Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
15 Temmuz hain darbe girişiminin 3. Muhalefetin rejimin dindarlar üzerindeki baskılarının FETÖ’ye adam devşirme fırsatı verdiğini görmezden gelmesi ve “Siz besleyip büyüttünüz” diyerek FETÖ’nün bütün sorumluluğunu AK Parti’ye yıkma ve “siyasi ayak” diyerek AK Partili siyasetçilerden hesap sorma eğilimi ve bu hesap sormanın kapsam ve sınırlarını nereye kadar genişletmeyi planladığının bilinmemesi 15 Temmuz’la ilgili ortak bir duygudaşlığın oluşmasını engelliyor. Bi’ karar versek?FETÖ’ye karşı iktidar muhalefet beraber mi mücadele edecek yoksa FETÖ mazeret edilerek Erdoğan’ı yargı karşısına çıkarma hevesi mi var? Hem FETÖ’nün 15 Temmuz’da Erdoğan’ı hedef aldığını kabul edeceksiniz hem de aynı kişiyi ve dönemin AK Partili siyasetçilerini FETÖ ile ortak olmaktan dolayı suçlu ilan edeceksiniz ve “siyasi ayak” tartışmalarının göbeğine oturtacaksınız, öyle mi? Bir adam nasıl hem hedef hem fail olur?Kusura bakmayın ama böyle bir dünya yok. NASIL OLUYOR DA “ALLAH AFFETSİN” SADECE İKTİDAR İÇİN GEÇERLİ OLABİLİYOR?İktidar da, kendi kendisini bakanlarının katıldığı Türkçe olimpiyatlarından, Gülen’e yapılan duygu dolu övgülerden ve çağrılardan dolayı affedip, bu söylemlere kulak verip yapıya sempati duyar hale gelmiş kişileri hatta bazen hiç alakası olmayan sivil ama “muhalif” profilleri FETÖ üzerinden radara alıp örgüte karşı yaptığı mücadeleyi tartışmalı hale getirdiği için hatalı. Bunun ötesinde her yıl 15 Temmuz’da “Kılıçdaroğlu darbeyi evinde izledi”, “Havaalanından nasıl çıktı?” gibi sorgulamalar, muhalefeti durmaksızın darbecilerle işbirliği içinde gösterme çabası kabak tadı vermesinin ötesinde, tehlikeli de. Ama FETÖ’nün devlette ve toplumda bıraktığı hasardan arınma hedefi belli olsa da, “strateji” hâlâ belli değil. Militer laikçi uygulamaların FETÖ’nün üye kazanmasını ve kökleşmesini sağladığını görmüyor ya da görmezden geliyorlar. FETÖ üzerinden “yine” bütün cemaat ve tarikatleri zan altında bırakıyor ve rencide ediyorlar. Sorguya alınan ve önemli bilgilere sahip olmayan; sözgelimi darbeci kurmay aklı ya da mahrem imamları bilecek durumda olmayan sıradan insanların tutuklanma korkusuyla “sempatizan” hatta “sempatizan bile olmayan” isimleri verdiği, sonra o isimlerin de soruşturma konusu olduğu durumlar söz konusu oldu. FETÖ TUTUKLULARI ARASINDAKİ SINIFSAL EŞİTSİZLİKFETÖ ile içli dışlı olan zenginler serbest kalır ve hatta ihale bile alırken darbeyi bilecek ya da darbeye giden yolun taşlarını döşeyecek donanıma sahip olmayan ev kadınları gebe ya da lohusa olmalarına bakılmaksızın tutuklandı. Liberaller, CHP’liler, Kemalistler FETÖ, Gezi, vs gibi davalarda haksız yere sorumlu tutulduğunu düşündükleri yol arkadaşlarının durumunu gündemde tuttu, onları yalnız bırakmadı. Ama silahlı örgüte değil cemaat faaliyetine katıldığını düşünerek yapıya intisab etmiş alt orta sınıf FETÖ tutuklularına kendi mahallelerindeki insan hakları örgütlerinin ya da hukuk çevrelerinin çok çok azı kulak verdi. Zengin olan FETÖ sanıkları, televizyonlarda ahkam kesen pahalı avukatlar eliyle avantaja sahip olabilirken, yoksul, orta sınıf ve kadın olanları bu imkanı elde edemediler