ise çok muziptirler: -Hâşâ- “Ben Allah’ım”, “Ben peygamberim” ya da “Ben Hz. Pîr falancayım” diyerek onlara güya bazı bilgiler aktarırlar. Bunlar da hemen onlara inanırlar. Oysa ki onların ehli “Yâma’şera’l-cinnive’l-insi” (ey cinler âlemi, ey insanlar âlemi) ayetinde de buyurulduğu gibi, onlara hitap ederken, bir yandan da (tabir caizse) onları test ederler. Zira onların da bilebileceği ve bilemeyeceği şeyler var ve daha da önemlisi onların yalancıları çoktur. Dolayısıyla onların yalanlarına inanan bazı kimseler, “Ben şunu gördüm! Ben bunu gördüm!” demek suretiyle, öncelikle kendilerini kandırmaktadır ve bu psikopatolojik bir haldir.Saniyen, bu tür insanlar çevre yapmak, etrafındaki bağlılarını çoğaltmak gibi matematiksel ve kantitatif bir bakışa sahip oldukları için, “Sayısal anlamda ne kadar çok bağlım varsa ben o kadar büyüğüm, ben o kadar üstünüm” gibi kökeni yine egoya dayanan bir yaklaşıma sahip oldukları için, bu halleri çok iyi kullanırlar. Yakınlarına, çevrelerine “Ben şunu gördüm, ben bunu gördüm, manada şöyle oldu” diyerek, kendi evham ve hayallerini hakiki manaymış gibi naklederek, ‘mana satmak’ dediğimiz bir tavırla, etraflarında bir tür karizma oluşturmaya çalışırlar. Safdil, kalbi temiz bazı insanlar da değişik sebeplerle bunlara inanırlar. Bu tür insanları çok fazla suçlamak mümkün değilse de daha dikkatli olunması gerektiği aşikardır. Çünkü maneviyat pazarında malını satmaya çalışan çok sahtekar vardır. Tıpkı madde pazarının sahtekarlarının modern zamanlarda çoğalması gibi, maneviyat pazarının sahtekarı da boldur. Bir madde alacağımız zaman nasıl dikkatli bir şekilde araştırıyorsak, maneviyat âleminin satıcılarını da öyle araştırmamız gerekiyor. Bunlara ‘sahtekar’ derken, gerçekten özel olarak yetiştirilmiş kafir kimseler olduklarını kastetmiyorum. Bunların bazıları cemaat mensupları yahut kendilerini bir şekilde tasavvufa yamamaya çalışan bazı insanlardır. İki, üç esma geçtikten sonra “Ben şunu gördüm, ben bunu gördüm, ben halifeyim, ben vekilim, işte şimdi pir oldum, şimdi mürşid-i kâmilim ve kutb-u a’zamım!” diyerek hezeyan derecelerinde zirveye varan psikopatolojik hallere sahip insanlardır bunlar.Tabii ki bunların gerçek tasavvuf yoluyla hiçbir alakası olmayan nevzuhur insanlar oldukları izahtan varestedir.Peki, kâmil insanlar nasıl ayırt edilecek ve hangi kıstaslarla tanınacaklar? Manevi hallerde makam sahibi olmak çok önemlidir. Kâmil insanlar makamlarında karar kılmıştır. Onlar hiçbir zaman gelgitler içinde değildir. Henüz bir makama sahip olmamış hal sahipleri, mürşitlik (yani rehberlik) yapamazlar. Onların hali nasıldır? Bir gün ağlar, ertesi gün kahkahayla güler, bir gün Kur’ân’ı fırlatır, ertesi gün başının üstüne koyar… Bunlar psikopatolojik hallerdir. O kişiye Allah yardım etsin. Ama makam sahibi olan kişi artık ‘rengini tutturmuş’, kıvamını elde etmiş, yalpalanmadan, iniş çıkış yapmadan, mütemadiyen o makamdan konuşan kişidir. Onlara ‘sükun ehli’ denir. Çünkü bir sükuna ermiştir.Kâmil insan, yukarıda bahsettiğimiz gibi, manevi tecrübelerini gizler. Varsa dahi göstermemeye çalışır. Kerametini izhar etmemeye çalışır. Bazı şeyleri belki bilir, bazı şeyleri görür, ama söylemez. Bunların üstünü örter. Mütevazılığı esas alır. Bu noktada belki “Peki, o zaman biz bu insanı nasıl tanıyacağız?” denilecektir. Onlar, kemali kendisine öyle bir sindirmiştir ki, onların bir şey söylemesine dahi gerek duymadan, siz onlardan kaynaklanan kemali hissedersiniz. Bu tıpkı, çayın içine şekerin atılıp da karıştırılmasından sonra görünmemesi gibidir: Maddi olarak şeker görünmez, çünkü eriyip gitmiştir, ama çayın içindedir. O zevk, o hal, o makam, o sır onda sindirilmiştir, ona yedirilmiştir. O insan yolda yürür, sıradan bir insan gibi davranır, ama halinde ve söylemlerinde bir basiret vardır. “Müslümanın ferasetinden korkunuz” hadis-i şerifinde işaret buyurulduğu gibi, onda kanalların açık olduğunu gösteren emareler bulunmaktadır.Onun için sahih geleneğimizde, Abdülkadir Geylani hazretlerine izafe edilen bir sözde denilmiştir ki: “Baktınız ki bir kâmil gökte uçuyor, hemen ‘Ooo!’ deyip de coşmayınız. Yere inmesini bekleyiniz; yerdeki yürüyüşüne bakınız. Yani, ‘uruc’ halini, o ‘cezbe’ halini değil, yeryüzündeki sıradan halini esas alınız. Oradaki kerametine bakınız”. Sahih gelenek her zaman bunu göstermiştir. Zaten Selçuklu ve Osmanlı’dan geçip günümüze kadar devam eden sahih bir silsileye sahip olmayan, nesli olmayan, güdük, sahih bir babaya sahip olmadan maneviyat âlemine dalan kimselere biz, tasavvufi hareketler değil, kült hareketleri diyoruz. Çünkü ‘sulb’, babadan oğula devam eder.Manevi bir silsilesi olmadan gelip destursuz bağa giren kimselerde ise, enerji fazlalığını kaldıramamaktan kaynaklanan böyle kaymalar, sıçramalar, hezeyanlar, vehimler olabilmektedir. Çünkü maneviyat âlemi tehlikeli bir alandır.Dolayısıyla sahih silsileye istinat eden, ona bağlanan, oradan feyz alan geleneklerde böyle psikopatolojik haller pek zuhur etmemiştir. Hatta bilakis o tür hastalıklara sahip insanların tedavi olduğu yerler, ocaklar olmuştur geleneğimiz. Ana cadde olan İslâm tasavvufunda, Cenâb-ı Şeyh-i Ekber Muhyiddin-i İbn-i Arabî ve Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî’nin yolundan yürüyüp Anadolu’yu, Rumeli’ni aydınlatan binlerce arif gelmiştir. Sayılarının dökümünü yapacak olsak binlercedir. Bu binlerin içerisinde istisnai olarak böyle şeylere prim vermiş bir ya da iki örnek ancak vardır. Çünkü onlar da beşerdir ve bu nedenle tabiidir ki hataya düşebilirler. Fakat bu tür hallere sahip olanlar, ana camia tarafından tenkit edilmiş veya dışlanmışlardır. Tasavvuf camiası, irfan camiası onlara tenkidini yöneltmiş, “Doğru gitmiyorsun, sünnet (yani gelenek) bu değil, yanlış yapıyorsun” diye kendilerini uyarmış, ikaz etmiş, hatta bazılarının iddialarını çöpe atmıştır.Örneğin Yiğitbâş-ı Velî Ahmed Şemseddin Marmaravî gibi bir zat gelmiş, İstanbul’da o esnada şeyhlik yapmakta olan üç yüze yakın tekkenin şeyhinden birkaçını manevi bir imtihandan geçirmiş, sonra da “Bunlar şeyh değil” diyerek başlarından tâc-ı şeriflerini almış, Sarayburnu’ndan denize atmıştır. Yani başka bir deyişle, ruhsatlarını iptal etmiştir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, tacı alınan şeyhlerin sayısındaki azlıktır: Üç yüze yakın şeyh içinden birkaç kişidir bunlar ki bu kadar kusur da her alanda, her branşta olabilmektedir.Velhasılıkelam: Sahih manevi gelenekten gelmeyen kült hareketlerde, bu tür laflar, rüyalar, manalar söylenmek ve bunlar neşredilmek suretiyle cemaat içerisinde mistik bir hava meydana getirir. O mistik havayla birlikte, kült liderinin karizması daha da dokunulmaz hale gelir. Maalesef buna benzer oluşumlar ve benzer uygulamalar da tasavvuf düşmanlarının eline epey bir malzeme verir. Onlar da buradan açtıkları kapıdan irfan camiasına vurmaya başlarlar. Bu bir paradokstur, zıtların birbirini vurması halidir. Ama ben, bu iki zıt uç birbirini böyle vurdukça, sarkacın orta yolda, sırat-ı müstakimde karar kılacağı kanaatindeyim. Allah bizi doğru yoldan ayırmasın.
07-10-2016
Diriliş Postası
Sabri İşbilen  
 
Soyadın Demirtaş ise dokunulmazsın arkadaş
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
İlk günlerde, ufak tefek ifade davetleri olsa da FETÖ’cü teröristlerin 15 Temmuz darbe girişimi, işbirlikçi vekillere adeta can suyu oldu. Sadece FETÖ değil, vatanına düşmanlık eden terör örgütü, hücre, siyasi parti, klik, STK, memur, ismi cismi ne olursa olsun hesap sorulması. Demirtaş niye tutuklanamıyor?  PKK’lı teröristlerin hendek ve barikat siyasetine sahip çıkmak, Türkiye’yi parçalamak için özyönetim istemek, örgüte kuryelik yapmak, örgüt için dış güçlerden silah talebinde bulunmak, devleti teröre destekle itham edip FETÖ ve üst akıl medyasına yataklık yapmak,  bombacıları kutsamak ve en önemlisi de Kobani olaylarını bahane ederek 50 kişinin katledilmesi için emir vermek suç değil mi?   Demirtaş’ın, tutuklanması için Gazi Mahallesi’nde eline Kalaşnikof alıp polise mi saldırması, yoksa Güneydoğu’da HDP’li belediyelerden kamyon temin edip, yüklediği bombayla intihar saldırısı mı gerçekleştirmesi gerekiyor? Yada Suriye PKK’sının içine girip terörist eylemler mi tertiplemeli?Milletin sözüne kulak verinSavcılar derhal harekete geçmeli
07-10-2016
Diriliş Postası"
Ferhat Ersin  
 
Dünyanın en şans/lı/sız adamı
Hak ve itibara saldırı (küfür, hakaret, aşağılama)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
ASALA, PKK, DHKP/C gibi terör örgütlerinin saldırıları hiç bitmiyor; biri bitiyor, biri başlıyor ama ülke hâlâ dimdik ayakta… En sonunda dindar geçinip kindar olan, mazlum görünüp zalim olan, insan görünüp robot olan, cemaat görünüp ‘CIAmaat’ olan hırsızlar, arsızlar, hayâsızlar, FETÖ’cü Haşhaşi hainlerin içiten ve dıştan saldırılarına maruz kalıp ondan bile minimum zararla çıkmayı başarıyor
07-10-2016
Aydınlık "
Aydınlık  
 
Seçimden önce 4 partiye de FETÖ operasyonu
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Soykırıma/İnsanlığa karşı suça tahrik
SLOGAN: FETÖ TEMİZLİĞİ Yapılması planlanan erken seçimin ana sloganı bile belli. “FETÖ temizliği”. AKP’de milletvekilleri arasındaki FETÖ temizliğinin erken seçimle yapılacağı ifade edilmişti. Başbakan Binali Yıldırım partide FETÖ kargaşasından endişeli. Seçim kokusu alan AKP’li, aynı ildeki rakibinin “FETÖ ile ilişkisini” gündeme getiriyor. Partililer arasında, “İçimizdeki FETÖ’yü temizleyelim” mesajları artıyor. Sonra da nedenini açıkladı: “İtiraz eden olursa ‘FETÖ’cü müsün?’ sorusuna muhatap olur. Seçim kararı kesinleşirse, seçime kısa süre kala FETÖ’nün siyasi ayağına da operasyon yapılacağından herkes emin. Gelen bilgilere göre, “FETÖ AKP içine yerleşmiş” algısı oluşmaması için diğer partilerdeki FETÖ’cülere de eş zamanlı operasyon gerçekleştirilecek
07-10-2016
Aydınlık
Aydınlık  
 
ABD Genelkurmay Başkanına FETÖ soruşturması
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
15 Temmuz darbe girişiminin ardından bir avukat ABD Genelkurmay Başkanı, Ulusal İstihbarat Direktörü ve ABD Merkez Kuvvetler Komutanı'nı FETÖ kapsamında 'terör örgütü propagandasıyla' suçlayıp şikayet dilekçesi verildi
07-10-2016
Aydınlık
Aydınlık  
 
FETÖ'nün 15 milyarlık taşınmazı kamulaştırıldı
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, FETÖ'ye 15 milyar liralık taşınmazın devlete geçtiğini bildirdi Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, gazete, televizyon ve haber ajanslarının Ankara temsilcileri ile İller Bankası (İLBANK) tesislerinde bir araya geldi. " FETÖ'ye ait taşınmazlar Kanun Hükmünde Kararnamelerle Tapu Kadastro'da el konulan taşınmazların son durumlarına ilişkin bilgileri de paylaşan Özhaseki, şunları kaydetti: "Maliye hazinesine şu ana kadar 3 bin 333 adet taşınmaz kaydoldu. Şehirlerden gelen rakamları topladığımızda FETÖ örgütüne ait yurt, okul, vakıf, gayrimenkul vesaire toplam değeri 15 milyar lira civarında
06-10-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Yalova’da denetimler sıkılaştırıldı haberi
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
(28) adlı dolandırıcıların, 3 gün önce Yalova'da başka bir şahsın, kendilerini FETÖ soruşturması savcısı olarak tanıtarak, 16 bin TL değerindeki bileziklerini aldıkları ortaya çıktı
06-10-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Urfa yerel haber: Siverek’te 45 polis açığa alındı
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Urfa yerel haber: Siverek Emniyet Müdürlüğünde görevli 45 polisin FETÖ/PDY soruşturması kapsamında açığa alındığı bildirildi. Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatı içerisindeki FETÖ/PDY ile bağlantısı olduğu değerlendirilen Siverek Emniyet Müdürlüğünde görevli 45 personel görevinden uzaklaştırıldı. Polislerin FETÖ ile bağlantılı olup olmadığının yapılacak araştırmanın ardından belirleneceği öğrenildi
06-10-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
İzmir Yerel Haber: Tire'de FETÖ'den 4 tutuklama
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
İzmir Yerel Haber: İzmir'in Tire ilçesinde Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınıp, adliyeye sevk edilen 13 şüpheliden 4'ü tutuklandı. Tire Cumhuriyet Savcılığı'nın FETÖ/PDY soruşturması kapsamında geçen 3 Ekim'de, İzmir'in Tire, Ödemiş ilçeleri ile Ankara ve Bursa'da belirlenen 29 adrese operasyon düzenlendi
06-10-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
İzmir Yerel Haber: Aliağa merkezli 5 ilde FETÖ operasyonu
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında FETÖ/PDY'nin olduğu belirtilen dershanelerde çalışan 17 kişi hakkında bir süre önce gözaltı kararı çıkartıldı. Operasyon kapsamında arananlar arasındaki bir kişinin FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Aydın'da tutuklandığı, bir diğerinin de Zonguldak'ta daha önce gözaltına alındığı belirlendi
06-10-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
İsveç'e FETÖ bağlantılı 176 iltica başvurusu
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Gazete, İsveç Göçmenler Ofisinin rakamlarına göre son iki ayda Türkiye'den 176 kişinin İsveç'e iltica ettiğini kaydederken, bunların Fetullahçı Terör Örgürü (FETÖ) bağlantılı kişiler olduğunu vurguladı. Öte yandan Göçmenlik Ofisi, iltica başvurusu reddedilen FETÖ bağlantılı kişilerin Türkiye'ye gönderilmemesine karar verdi. Ofis, 15 Temmuz darbe girişiminden 3 gün sonra aldığı, ancak kamuoyuna daha sonra duyurduğu kararı uyarınca, FETÖ'yle somut bağlantıları bulunan Türk sığınmacıların, başvuruları reddedilmesine karşın ülkede kalmalarına izin verileceği belirtildi
06-10-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Necmettin Erbakan ve FETÖ'lü sahneler geliyor
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Necmettin Erbakan'ın Kıbrıs çıkartmasında üstlendiği role de vurgu yapılan bölümde, FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen'in o yıllarda örgüt mensuplara devlete nasıl sızmaları gerektiğini anlattığı sahneler de yer alıyor
06-10-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Müezzinlerden duygulandıran mesaj: Darbedildik ama zararı yok
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hasan Kamil Yılmaz, darp olayının sadece İzmir'deki vaka ile sınırlı olmadığını, Türkiye genelinde 60 kadar din görevlisinin FETÖ'nün darbe girişimi yaptığı 15 Temmuz gecesi ve sonrasında darbedildiğini ve baskı altında kaldığını bildirdi
06-10-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
"Teröre karşı koymak hepimizin görevi olmalı"
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
TBMM Başkanı İsmail Kahraman, "15 Temmuz gecesi Fetullahçı Terör Örgütü'nün bu menfur kalkışması çok şükür ki aziz milletimizin topyekün bir araya gelmesi ve karşı koymasıyla püskürtüldü. Türkiye'de 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişimine de değinen Kahraman, "Hepiniz takip ettiniz. 15 Temmuz gecesi Fetullahçı Terör Örgütü'nün bu menfur kalkışması çok şükür ki aziz milletimizin topyekün bir araya gelmesi ve karşı koymasıyla püskürtüldü
06-10-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Tam gün seferberliği
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ'yle mücadele kapsamında 28 bin öğretmen açığa alınmıştı
06-10-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Petek: Yenikapı ruhu komisyona da yansıyacak
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimini araştırmak için kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Başkanlığına seçilen AK Partili Reşat Petek, TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtladı