Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
O tarihe kadar FETÖ ile el ele, kol kola, yanak yanağa, kucak kucağa olan, "ne istedilerse veren" iktidar, 17/25 Aralık sürecinde çıkar kavgasına tutuşunca, askerlere yönelik davaları en yetkili ağızlardan "kumpas" olarak tanımlamaya başladı. Hatta öyle ki, FETÖ'cü polislerin, savcıların, bilirkişilerin sizi içeride tutmak için sahte delil uydurduklarını, belgeler üzerinde tahrifat yaptıklarını vs. 17/25 Aralık'ta amacına ulaşamayan FETÖ bu kez yıllardır gizli gizli TSK içine yerleştirip büyüttüğü müritleri ve sivil uzantıları aracılığıyla doğrudan silah kullanarak iktidarı devirmeye kalktı. Allah'tan TSK içinde FETÖ'cü olmayan, Atatürk'e ve Cumhuriyet'e gönülden bağlı personel darbecilerden çok daha fazlaydı. Sonuçta vatandaşların da desteğiyle FETÖ bir kez daha yenilgiye uğratıldı. İhanet kalkışmasını planlayıp doğrudan eylemlerin içinde yer alan FETÖ müridi TSK personelinden başka, o gece neler olduğunu bilmeyen, "alarm tatbikatı var" denilerek, "terör saldırısı var" denilerek, "sıkıyönetim ilan edildi" vs. Ancak duruşmalarda, İç Hizmet Kanunu'nda belirtilen "mutlak itaat" ilkesi gereği, emir gelince tereddüt etmeden kışlalarına gittiklerini, ne FETÖ yapılanması ne de darbe kalkışması ile ilgileri olmadığını, aksine Atatürk ilke ve devrimlerine ve Cumhuriyet'e gönülden bağlı askerler olduklarını, kendilerinin FETÖ'yle bağını gösterebilecek ne okul geçmişi ne bylock ne de ankesörlü telefon vb. ) O nedenle, "damdan düşenin halinden yine damdan düşen anlar" misali, kendi tecrübelerimin öğrettikleri ve vicdanımın sesiyle buradan herkese bir çağrı yapmak istiyorum: Lütfen - herkesi değil, ama en azından o asker ailelerini dinleyin, seslerine kulak verin, çırpınışlarını görün! FETÖ'CÜLÜK BAHANESİYLE TSK'DAN UZAKLAŞTIRILDIĞINA YÖNELİK YOĞUN BİR ALGI VAR Şimdi tam da bu noktada birkaç hususa açık olarak değinmek ve tartışmaya açmak istiyorum. O gece birliğine gelmiş olan, ancak o zamana kadar kendisinin veya eşinin FETÖ'yle bağlantısı, FETÖ'nün kullandığı bylock, ankesörlü arama ve / veya diğer iletişim yöntemlerini kullandığı, FETÖ'yle bağlantılı herhangi bir kurum ya da dernekle ilgisi, KPSS veya askerî okul sınavlarında yardım gördüğü, 1 dolar meselesi ve tanık - gizli tanık beyanları da dahil FETÖ'cü olduğu hiçbir şekilde kanıtlanamamış personel, 2. Mamafih yeni düzenlemede beni en çok endişelendiren husus, 15 Temmuz ihanetinin yukarıda değinilen ve olaylardan habersiz olarak kışlaya giden personelin üzerine yıkılarak asıl FETÖ'cü darbecilerin kurtarılmaya çalışılacak olmasıdır. Ve dahi şunu da belirtmek isterim ki, halk arasında, bu hain darbe kalkışmasından sonra TSK içinde Atatürk'e ve Cumhuriyet'e bağlı birçok personelin de FETÖ'cülük bahanesiyle TSK'dan uzaklaştırıldığına yönelik yoğun bir algı var. Söylemedi demeyin! Evet, Balyoz kumpasında yaklaşık 4 yıl cezaevinde kalan (E) Alb. O da masum olduğu halde, FETÖ'yle asla ilgisi olmadığı halde darbeye adı karıştırılan personel olduğunu savunup, suçlu ile suçsuzun, darbeci ile darbeci olmayanın birbirinden ayrılması gerektiğine yönelik birçok yazı yazmıştı. Özellikle "FETÖ kriterleri"nin halen yargılanan bütün personele tek tek uygulanması gerektiğini, suçlu ile suçsuzun, hain ile mazlumun mutlaka birbirinden ayrılması gerektiğini, gerçek adaletin sağlanmasını savunuyorum