Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında “FETÖ’ye üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Özel Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmek üzere Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği dilekçede CHP’nin FETÖ’ye dair daha önce uyarılarda bulunduğu, Meclis’e araştırma önergesi verdiğini belirtti. “FETÖ’NÜN SİYASİ TAKTİKLERİYLE…” FETÖ’nün 12 Eylül 2010 Referandumu’nda yoğun çalıştığını, referandumundan sonra devlette kadrolaştıklarını belirten Özel dilekçesinde şu ifadeleri kullandı: “2009 yılına kadar iktidara muhalif bir kişilik olarak Demokrat Parti’de siyaset yapan; bu partinin Genel Başkanlığında bulunduğu süreçte sayısız kez dönemin Başbakanı Recep Tayyip ERDOĞAN başta olmak üzere siyasi iktidara küfür denilebilecek düzeyde ağır hakaretlerde bulunan şüpheli, aktif siyasetten ayrılmak zorunda kalmışken tam da 2010 referandumunda (Tam da Abant toplantılarına katılıp ‘Yetenekli insanları yapınızın içine sokmadığınız için siyasi partilerde sıkıntı çekiliyor’ sözlerini sarf ettikten sonra) Adalet ve Kalkınma Partisi ile yollarını kesiştirmiş, referandum sürecinde Anayasa değişikliklerinin en hızlı savunucusu olmuş ve kendisini Adalet ve Kalınma Partisine de kabul ettirmiştir. Anayasa değişikliklerini desteklemenin, tek başına bu örgütle iltisaklı olunduğunu ifade etmeye yetmeyebileceği, saf duygularla ya da aldatılmak suretiyle bu referandumda FETÖ’nün istediği şekilde hareket edilmesinin de muhtemel olduğu düşünülebilir. Ancak referandum sürecinin şüpheli için bir kırılma noktası olduğu, bu süreçte keskin bir biçimde saf değiştirdiği, mensubu olduğu Demokrat Parti’nin kararlarına rağmen inatla referandum sürecinde Anayasa değişikliklerinin kabulü için çalışma gösterdiği, bu değişimin tam da FETÖ’nün siyasi taktikleriyle benzeşmekte olduğu gözetildiğinde şüphelinin bu davranışı önem arz etmektedir. Özel, Soylu’nun şüpheli davranışı nedeniyle Demokrat Parti’den ihraç edildiğini belirterek şöyle devam etti: “İhraç gerekçelerinin tartışılması sırasında ilk sırada şüphelinin parti kararına rağmen FETÖ ile Anayasa değişikliğine destek olması, Demokrat Parti’yi FETÖ çizgisine getirmesi iddiaları gelmektedir. Şüpheli, Demokrat Parti’den ihracını da ilk olarak FETÖ güdümündeki Zaman gazetesine ‘Despotik darbeci mantığı reddettiğim için 'evet' diyorum. Demokrat Parti misyonunu, paralel devletin ve derin yapının hizmetine sunanların ne kadar cüretkâr olduklarının ispatıdır. Hele Silivri ile Yassıada’nın aynı yargı eşitliğine sahip olduğunu söylediklerinde, Yassıada’daki zulmü hafifleştirip, onu bir terör örgütü davasıyla aynı kefeye koyduklarında anlamışlardır sanırım’ sözleriyle FETÖ tarafından o dönemde sıklıkla kullanılan Ergenekon Örgütü ifadesini kullanmış, kumpas yargılamasını sahiplenmiştir. Vedat Demir, olağanüstü hal ilanının ardından hükümete verilen yetki çerçevesinde 4 Eylül 2016 tarihli Kanun Hükmünde Kararname’nin ekinde akademisyenlikten FETÖ ile iltisaklı olmak suçlamasıyla ihraç edilmiştir. Doğumundan itibaren anti FETÖ’cüdür. Babam olsa, FETÖ’yle ilişkiliyse gereğini yapmazsak namerdiz' ifadelerini kullanmıştır. Dolayısıyla yukarıda ifade ettiğimiz üzere referandum sürecinde FETÖ ile yakınlaştığını ve hatta yakınındaki isimlere ‘Zaman gazetesi aleyhine ve Ekrem Dumanlı’nın aleyhine konuşmama’ uyarısı dahi yaptığını kendisi beyan etmiştir. Bu durum da gerek siyasi gelecek planlaması ve gerekse Demokrasi Buluşmaları’nın finansmanı konusunda şüphelinin FETÖ ile bir ortaklık içinde bulunduğunu göstermektedir. ” VALİLERE TALİMAT VERİLMESİ Özel dilekçesini şöyle sonlandırdı: “Şüphelinin Sivas Valisi başta olmak üzere çeşitli il valilerine telefon açarak "Gözaltına aldıklarını ben yakinen tanıyorum, bunları savcıya yollamadan bırak, bunlar FETÖ'cü değildir. " gibi talimatlar verdiği, bu yolla FETÖ üyeliği suçlamasıyla gözaltına alınan bazı kimselerin serbest kalmasını sağladığı iddiaları da 22. İddialar tüm kamuoyunda konuşulmakta/tartışılmakta olup FETÖ ile mücadelede zafiyet iddialarının yaygınlaştığı bu süreçte araştırılması gereken hususlardır. Hal böyle iken, belki bilerek belki kendisinin de haberi olmadan şüphelinin FETÖ’nün Cumhurbaşkanı Erdoğan yerine hazırladığı bir projenin unsuru olma ihtimali ve kuşkusu kamuoyunu derinden sarmıştır