Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
DUYDUĞUMUZA İNANAMADIK Hrant Dink ve Fetö davalarıyla irtibatlı birkaç haberini yaptığımız Posta Gazetesi yazarı bir dönem cemaatin meşhur kankası Candaş Tolga Işık’ın adı anons edilmesin mi? Gözlerimize, duyduğumuza inanamadık, yahu ne oluyor burada, bu adamın sahnede ne işi var ödülle ne işi olur, bu ne abidik gubidik işler, derken, bir sevinçle geldiğimiz salonda keyfimiz kaçtı, “kalkın gidelim”, dedim. Fetöcü Bugün TV’de kapandığı güne kadar çalışmış ve Hrant’ın katil zanlılarından Ali Fuat Yılmaz’ın “kankası” bu adama Türkan Saylan ödülü niye verilir? Candaş Tolga Işık devir değişince hızla bir Türkan Saylan yazısı yazmış, ondan vermişler. NAZLI ILICAK NEREDE, ALİ FUAT YILMAZER NEREDEN, CANDAŞ TOLGA NEREDE Nazlı Ilıcak’a “Her taşın altından The Cemaat mi var” kitabını Fetö’nün polis şefi Ali Fuat Yılmazer mi yazdırdı diye sorulunca Nazlı Ilıcak şu meşhur açıklamasını yazılı olarak yayınlıyor: “. Bir kapağında Adile Naşit, akıllarınca bir kapaklarına da Atatürk, Attila İlhan koymuşlar, şu meşhur Fetöcü Türk Solu Dergisi numaraları. FETÖ’NÜN KANSER HÜCRELERİ BU BOŞLUKTA BÜYÜYOR Tam tersi Kafa Dergisi’nde eli yüzü düzgün bir çok yazar arkadaş tanıyorum, telefon açıp, yahu bu Fetö’nün polis şefinin yıllarca adamı olmuş, Hrant’ın katil zanlılarıyla kanka olmuş bu şaibeli adamın dergisinde ne işiniz diye de sordum. Şöyle de cevap aldım: “Ya ağbi ben yazımı gönderiyorum valla kim çıkartıyor hiç işim olmaz…” İşte Fetö’nün kanser hücreleri bu “bana ne” “boşluğunda” büyüyor. Devir değişir, Fetöcü TV’ler kapanır ve “edebiyat” gibi Allah’ın nuru, Allah’ın bir lütfu kimsenin “ne alaka” diyemeyeceği yeni kapılar açılır. Bu mu hafızanız? Madara etmeyin kendinizi! Dünya güzeli Beşiktaş’ımızı, iki gözümüz tek avuntumuz edebiyatımızı, bu rezil adamlarla utandırtmayın! Ali Fuat Yılmazer gibi polis şefinin adamı, hepinizi parmağının ucunda oynatıp kendine şekil yapıyor, aleme şekil yapıyor ve susuyorsunuz! Fetö’nün kanalında yıllarca artık ne kadar almışsa sırıta sırıta gerdan gerip kapandığı son güne kadar güle oynaya çalışmış… Bir pişmanlık cümlesi etmemiş, bir itirafta bulunmamış, ben neydim kimlerle iş tuttum diye zırnık hayıflanmamış… Aksine. Almış eline Adile Naşit’in, Beşiktaş’ın, Attila İlhan’ın posterini ve dergiye katkı veren ve partiye katılanların isimlerini, şaibeli geçmişini örtmek için kaldığı yerden kullanmaya devam ediyor… Ve hepiniz de bu ucuz Fetö’nün şeytani numaraları yiyorsunuz? Eee sonra, söyleyin bir İzmir Marşı, unutun gitsin! Sallayın siyah beyaz kaşkolları Hrant’ın katilleriyle döne döne yıllarca kankalık yapanlar, arada kaynasın gitsin