Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Bakalım kim kazanacak? Son hamleler ile 'paralel devlet', asıl devleti, düelloya davet etti. " Bu satırlar, 12 Şubat 2012 tarihli 'Devlet, paralel devlete karşı' başlıklı yazımdan. O tarihlerde devletin, millete yansıtmayacağı bir 'devlet içi iç savaş'la paralel devlet meselesini çözeceğini düşünüyordum. Birinci yıldönümünü idrak ettiğimiz 15 Temmuz şanlı direnişi gösterdi ki, devlet artık kronikleşmiş paralel devlet sorunsalının üstesinden tek başına gelemedi. Yine boşuna değildi, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 20 Temmuz'u 'bir darbe' olarak nitelendirmesi! CIA ve FETÖ'nün istihbari zekâsının (Intelligence, hem zekâ, hem de istihbarat anlamına gelir) ürünü olan 'kontrollü darbe' söyleminden sonra 20 Temmuz söylemini dolaşıma sokması. Çünkü -her ne kadar Kılıçdaroğlu gerçek hedefi kasıtlı olarak saptırsa da- nihayetinde 20 Temmuz bir darbedir evet, devlet içindeki paralel devlet tümörüne yönelik bir ölümcül darbe…15 TEMMUZ'DA NATO PARANTEZİ KAPANDI Geriye dönüp baktığımızda Cumhuriyet tarihimizde dördü başarısız (22 Şubat 1962, 20 Mayıs 1963 Talat Aydemir girişimleri, 27 Nisan 2007 E-muhtırası, 15 Temmuz 2016 FETÖ girişimi) ve dördü 'başarılı' (27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ve 28 Şubat 1997) sekiz darbe görüyoruz. 15 Temmuz'da millet, özetle Türk Silahlı Kuvvetleri'ne "FETÖ'nün yahut NATO'nun ordusu değil, benim ordumsun. 80 milyon 'seferber olursa' FETÖ'yü de, NATO'yu da tükürüğüyle boğar" demiştir. Ömer Halisdemir'in, Özel Kuvvetler Komutan Yardımcısı FETÖ'cü Semih Terzi'yi vurması işte böyle bir andır. Devlet-paralel devlet savaşının, 'Yeni Türkiye'nin Armageddonu'nun düello ânıdır