Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Böyle olduğu için de, bu operasyonlardaki sıkıntıları, FETÖ’cülerin oyunlarını ve maç sonucu gibi “500 kişi aldılar, 284 kişi tutukladılar” gibi haberleri görüyorsun. Sürekli “hain FETÖ” diyerek FETÖ mücadelesi olmuyor. FETÖ’cülerin yurt dışında oluşturduğu diasporayı kırmak lazım. 15 Temmuz’dan sonra gözaltına alınan FETÖ’cülerin ifadelerini benim kadar sen de okumuşsundur. FETÖ ile mücadelede canla başla görev yapan savcıların, polislerin mücadele azimlerinin kırılmasını asla istemem. Ben de diyorum ki, FETÖ mücadelesinde bir sistem yok. FETÖ EN AZ AK PARTİ’NİN DERDİ - 17/25 Aralık’tan sonra bir sürü tasfiye yaşandı. Ama şöyle oluyor, anladığım kadarıyla… Şimdi siz FETÖ konusunda miladı 17/25 Aralık koyduğunuz zaman, bu operasyonların doğru bir sistematik içinde gitmesini bekleyemezsiniz. Eğer 17/25 Aralık’ı milat kabul ettiğin zaman, toplumda şöyle bir yanlış anlaşılmaya sebep oluyorsunuz; FETÖ AK Parti’nin derdiymiş! Bence, en az AK Parti’nin derdi. Eleştirinin diğer tarafında ise, hükümetin yol açtığı bu tahribattan sonra FETÖ’cülerle işbirliği yapan muhalefet de var. Ama yine başa dönüyorum; buna ne sebep oldu? Buna, yanlışların yapıldığı, sistematik olmayan FETÖ mücadelesi meyil verdi. Kulağıma, teşkilat içinde FETÖ’cülerin varlığının hâlâ devam ettiği iddiaları geliyor. Bu tip kurumlardaki soruşturmalar şeffaf olmadığı için, biz şunu soramıyoruz: Yahu bu adam FETÖ’cü, neden hala bu kurumda çalışıyor? Daha doğrusu, bunun cevabını biz göremiyoruz. Yine kitabından öğreniyoruz ki; devletteki FETÖ ile mücadele birimlerinin başına birçok FETÖ’cü atanıyor. Bu nasıl oluyor? Nasıl bu adamlara teslim ediyorlar? Nasıl Cumhurbaşkanı’nın başyaveri, yakın koruması FETÖ’cü oluyorsa; onlar da öyle oluyor. “Tweet attı” diye FETÖ’den tutuklanan birçok isim var. Bunun yanında; Fethullahçı geçmişini saklamayan, FETÖ’nün finansörlerinden olduğu bilinen ama bütün FETÖ dosyalarından kolayca sıyrılabilen Fettah Tamince de var. FETÖ’cülük öyle öfkeyle baktığım bir olgu ki. Maalesef toplumu her katmanını çok etkilemişler ve bunların yaptıkları kötülüğün benzerlerini FETÖ ile mücadele adı altında yapıyorlar. Örneğin; FETÖ’cülerin Samanyolu gibi kendi kanallarında mesaj verip, operasyonlar yaptığı biliniyordu. Bak, en çok önemsediğim konulardan biri de, FETÖ gibi örgütlerin Türkiye’de nasıl zemin bulduğunun tartışılmıyor olması. FETÖ’cüler bir günde kendi halkına bomba atan yaratıklar haline gelmedi. FETÖ’cüler, ekonomik durumu zayıf gençleri kendi yurtlarında kalmalarını sağlayarak devşirdi. Peki şu anda devlet bu tehdidi görüp önlem alıyor mu? Kredi ve Yurtlar Kurumu bu konuda neler yaptı? FETÖ’cüler gitti de, başka tarikatların yurtları halen faaliyette mi? Buralar denetleniyor mu? Bence işin bu kısımlarını konuşmuyoruz. Halbuki, FETÖ mücadelesi sadece polisiye tarzda yürütülmeyecek kadar önemlidir. Cezaevinden 3-5 yıl sonra çıkacak olan bu kişiler tekrar FETÖ’cü olarak çıkmamalı. Bununla birlikte; bir taraftan Musa Kart’ı, Kadri Gürsel’i, Emin Çölaşan’ı, Necati Doğru’yu, Hikmet Çetinkaya’yı FETÖ’cülükle suçlayıp, diğer taraftan örgütün bütün ağır topları yurtdışına kaçıyorsa, burada büyük bir yanlışlık var demektir. Aynı kadın sonrasında, 15 Temmuz’da Akıncı’da bulunan meşhur FETÖ imamının kardeşi ile evleniyor. Belki o da bir gün konuşur, ülke için FETÖ konusunda ne yaptığını anlarız. Siz Emre Belözoğlu’nu ayırıp bir şey yapmıyorsanız ama, yolu herhangi bir şekilde FETÖ’den geçmiş, oradaki bir dershanede/yurtta kalmış adamı aylarca cezaevinde tutuyorsanız ve 5 yıl örgüt üyeliğinden ceza veriyorsanız, toplumsal adalet duygusunu toplumun diğer kesimlerine anlatamazsınız. FETÖ İLE ÇÖZÜM SÜRECİ İHANET OLUR - Buradan yola çıkarak sorayım. Sence Türkiye ileride FETÖ ile çözüm sürecine girer mi? Girmemesini dilerim ama, Türkiye’de bana hiçbir şey uzak gelmiyor