Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
“Suçluyla suçsuzu ayırın” demek; “FETÖ'yle mücadeleden rahatsız oluyor” diye suçlanmanıza, hatta hatta, “FETÖ'nün darbe girişimini perdeleme planlarının parçası” sayılmanıza yol açabilir. Yeniçağ Yazarı Yavuz Selim Demirağ, TSK'daki “FETÖ” yapılanmasını anlatan “İmamların Öcü” kitabını yazan isim. Demirağ, geçtiğimiz 7 Eylül'de ağırlıklı olarak MHP'li muhaliflere yönelik bir operasyon kapsamında “FETÖ”den gözaltına alındı, aynı gün serbest bırakıldı, ama soruşturma sürüyor. Demirağ'ın başı yine “FETÖ”cülükten dertte. Demirağ 27 Nisan'daki “Kim Bu Özel Kalem Müdürü” başlıklı yazısında, isim vermeden bir bakanın özel kalem müdürünün “FETÖ”cülükten sorgulandığını, yurtdışı yasağı kararıyla serbest bırakıldığını, sonrasında yurtdışı yasağının da sessiz sedasız kaldırıldığını öne sürdü. 6 Mayıs'taki “Kimin Fikri” başlıklı yazısında ise Işık'ın kızı ve özel kalem müdürüyle ilgili iddiaları hatırlattıktan sonra “Milli Savunma Bakanlığı'nda FETÖ'yle mücadelede suçluyla suçsuzun aynı çuvala atıldığını” savundu. BU YAZILAR FETÖ'YLE MÜCADELEDEN RAHATSIZLIĞIN GÖSTERGESİDİR Gelelim Işık'ın dava dilekçesine. ” Dilekçede Işık'ın 17/25 Aralık'tan sonra getirildiği Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile sonraki Milli Savunma Bakanlığı döneminde FETÖ ile nasıl amansız bir mücadele verdiği, buna kamuoyunun da tanık olduğu anlatıldıktan sonra, “Anlaşılan odur ki, müvekkilin FETÖ ile ilgili ortaya koyduğu bu kararlı tutumu bazı çevreleri rahatsız etmekte, bunun için de asılsız isnatlarla müvekkile çamur atmaya, onu karalamaya ve yaptığı mücadelede onu yılgınlığa düşürmeye çaba göstermektedirler. Öncelikle şeffaf olup, kamuoyunun yönelttiği sorulara makul, mantıklı cevaplar verilmelidir” bölümüne yer verilirken de şu değerlendirme yapıldı: “Davalı bu iddiasıyla, Milli Savunma Bakanlığı'ndaki FETÖ'ye karşı ortaya koyduğu mücadeleden rahatsız olduğunu açık etmektedir. ” Dava dilekçesinde, Demirağ'ın bu gerçek dışı iddialarla; “Işık hakkında kuşku oluşturmak, siyasi kişiliğine gölge düşürmek, kişisel ve toplumsal itibarına halel getirmek, ayrıca FETÖ'yle mücadeleyi sulandırıp, ona gölge düşürmek istediği” öne sürüldükten sonra, “FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimini perdeleme ve değersizleştirme stratejisi olduğu, bunun için de öncelikle Cumhurbaşkanı ve Hükümet üzerinde şüphe yaratmaya çalıştığı” anlatıldı. Bunun ardından ise Demirağ'a şu suçlama yöneltildi: “Davalının bu iddiaları da FETÖ'nün bu planlı stratejisinin bir parçasını teşkil etmektedir. ” Bakalım 5 Ekim'deki duruşmada Kocaeli mahkemesi de Demirağ için “FETÖ”cü diyecek mi? Müyesser Yıldız Odatv