Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Sözkonusu telefonlar ve gelen diğer bilgiler, üniversitelerde “FETÖ'yle mücadelenin” çok da iyi yürütülmediğini, hatta neredeyse hiç mücadele edilmediğini gösteriyordu. )'nde “FETÖ'yle mücadele” adına yaşanan bir olay. İktidarın gazetesi Sabah'ta 1 Aralık 2018'de yayınlanan “Üniversitelerdeki ihanet çemberi çözüldü” başlıklı haberde, “FETÖ'cü Rektör Osman Şimşek'in Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi'nde uyguladığı çember kadrolaşma sisteminin çözüldüğü” anlatılırken, hazırlanan iddianamede, hakkında soruşturma yürütülen bir başka isim MetroPoll Araştırma Şirketi'nin kurucusu Özer Sancar'la Şimşek'in yanısıra H. NASIL “FETÖ'CÜ” OLDU? Bu bilgilerden sonra H. Tahkikat sonuçlarına göre; Bank Asya'da hesabı, Bylock'u, FETÖ'yle irtibatlı vakıf, dernek veya sendikalarda kaydı, KPSS soruşturmasında ismi ve KHK'sı yoktur. HTS'sinden ise “FETÖ tepe yönetiminde” yer alan isimlerden sadece Tuncay Delibaşı ile görüşmesi çıkar. Bu konunun FETÖ/PDY bağlantısı yoktur” der. Yaklaşık 1 ay sonra da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, “Yapılan soruşturmada FETÖ/PDY havuz sorgu ekranında toplanan veriler içerisinde bir kaydının bulunmaması, şüphelinin atılı eylemlere katıldığına dair herhangi bir delil elde edilememesi” diyerek, Doçent hakkında “Kovuşturmaya yer yok kararı” verir. Bu komplonun ana konusunun, ülkemiz, özellikle üniversiteler için son derece hassas olan FETÖ olması, görevi kötüye kullanma sınırının ne kadar aşıldığının da bir göstergesidir. Murat Tuncer döneminde gelmiş olmam, dolayısıyla kendisinin onayı olmaksızın gelmem nedeniyle bana FETÖ eksenli bu kirli planı hazırlamıştır. Kim bilir, yetkililerimiz bu geçmişini öğrendikten sonra “FETÖ'cü” olamayacağına kanaat getirdi veya Rahip Brunson olayı hatırlanıp, “Aman Trump duymasın” denildi, olay sessiz sedasız sonuçlandırıldı