Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında, Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili, sözde "Yurtta Sulh Konseyi" üyelerinin de arasında bulunduğu 221 kişinin yargılandığı davanın ikinci günü, Yazıcı'nın savunmasının alınmasıyla başladı. Hakim Dik'in, "Sanık Levent Türkkan'ın 'Ali Yazıcı da FETÖ'cüdür' ifadesi var, ne diyeceksin?" sorusuna Yazıcı, Türkkan ile sadece Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın, Cumhurbaşkanlığına ziyaretleri sırasında, askeri hiyerarşi içerisinde görüştüklerini, bunun dışında görüşmeleri olmadığını ileri sürdü. Sözcü bile FETÖ'cü olabiliyorsa Ali Yazıcı'nın idam edilmemesi neden diye ironiyle başlayabiliriz. 65 milyon insanın öldürüldüğü, 6,5 milyon insanın soykırıma tabi tutulduğu İkinci Dünya Savaşı'nın hesabını sadece 24 kişi veriyor, kanlı bir dört dörtlük darbe; 12 Eylül'ün hesabını sadece 2 kişi, o da tutuksuz olarak veriyor. " Avukat Tunçkol, iddianamede geçen gizli tanıklar Kuzgun, Şapka ve "Emin Yarbay" olarak bilinen Emin Güven'in etkin pişmanlıktan yararlanmak için birçok kişiyi FETÖ üyesi olarak suçladığını savunarak, "FETÖ'nün Balyoz ve Ergenekon ile başaramadıklarını, TSK içindeki Atatürkçü, ulusalcı, Atatürk ilkelerine bağlı elit komutanların diskalifiye edilmesi için 'bunlar da bizdendi' beyanlarından başka delil olmadan TSK'nın içi boşaltılmaktadır. Bütün istihbaratı elinde tutan FETÖ, cumhurbaşkanının yerini Ali Yazıcı'dan mı öğrenecek? Ali Yazıcı'nın FETÖ ile bağlantılı hiçbir şeyi çıkmamıştır. FETÖ'cü olduğu halde istihbaratın bunu bilmemesi, bildiği halde sessiz kalması da asıl vahim konulardır. Çiğli'ye kadar gitmiştir, orada FETÖ'cüler tarafından baskı ve kontrol altında, bir nevi gözlem altında tutulmuştur. Ali Yazıcı, sen kendisini öyle tanımlıyor musun? Bu darbeyi kimin yaptığını düşünüyorsun?" diye sordu. Darbeyi kimin yaptığını 10 aydır düşünüyorum, ben de işin içinden çıkamadım. Benim bildiğim, 'Şu FETÖ'cüdür, terör örgütü üyesidir' diyeceğim bir komutan, asker de yok. Cumhuriyet Savcısı Aytekin Cenikli de Yazıcı'ya, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir yurt dışı gezisinde, uçakta gazeteci Kadir Çöpdemir'e, sohbet sırasında 'Bu düzen böyle devam etmez, yakında darbe yapacağız' dediniz mi?" diye sordu. Yazıcı, üniformalı bir kişi olarak "darbe" kelimesini kullanmasının doğru olmayacağını bildiği için hiçbir şekilde o ifadeyi kullanmadığını, bazı danışmanlar tarafından "darbe" ifadesinin aylar öncesinden konuşulmaya başlandığını savundu. Sanık avukatlarından Dilek Aras'ın "Danışmanlar tarafından sarf edilen 'darbe' kelimesi ilk olarak ne zaman konuşuldu. Ne zamandan itibaren 'darbe' telafuz ediliyordu?" sorusuna Ali Yazıcı, cevap vermek istemediğini söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın da Yazıcı'ya, "Ben danışmanlardan duydum; kendisi sürekli olarak danışmanları yarı şaka yarı ciddi olarak darbeyle tehdit etmiş. Sanık Ali Yazıcı, "Ben Cumhurbaşkanının en yakınında olan kişi olarak darbeden bahsedersem Sayın Cumhurbaşkanı bundan haberdar olurdu. Ben 15 Temmuz'un ertesi günü FETÖ'cü, darbeci, darbeyi daha önce planlayan ilan edildim. Avukat Aydın, Yazıcı'nın iyi eğitilmiş bir FETÖ'cü olarak kendisini çok iyi gizlediğini, sakladığını öne sürdü. Sanık Yazıcı, "Darbe şeklinde bir ifadem olmadı. Eğer ben FETÖ'cü olarak bütün istihbarat birimlerini aşıp Sayın Cumhurbaşkanımızın bir yıl yanında kendimi gizliyorsam bu ülkede 80 milyon da FETÖ'cü olabilir. Şu an kendisini saklayan belki daha kripto Hüseyin Bey FETÖ'cüdür, hala kendisini saklıyordur. Ben bu kadar saklıyorsam ben de diyorum ki 80 milyon FETÖ'cüdür" diye konuştu. Avukat Aydın da sanık Yazıcı'nın iddianamede açıkça FETÖ'cü olmakla suçlandığını vurgulayarak, "Ben de iddianamenin arkasındayım, açıkça FETÖ'cüdür diyorum. Hüseyin Aydın’ı FETÖ'cü olarak itham etmek kimsenin hakkı ve haddi değildir" ifadesini kullandı. 'Ali Yazıcı da FETÖ'cü' diye bir ifadem yok, olmadı" dedi