Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Görmez, FETÖ'nün Avrasya bölgesinde güçlü bir yapılanma oluşturarak hem Müslümanların hem de bölge ülkelerinde yaşayan Türklerin duygularını istismar ettiğinin hatırlatılması ve "Bu kapsamda bu boşluğu doldurmak için yeni bir perspektif oluşturuyor musunuz?" sorusu üzerine, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Diyanet Vakfı'nın yurt dışı hizmetleri arttıkça FETÖ'nün Diyanet'i itibarsızlaştırma çalışmalarının da aynı oranda arttığına dikkati çekti. FETÖ'nün bu yöndeki çalışmalarının 2010 yılından itibaren başladığına işaret eden Görmez, "Üzülerek belirteyim, bizim bu coğrafyalara FETÖ'den dolayı bir özür borcumuz var millet olarak. FETÖ'nün bölge ülkelerinde kurduğu müesseselerle çocukların üç aidiyetini yok ettiğini ifade eden Görmez, bunlardan birincisinin aile aidiyeti, ikincisinin kendi milletlerine olan aidiyet, üçüncüsünün ise İslam ümmetine olan aidiyet olduğunu söyledi. "Hem terör örgütü PKK ile hem de FETÖ ile iltisaklı din adamlarının görevlerine son verildi. Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü:FETÖ'nün yıpratma kampanyasıyla ortaya çıkan olumsuz imajı dönüştürmek için Diyanet İşleri Başkanlığının bir sosyal ve toplumsal çalışma yapıp yapmadığının sorulması üzerine Görmez, FETÖ'nün her düşünceden medyayı ve siyasi yapıyı kullandığına dikkati çekti. FETÖ ile ilgili konuların Güneydoğu meselesi için de geçerli olduğunu belirten Görmez, çukur siyasetinin egemen olduğu zamanlarda bizzat Cizre'de, Silvan'da, Silopi'de, Sur'da vatandaşlarla beraber olduğunu anlattı. Gerek Türkiye'de gerekse Türkiye dışında, özellikle FETÖ travmasından sonra İslam'ı tanıtacak, anlatacak din görevlilerinin eğitim düzeylerinin buna cevap verecek noktaya getirilmesi konusunda bir çalışmaları olup olmadığı sorusuna Görmez, "Biz daha çok kendi yağımızla kavrulacak şekilde arkadaşlarımızı yetiştirmişiz