159,924 Yayın 10,927 Hoşgörüsüzlük 3,088 Hak ve itibara saldırı 159,836 Düşmanlığa tahrik 685 İnsanlığa karşı suça tahrik 149,781 Haber 10,126 Köşe Yazısı 917,054 Kelimeyle Suç

Yazı/Haber Kaynağı > Yeni Şafak

26,062 kayıt bulundu 23480 - 23500 gösteriliyor
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
21 yıllık SAT komandosu itiraf etti
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili her gün yeni bir itiraf ortaya çıkıyor. 1995 yılında örgüte katıldığını itiraf eden Ceylan FETÖ üyeliği ve darbe teşebbüsü suçlamasıyla tutuklandı. 1995'te örgüte giren Ceylan, kendisinin hiçbir FETÖ eylemine karışmadığını, askeri bilgi ve belge alışverişinde bulunmadığını iddia etti
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
'15 Temmuz' dersi geliyor
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Necmettin Erbakan'ın da danışmanlığını yaptığını hatırlatan Malkoç, o dönemde de FETÖ'cülerin bulunduğunu belirtti. Erbakan'ın yanına gelen insanlara sık sık çocuklarını ve eğitimlerini sorduğunu belirten Malkoç, şöyle devam etti: “Gelenlerin bir kısmı FETÖ örgütünden geliyordu
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
​Gri pasaportta yeni uygulama
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ'cü darbe girişimi sonrası darbecilerin yurt dışına çıkışının önlenmesi için pasaportlarla ilgili alınan önlemler kapsamında gazetecilerle ilgili de bazı düzenlemelere gidildi
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Fenerbahçe Monaco maçı özeti ve golleri izle - Geniş özet
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Karşılaşmayı izleyen Fenerbahçeli taraftarlar, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine tepki gösterdi
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Erzurum'da iki şehidin ailelerine ev hediye edildi - Erzurum haberleri
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Erzurum haberleri - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz gecesi darbe girişimi sırasında Ankara Gölbaşı'nda şehit düşen Erzurumlu Yakup Sürücü ve Murat Ellik'in ailelerine Yakutiye Belediyesince ev armağan edildi. Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut, gazetecilere yaptığı açıklamada, 15 Temmuz gecesi FETÖ'nün milli iradeye karşı bir kalkışma harekatı yaptığını anımsattı
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
'Yeni yatırımlar hızla artacak'
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Etkinlikler kapsamında gerçekleştirilen Kale Seramik Granit Fabrika açılışı ve temel atma töreninde konuşan Özlü, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sonrası 16 Temmuz sabahında hayatı normale döndürdüklerini, bugün gerçekleştirilen törenin de bunun bir göstergesi olduğunu belirtti
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
'Türkiye bir hukuk devletidir'
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ mensuplarının kendi Meclisini bombalayacak ve halkına ateş açacak kadar 'cinnet' halinde olduğunu ifade eden Tüfenkci, "Bu örgüte inananlar, Fethullah Gülen'i yarı tanrı kabul ediyorlar
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Dünya devi Türkiye'den tedariki artıracak
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Açıklamada görüşlerine yer verilen Tuerling, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Türkiye'deki darbe girişimi ve sonrasında yaşanan gelişmelerin, hedeflerini aksatmayacağını vurguladı
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
'Darbe girişiminin ekonomiye etkisi sınırlı kaldı'
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ'nün darbe girişimine en büyük cevabı milletin verdiğini belirten Elvan, "Bu hain darbe girişimi püskürtülmüştür, inşallah önümüzdeki günler Türkiye için çok daha parlak olacaktır. Elvan, kamudaki görevden uzaklaştırmalara da değinerek, "Bürokraside, ekonomi yönetiminde özellikle FETÖ'nün birtakım uzantıları söz konusu, bunların temizlenmesi sağlanacak, çok daha rahat ve dinamik bir yapıya kavuşturacağız
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Bursa iş dünyasına 100 milyon liralık dev kaynak
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Terör örgütü FETÖ'ye ve şer odaklarına karşı gereken en güçlü cevabın, iradesi uğruna canını hiçe sayan kahraman vatan evlatları tarafından verildiğini belirten Burkay, Bursa iş dünyası olarak demokrasinin güçlenmesi adına devletin ve milletin yanında olduklarını dile getirdi
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Azerbaycan Yatırımını 20 milyar dolara çıkarıyor
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Azerbaycan Ekonomi Bakanı Şahin Mustafayev, Türkiye'de yaşanan FETÖ darbe girişiminden tüm Azerbaycan halkının rahatsız olduğunu bildirdi
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Yunanistan 8 darbeci askerin iltica mülakatlarını erteledi
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıktan sonra Yunanistan'a kaçan 8 askerin siyasi sığınma taleplerine ilişkin mülakatları, avukatlarının talebi üzerine yaklaşık bir ay ertelendi
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Türkiye'ye yaptırımı Juncker engelledi
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
AB Komisyonu'nun Türkiye'deki FETÖ'nün hain darbe girişiminin ardından binlerce memurun açığa alınmasına ve gözaltı sürecine karşı Türkiye'ye yaptırım uygulamasını, Komisyon Başkanı Jean-Claude Juncker'in engellediği ileri sürüldü
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Kosova'ya FETÖ notası
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Kosova'nın tirajı yüksek olan gazetelerinden Gazeta Express'in ve aynı zamanda bu gazetenin haber sitesinin genel yayın yönetmeni olan Berat Buzhala'nın 248 kişinin şehit olmasına neden olan FETÖ'cü askerlerin darbe girişimine ithafen "Türkiye'de bulunan Kosovalı tatilcilere çağrımdır, darbecilerin safına katılın" diye attığı twitter mesajı, Kosova ile Türkiye arasında krize neden oldu
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Kılıçlar’ın gölgesinde ‘Sulh’
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ'nün hain darbe kalkışmasının işaretlerinin 5 ay önce örgüt lideri Fetullah Gülen tarafından bizzat verildiği ortaya çıktı. " FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, kalkıştığı darbe girişiminin ardından iadesi söz konusu olunca Türkiye'ye gönderilmemek için adeta yalvardı. FETÖ elebaşı Gülen, hayatı boyunca darbelere karşı olduğunu, Türkiye'de son 40 yılda yaşanan darbelerde en çok zararı kendisinin gördüğünü ileri sürdü
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
İnsan hakları örgütleri FETÖ'cü hainlerin yanında
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
15 Temmuz 2016 gecesi Türkiye, dünya siyasi tarihinde daha önce örneği yaşanmamış farklı bir darbe girişimi ile karşılaştı. Hem darbe girişimi süreci hem de darbeye karşı duran halkın direnişi, üzerinde yıllarca konuşulacak, tartışılacak ve yazılacak bir tablo ortaya çıkardı. Bu süreci aydınlatmak için, insan hakları ihlallerinin de iyi ve kapsamlı bir şekilde tanımlanması gerekiyor. İşte bu sebeple, darbe girişimi sonrası insan hakları örgütlerinin yayınlayacağı raporları gazetecilik refleksiyle, merakla beklemeye başladık. Çünkü o gece, dünyanın en merkezi konumunda yer alan ve köklü bir demokratik geleneğe sahip olan Türkiye'de siviller, darbe yanlısı askerler tarafından vurulmuş, tankların altında ezilmiş ve helikopterlerden üzerlerine mermiler yağdırılmıştı. Hiç kuşkusuz bunları yapanlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilkelerine bağlı, ülkenin birlik ve beraberliğini sağlamakla yükümlü ve demokrasinin bekçisi olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin mensupları olamazdı. Bu vahşice girişim, hükümetin açıklamalarında sıklıkla vurguladığı gibi “asker elbisesi içine saklanmış hainler" tarafından gerçekleştirildi ve bu vahşet çok acı kayıplarla sonuçlandı. İnsan hakları örgütleri işte tam da bu noktada, yaşanan mağduriyeti ve sivil halkın canını ortaya koyarak verdiği mücadeleyi, doğru ve güvenilir bir şekilde dünyaya sunma görevini üstlenir. Türkiye kamuoyu da doğal olarak insan hakları örgütlerinden, darbenin kabul edilemez olduğu, seksen milyon insanın en temel haklarının darbeciler tarafından ihlal edildiğine dair raporlar bekliyordu. Ancak Türkiye'de yaşanan darbe girişimiyle ilgili böyle bir süreç yaşanmadı. Aksine, masum insanların mağduriyetini dile getirmek yerine, 'suçluların haklarını savunmak'tan öteye geçemeyen “insan hakları" değerlendirmeleri ile karşılaştık.Dünyanın önde gelen insan hakları örgütlerinden Londra merkezli Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), darbe girişiminden sonraki ilk değerlendirmesini, kendi internet sitesinde 18 Temmuz'da yayımladı. “Türkiye: Darbe sonrası sıkı önlemlerle insan hakları ciddi bir tehlike içinde" başlığıyla yayımlanan değerlendirme, anlaşılmaz bir acelecilikle hazırlanmıştı. Değerlendirme okunduğunda, darbe sonrası tutuklamalardan idam kararı tartışmalarına kadar her şeyin ele alındığı görülüyor. Ancak en önemli nokta unutulmuştu: Darbe girişiminde hayatını kaybeden siviller ve onların yaşadığı hak ihlalleri. Onlardan sadece bir cümle ile bahsedilmiş, ancak o cümlenin sonuna da hemen şu ifade iliştirilmişti: “Öldürülenler içinde, silahsız bir şekilde teslim olmaya çalışırken linç edilen, yetkililer tarafından 'darbe planlayıcılar' olarak tanımlanan 24 kişi de bulunuyor".“Darbe planlayıcılar" kelimelerini tırnak içinde kullanmaları, zaten bu ifadeyi pek de ciddiye almadıklarını ya da şaibeli bulduklarını gösteriyor. Öldürülenlerin içinde iki de kadının olduğu, 15 yaşında bir gencin de katledildiği ya da masum protestolar düzenleyen silahsız insanların Boğaziçi köprüsünde nasıl kurşuna dizildiği değil, 24 “darbecinin" nasıl linç edildiği anlatılıyor.Af Örgütü ilk değerlendirmesinin ardından 20 ve 21 Temmuz'da sitesinde iki yazı daha yayımladı. Bunlardan biri “Olağanüstü hal insan haklarını zayıflatmamalı", diğeri ise “İşkence iddialarına karşı bağımsız gözlemcilerin tutuklulara erişimi sağlanmalı" başlığını taşıyordu. Yine anlamsız bir acelecilikle hazırlanmış olan, bağımsız gözlemcilere dayandığı iddia edilen değerlendirmede, Türkiye'de gözaltındakilere işkence edildiğine dair, Af Örgütü'nün “güvenilir kanıtlar" bulduğu belirtiliyor. Tutukluların avukatları, doktorları ve bir gardiyanla konuştuğunu belirten Af Örgütü, oldukça detaylı bir şekilde, Türkiye'de tutukluların gördüğü muameleyi kendince ortaya koymaya çalışıyor. Değerlendirmede şu ifade yer alıyor: “Ülke çapında genişçe yayınlanan kan dondurucu işkence fotoğrafları ve videolarına rağmen, hükümet çarpıcı bir şekilde, bu istismara sessiz kalmıştır. Bu durumlarda kötü muamele ve işkenceyi kınamamak, onu hoş görmekle eş anlama gelmektedir''.Af Örgütü'nün darbe girişimcilerinin masum, barışçıl sivil halkı nasıl katlettiğine sessiz kalması bir kenara, bu kadar kısa sürede tutukluların işkence gördüğüne dair “güvenilir" bir rapor hazırlamaya çalışması, asıl sorgulanması gereken durum. Ancak Af Örgütü'nün amacının dışına çıkarak darbede hakları ihlal edilen sivilleri savunmak yerine, darbecilerin durumunu sorgulaması, Türk halkı ve hükümetini darbecilere işkence yapmakla suçlaması, asla kabul edilemez bir durum. Bu değerlendirmeler bizler için hiçbir anlam ifade etmiyor. Çünkü kuruluş amaçlarına ve değerlerine aykırı yayıncılık yapan Af Örgütü, öncelikle şu sorulara cevap vermek zorunda: Hayatını kaybetmiş masum insanların hakları, yaşayan suçlularınkinden daha mı değersiz? Katledilmiş kadın ve gençlerin ellerinden alınan yıllar, gerçekleştirilememiş hayaller, geride kalan ailelerin yaşadığı acı ve mağduriyet, onlar açısından hiçbir önem ifade etmiyor mu?
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
İnsan hakları örgütleri FETÖ'cü hainlerin yanında
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
15 Temmuz 2016 gecesi Türkiye, dünya siyasi tarihinde daha önce örneği yaşanmamış farklı bir darbe girişimi ile karşılaştı. Hem darbe girişimi süreci hem de darbeye karşı duran halkın direnişi, üzerinde yıllarca konuşulacak, tartışılacak ve yazılacak bir tablo ortaya çıkardı. Bu süreci aydınlatmak için, insan hakları ihlallerinin de iyi ve kapsamlı bir şekilde tanımlanması gerekiyor. İşte bu sebeple, darbe girişimi sonrası insan hakları örgütlerinin yayınlayacağı raporları gazetecilik refleksiyle, merakla beklemeye başladık. Çünkü o gece, dünyanın en merkezi konumunda yer alan ve köklü bir demokratik geleneğe sahip olan Türkiye'de siviller, darbe yanlısı askerler tarafından vurulmuş, tankların altında ezilmiş ve helikopterlerden üzerlerine mermiler yağdırılmıştı. Hiç kuşkusuz bunları yapanlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilkelerine bağlı, ülkenin birlik ve beraberliğini sağlamakla yükümlü ve demokrasinin bekçisi olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin mensupları olamazdı. Bu vahşice girişim, hükümetin açıklamalarında sıklıkla vurguladığı gibi “asker elbisesi içine saklanmış hainler" tarafından gerçekleştirildi ve bu vahşet çok acı kayıplarla sonuçlandı. İnsan hakları örgütleri işte tam da bu noktada, yaşanan mağduriyeti ve sivil halkın canını ortaya koyarak verdiği mücadeleyi, doğru ve güvenilir bir şekilde dünyaya sunma görevini üstlenir. Türkiye kamuoyu da doğal olarak insan hakları örgütlerinden, darbenin kabul edilemez olduğu, seksen milyon insanın en temel haklarının darbeciler tarafından ihlal edildiğine dair raporlar bekliyordu. Ancak Türkiye'de yaşanan darbe girişimiyle ilgili böyle bir süreç yaşanmadı. Aksine, masum insanların mağduriyetini dile getirmek yerine, 'suçluların haklarını savunmak'tan öteye geçemeyen “insan hakları" değerlendirmeleri ile karşılaştık.Dünyanın önde gelen insan hakları örgütlerinden Londra merkezli Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), darbe girişiminden sonraki ilk değerlendirmesini, kendi internet sitesinde 18 Temmuz'da yayımladı. “Türkiye: Darbe sonrası sıkı önlemlerle insan hakları ciddi bir tehlike içinde" başlığıyla yayımlanan değerlendirme, anlaşılmaz bir acelecilikle hazırlanmıştı. Değerlendirme okunduğunda, darbe sonrası tutuklamalardan idam kararı tartışmalarına kadar her şeyin ele alındığı görülüyor. Ancak en önemli nokta unutulmuştu: Darbe girişiminde hayatını kaybeden siviller ve onların yaşadığı hak ihlalleri. Onlardan sadece bir cümle ile bahsedilmiş, ancak o cümlenin sonuna da hemen şu ifade iliştirilmişti: “Öldürülenler içinde, silahsız bir şekilde teslim olmaya çalışırken linç edilen, yetkililer tarafından 'darbe planlayıcılar' olarak tanımlanan 24 kişi de bulunuyor".“Darbe planlayıcılar" kelimelerini tırnak içinde kullanmaları, zaten bu ifadeyi pek de ciddiye almadıklarını ya da şaibeli bulduklarını gösteriyor. Öldürülenlerin içinde iki de kadının olduğu, 15 yaşında bir gencin de katledildiği ya da masum protestolar düzenleyen silahsız insanların Boğaziçi köprüsünde nasıl kurşuna dizildiği değil, 24 “darbecinin" nasıl linç edildiği anlatılıyor.Af Örgütü ilk değerlendirmesinin ardından 20 ve 21 Temmuz'da sitesinde iki yazı daha yayımladı. Bunlardan biri “Olağanüstü hal insan haklarını zayıflatmamalı", diğeri ise “İşkence iddialarına karşı bağımsız gözlemcilerin tutuklulara erişimi sağlanmalı" başlığını taşıyordu. Yine anlamsız bir acelecilikle hazırlanmış olan, bağımsız gözlemcilere dayandığı iddia edilen değerlendirmede, Türkiye'de gözaltındakilere işkence edildiğine dair, Af Örgütü'nün “güvenilir kanıtlar" bulduğu belirtiliyor. Tutukluların avukatları, doktorları ve bir gardiyanla konuştuğunu belirten Af Örgütü, oldukça detaylı bir şekilde, Türkiye'de tutukluların gördüğü muameleyi kendince ortaya koymaya çalışıyor. Değerlendirmede şu ifade yer alıyor: “Ülke çapında genişçe yayınlanan kan dondurucu işkence fotoğrafları ve videolarına rağmen, hükümet çarpıcı bir şekilde, bu istismara sessiz kalmıştır. Bu durumlarda kötü muamele ve işkenceyi kınamamak, onu hoş görmekle eş anlama gelmektedir''.Af Örgütü'nün darbe girişimcilerinin masum, barışçıl sivil halkı nasıl katlettiğine sessiz kalması bir kenara, bu kadar kısa sürede tutukluların işkence gördüğüne dair “güvenilir" bir rapor hazırlamaya çalışması, asıl sorgulanması gereken durum. Ancak Af Örgütü'nün amacının dışına çıkarak darbede hakları ihlal edilen sivilleri savunmak yerine, darbecilerin durumunu sorgulaması, Türk halkı ve hükümetini darbecilere işkence yapmakla suçlaması, asla kabul edilemez bir durum. Bu değerlendirmeler bizler için hiçbir anlam ifade etmiyor. Çünkü kuruluş amaçlarına ve değerlerine aykırı yayıncılık yapan Af Örgütü, öncelikle şu sorulara cevap vermek zorunda: Hayatını kaybetmiş masum insanların hakları, yaşayan suçlularınkinden daha mı değersiz? Katledilmiş kadın ve gençlerin ellerinden alınan yıllar, gerçekleştirilememiş hayaller, geride kalan ailelerin yaşadığı acı ve mağduriyet, onlar açısından hiçbir önem ifade etmiyor mu?
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
İİT FETÖ'yü terör örgütü ilan etti
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ'yü terör örgütü ilan etti
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
İhanet istasyonu
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Kosova'da, NATO bünyesindeki Türk taburu ile EULEX bünyesindeki polis biriminde önceki yıllarda görev yapan bazı isimlerin “orduya kumpas" ve 15 Temmuz'daki darbe girişiminde rol üstlenmeleri, bu ülkenin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından “rehabilitasyon merkezi" olarak kullanıldığı iddialarını gündeme taşıdı. Balyoz ve Ergenekon süreçlerinde, orduya kurulan kumpasta aktif görev alan bazı emniyet yetkililerinin ödüllendirilmek üzere Kosova'daki polis birimine gönderilmesi, bu kişilerin FETÖ tarafından hem gözden uzaklaştırılması hem de yeni ihanet görevlerine hazırlanması için bu ülkeye gönderildikleri ihtimalini gündeme getirdi. Kosova'dan tanıdığı birçok Türk polisinin de 17-25 Aralık ve orduya kumpas operasyonları kapsamında tutuklandığını televizyon ve gazetelerden öğrendiğini anlatan yetkili, FETÖ'nün asker ve polis içerisindeki yapılanmasında yer alan kişilerin Kosova'yı istasyon olarak kullandığını söyledi. FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminde aktif rol alan bazı üst düzey askerlerin daha önce Kosova ve Bosna Hersek'te görev yapmış olmaları, FETÖ'nün bu iki ülkede daha rahat hareket edebildiğini gösteriyor. Türk yetkili, Kosova ve Arnavutluk'un, bölgede ABD dış politikası dışında adım atabilecek ülkeler olmadığına işaret ederek, FETÖ elebaşının da konumu itibarıyla ABD'nin desteğini aldığı göz önünde bulundurulduğunda, bahse konu ülkelerin de örgütün daha rahat hareket edebildiği yerler olduğunu ifade etti
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Gülen'in iadesi için imza kampanyası
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Türkiye, bölücü terör örgütü FETÖ lideri Fetullah Gülen'in iade edilmesi beklerken, ABD'de yaşayan Türkler de harekete geçti