159,909 Yayın 10,926 Hoşgörüsüzlük 3,088 Hak ve itibara saldırı 159,821 Düşmanlığa tahrik 685 İnsanlığa karşı suça tahrik 149,766 Haber 10,126 Köşe Yazısı 916,955 Kelimeyle Suç

Nefret Suçu > Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)

10,926 kayıt bulundu 2180 - 2200 gösteriliyor
06-09-2019
Sabah
Sabah  
 
FETÖ'nün Moldova'daki yöneticisi hakkında 22,5 yıla kadar hapis istemi
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
- Savcılık mütalaası Duruşmada cumhuriyet savcısı davaya ilişkin mahkemeye sunduğu esas hakkındaki mütalaasında, FETÖ silahlı terör örgütünün ana yapısını "eğitim sektörü" oluşturduğunu belirtilerek, bu konuda detaylı bilgileri anlattı. Mütalaada, sanık Sedat Hasan Karacaoğlu'nun FETÖ silahlı terör örgütünün yurt dışında görünürde eğitim-öğretim alanlarında faaliyette bulunan Orizont Eğitim Kurumlarının Genel Müdür Yardımcısı seviyesinde yönetici konumunda örgütsel faaliyet yürüttüğü anlatıldı. Sanığın FETÖ'nün yurt dışında görünürde eğitim öğretim alanlarında faaliyette bulunan Orizont Eğitim Kurumları'nın genel müdür yardımcısı seviyesinde yönetici konumunda örgütsel faaliyet yürüttüğü belirtilen iddianamede, Moldova Devletince illegal ''uluslararası casusluk'' ve ''terör örgütü yöneticiliğinden'' dolayı sınır dışı edilerek Moldova'dan çıkarıldığı ve Türk güvenlik güçlerine teslim edildiği, 6 Eylül 2018'de gözaltına alındığı anlatılmıştı. 1992 yılında üniversiteden mezun olan sanığın, mesleki kariyerinin tamamını, FETÖ'ye ait olup yurt dışında görünürde eğitim öğretim alanında faaliyet yürüten özel okullarda devam ettirdiği kaydedilen iddianamede, "Bu bağlamda terör örgütü tarafından önce Özbekistan'da faaliyet yürüten SİLM eğitim şirketlerinde görevlendirilmiş, 6 yıl terör örgütü bünyesinde Özbekistan'da örgütsel faaliyet yürüttükten sonra Moldova'da bulunan FETÖ'ye ait Orizont Eğitim Kurumları'na yönetici olarak görevlendirilmiştir" denilmişti. Sanığın sosyal medya hesaplarında FETÖ ve FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'i övücü paylaşımlar yaptığına vurgu yapılan iddianamede, sınır dışı edilerek MİT görevlilerine teslim edildiği belirtilmişti. Sanığın, başka FETÖ yönetici ve üyeleriyle ilgili görselleri paylaştığı sosyal medyada, Türkiye Cumhuriyeti'ni insan kaçakçılığı yapmakla suçladığına değinilen iddianamede, 17/25 Aralık kumpas soruşturmalarını yürüten tutuklu FETÖ mensubu olan ve kamudan ihraç edilmiş polisleri övücü paylaşımlar yaptığı da kaydedilmişti. FETÖ tarafından, şüphelinin Moldova'da genel müdür yardımcılığını yaptığı Ortizont Eğitim Kurumları'nın, yurt dışında eğitim ve öğretim faaliyetlerinde bulunduğu algısı oluşturulmaya çalışıldığı bilgisine yer verilen iddianamede, ''Soruşturmanın ilk evresinde şüphelinin eylemleri örgüt mensubu seviyesinden değerlendirilmiş, ancak soruşturmanın son aşamasında örgütün dış yapılanmasında Moldova ülkesinde yer alan eğitim kurumlarının genel müdür yardımcılığı seviyesinde örgütsel faaliyet yürüten şüphelinin eylemlerinin terör örgütü yöneticiliği olarak değerlendirilmiştir'' denilmişti
06-09-2019
Sabah
Dilek Güngör  
 
Yargı ve Emniyet’teki ankesörcüler...
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Mahkemelerden sürekli FETÖ'cülerin salıverildiğini duydukça insan 'neler oluyor' diye kendi kendine soruyor. Mesele, Külliye'den aşağı doğru indikçe zayıflayan FETÖ mücadelesine mi bağlı, yoksa örgütün kriptoları mı devrede! Bu işlere az biraz kafa yoran biri olarak geçenlerde üst düzey bir bürokratla sohbete gittim. ByLock, Eagle, Tango'dan sonra istihbarat birimlerinin tespit ettiği 15 Temmuz'dan sonra açığa çıkan haberleşme sistemi, "ardışık arama yöntemi" (FETÖ'nün sivil imamlarının, PTT'nin ankesörlü telefonları veya büfelerde olan kontörlü telefonlardan kendilerine bağlı olan askerleri arayıp, buluşma yer ve saatlerini bildirmesi, kendisine bağlı birden fazla askeri peş peşe araması) acaba sadece Türk Silahlı Kuvvetleri'nde mi kullanıldı? Soruyu sorar sormaz, kaynağım cevabı yapıştırdı: "Biraz sabret. Sence, FETÖ'nün en çok yuvalandığı Emniyet'te veya Yüksek Yargı'da hiç ankesöre takılan olmamış mıdır!" Binlerce kripto hakimin, savcının, emniyetçinin olduğu listeden bahsetti. Anlattığına göre, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'nün mahrem imamlarının 2014-2016 yılları arasında Ege Bölgesi'nde (Muğla ve Aydın) 4720 ankesörlü telefon üzerinden (PTT'nin ankesörlü telefonları ya da büfelerdeki kontörlü telefonlar) 107 adet ankesör kartıyla arama tespit etmiş. Ardışık arama yöntemiyle FETÖ imamlarıyla haberleşen hakim-savcılar şimdi üst düzey makamlarda. Merak ediyorum, Yargıtay veya HSK bu kişilerle ilgili bir işlem başlattı mı? Ya da soruşturma izni verdi mi? Ardışık arama listesinde yer alan bu kişilerin o tarihten sonra FETÖ'yle ilgili kararlarda imzası var mı?SAHİ SİZİN SAHİBİNİZ KİM! Bir yazı yazdım, kıyamet koptu
06-09-2019
Odatv
Odatv  
 
AKP’li vekilden Burhan Kuzu’ya sert sözler: Tenekesi size
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
06-09-2019
Odatv
Odatv  
 
"Kasetin var mı"
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
İşte o mesaj: FETÖ’nün kumpas döneminde MHP’li siyasetçilerin kasetleri gündeme gelmişti
06-09-2019
Odatv
Odatv  
 
Listedeki isimleri duysanız şoke olursunuz
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ’nün haberleşme yöntemlerinden biri olan ankesör soruşturmalarının Emniyet ve Yüksek Yargı’ya taşınabileceği ifade edildi. Hükümete yakınlığıyla bilinen Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör bugünkü yazısında, “Ardışık arama yöntemiyle FETÖ imamlarıyla haberleşen hakim-savcılar şimdi üst düzey makamlarda” ifadelerini kullandı. İşte Dilek Güngör’ün “Yargı ve Emniyet’teki Ankesörcüler” başlıklı yazısı: “Mahkemelerden sürekli FETÖ'cülerin salıverildiğini duydukça insan 'neler oluyor' diye kendi kendine soruyor. Mesele, Külliye'den aşağı doğru indikçe zayıflayan FETÖ mücadelesine mi bağlı, yoksa örgütün kriptoları mı devrede! Bu işlere az biraz kafa yoran biri olarak geçenlerde üst düzey bir bürokratla sohbete gittim. ByLock, Eagle, Tango'dan sonra istihbarat birimlerinin tespit ettiği 15 Temmuz'dan sonra açığa çıkan haberleşme sistemi, ’ardışık arama yöntemi’ (FETÖ'nün sivil imamlarının, PTT'nin ankesörlü telefonları veya büfelerde olan kontörlü telefonlardan kendilerine bağlı olan askerleri arayıp, buluşma yer ve saatlerini bildirmesi, kendisine bağlı birden fazla askeri peş peşe araması) acaba sadece Türk Silahlı Kuvvetleri'nde mi kullanıldı? Soruyu sorar sormaz, kaynağım cevabı yapıştırdı: ‘Biraz sabret. Sence, FETÖ'nün en çok yuvalandığı Emniyet'te veya Yüksek Yargı'da hiç ankesöre takılan olmamış mıdır!’ Binlerce kripto hakimin, savcının, emniyetçinin olduğu listeden bahsetti. Anlattığına göre, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'nün mahrem imamlarının 2014-2016 yılları arasında Ege Bölgesi'nde (Muğla ve Aydın) 4720 ankesörlü telefon üzerinden (PTT'nin ankesörlü telefonları ya da büfelerdeki kontörlü telefonlar) 107 adet ankesör kartıyla arama tespit etmiş. Ardışık arama yöntemiyle FETÖ imamlarıyla haberleşen hakim-savcılar şimdi üst düzey makamlarda. Merak ediyorum, Yargıtay veya HSK bu kişilerle ilgili bir işlem başlattı mı? Ya da soruşturma izni verdi mi? Ardışık arama listesinde yer alan bu kişilerin o tarihten sonra FETÖ'yle ilgili kararlarda imzası var mı? Odatv
06-09-2019
İnternet Haber
İnternet Haber  
 
Binlerce Kripto FETÖ'cü var deniyor! Listedeki isimleri duysanız 'şok' olursunuz
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Dilek Güngör, üst düzey bürokratın listeyle ilgili "FETÖ'nün en çok yuvalandığı Emniyet'te veya Yüksek Yargı'da hiç ankesöre takılan olmamış mıdır!" dediğini aktardı. " başlığıyla yayımlanan yazısında şunları aktardı:"Üst düzey bir bürokratla sohbete gittim"Mahkemelerden sürekli FETÖ'cülerin salıverildiğini duydukça insan 'neler oluyor' diye kendi kendine soruyor. Mesele, Külliye'den aşağı doğru indikçe zayıflayan FETÖ mücadelesine mi bağlı, yoksa örgütün kriptoları mı devrede! Bu işlere az biraz kafa yoran biri olarak geçenlerde üst düzey bir bürokratla sohbete gittim. Ankesör kartıyla aramaByLock, Eagle, Tango'dan sonra istihbarat birimlerinin tespit ettiği 15 Temmuz'dan sonra açığa çıkan haberleşme sistemi, "ardışık arama yöntemi" (FETÖ'nün sivil imamlarının, PTT'nin ankesörlü telefonları veya büfelerde olan kontörlü telefonlardan kendilerine bağlı olan askerleri arayıp, buluşma yer ve saatlerini bildirmesi, kendisine bağlı birden fazla askeri peş peşe araması) acaba sadece Türk Silahlı Kuvvetleri'nde mi kullanıldı?Soruyu sorar sormaz, kaynağım cevabı yapıştırdı: "Biraz sabret. Sence, FETÖ'nün en çok yuvalandığı Emniyet'te veya Yüksek Yargı'da hiç ankesöre takılan olmamış mıdır!" Binlerce kripto hakimin, savcının, emniyetçinin olduğu listeden bahsetti. Anlattığına göre, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'nün mahrem imamlarının 2014-2016 yılları arasında Ege Bölgesi'nde (Muğla ve Aydın) 4720 ankesörlü telefon üzerinden (PTT'nin ankesörlü telefonları ya da büfelerdeki kontörlü telefonlar) 107 adet ankesör kartıyla arama tespit etmiş. Üst düzey makamlardalarArdışık arama yöntemiyle FETÖ imamlarıyla haberleşen hakim-savcılar şimdi üst düzey makamlarda
05-09-2019
Odatv
Odatv  
 
Trabzonspor’dan Fenerbahçe’nin açıklamasına yanıt
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ tarafından 3 Temmuz 2011’de şike kumpasına uğrayan Fenerbahçe Spor Kulübü, İstanbul 4
05-09-2019
Milliyet
Milliyet  
 
'FETÖ'cüler için her yol mübah'
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ amacına ulaşmak için her türlü yöntemi mübah görmektedir’ denildi. Kararda ayrıca “FETÖ amacına ulaşabilmek için her türlü yöntemi mübah görmektedir” denildi. ”Delil yetersizliğine mahkeme gerekçesiGerekçeli kararda, FETÖ’nün amacına ulaşabilmek için de her türlü yöntemi mübah gördüğü belirtilerek, “Bu manada bazı sanıklar ve müdafilerinin aramalarda ele geçen suç unsurlarını da FETÖ/PDY üyesi kolluk mensuplarının yerleştirmiş olacakları iddiaları bir kenara atılamaz ise de, bu konuda açıkça bir olayda delil uydurulduğu ispatlanmadıkça o olayla ilgili hükümde zorunlu olarak delil yetersizliğinden beraat kararı verilmesi sonucuna varılmaktadır. Karar göstermektedir ki yargılaması bugünlerde de devam eden şike kumpası iddianamesinde de belirtildiği üzere temel amaç Fenerbahçemizi ele geçirmektir ve bu amaç uğruna hukukun tüm ilkeleri ihlal edilmiş, önceki başkanımıza, yöneticilerimize ve Fenerbahçe ile bağlantısı olan pek çok kişiye adalet duygusu ile değil sırf bu nedenle kumpas kurulmuştur! Ancak unutulmamalıdır ki bu köklü camiayı bugüne kadar kimse ele geçirememiştir, bundan sonra da kimse ele geçiremeyecektir. 5 yılı aşkın süredir Yargıtay’da bekleyen ‘Şike Kumpası’ beraat kararının artık bir gün dahi geciktirilmeden onanmasıdır” denildi
04-09-2019
Hürriyet" "
Hürriyet  
 
Gerekçeli karar açıklandı! Fenerbahçe...
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Fenerbahçe Spor Kulübü'nden yapılan açıklama şu şekilde; """"3 Temmuz 2011’de; ülkemizin hukuk, adalet, polis teşkilatı, medya başta olmak üzere tüm damarlarına sızmış Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından devletin tüm imkanları kullanılarak kulübümüze, önceki başkanımız Aziz Yıldırım ve yöneticilerimize kurulan kumpas tüm kamuoyunun malumudur. Bu mücadele kimi zaman Fetö mensubu polislere, emniyet müdürlerine, kimi zaman Fetö mensubu hakim, savcılara ve itirafçılara kimi zaman Fetö medya mensuplarına karşı verilmiş ancak bir gerçek hiç değişmemiştir: Fenerbahçe bu operasyonun “kumpas” olduğunu ilk gün haykırdığı gibi üzerinden geçen 8 yılda da aynı inançla haykırmıştır ve haykırmaya devam edecektir. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından açıklanan, aynı örgüt (FETÖ) tarafından düzenlenen Ergenekon Davası’nın gerekçeli kararında, Fenerbahçe’ye kurulan kumpas, bir çok yönüyle artık adalet tarafından da bir kez daha resmen kayıtlara geçirilmiş ve Fenerbahçemize kurulan kumpas gözler önüne serilmiştir. Bahsi geçen Ergenekon Davası Gerekçeli Kararında şu hükümlere yer verilmiştir; * Şike soruşturması öncesi """"Futbol'un Ergenekon'u"""" denilerek toplum nezdinde algı çalışması yürütüldüğü, * Telefon Dinleme kararlarının hukuka aykırı olduğu, hukukun """"arka kapısından dolanıldığı"""", * Yasanın açık hükmüne göre suç oluşmamasına rağmen sanıklara ceza verildiği, * Yargıtay'ın onama kararında hukuka aykırı değişiklikler yaparak kötü niyetli davrandığı, * Başta önceki başkanımız Aziz Yıldırım, yöneticilerimiz ve diğer kişilere ceza verilmeyeceği açık olmasına rağmen cezaları verebilmek için tüm hukuki şartların zorlandığı ve başta hukuk güvenilirliği ilkesi olmak üzere evrensel hukuk ilkelerinin ihlal edildiği, * Yargıtay'ın anayasaya aykırılık iddialarını Anayasa Mahkemesinin yerine geçercesine uzun uzun inceleyerek aykırılık iddiasını ciddi bulmadığını belirtmesi, geçmiş uygulamaları kimse bilmiyormuş gibi yasa değişikliğini bekleyemeyeceklerini belirtmesi, benzer dosyaların dönüş hızı bilinirken bu dosyanın tutuklu dosyalardan bile hızlıca karara bağlanması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesine aykırı yönleri de olmasına rağmen Türkiye'de ilk defa uygulanan bir yasayla ilgili Yargıtay Başsavcılığının da dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna taşımak istememesi gibi dosyadaki bir çok uygulamalar alt alta konulup bir de Yüksek mahkemenin 14/04/2011 tarihi öncesi eylemlerle ilgili beraat kararlarını onarken gerekçe değişikliği yapıp örgüt suçuna ilişkin dosyaya uymayan bir mütalaayı kullanarak hem örgütten hem de şikeden mahkumiyeti onamadaki eylem ile Yüksek Yargıdaki görevliler açısından görevde yetkiyi kötüye kullanmanın gerçekleştiği, * Şike soruşturmasında yapılan teknik hukuk yanlışlarının ilk derece mahkemesinde devam ettiği, Yargıtay nezdinde de """"kalıbına uydurularak tamirine çalışan"""" yargı içinde bir örgütlenmenin olduğunun tespit edildiği, * İlk mahkumiyet hükmünü kuran hakimlerin, duruşma savcısının ve iddianameyi yazan savcının; ayrıca Yargıtay'da onama kararı veren hakimlerden üçünün Fetö terör örgütü mensubu olduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edildiği tespit ve sonuçlarına varılmıştır. Karar göstermektedir ki yargılaması bugünlerde de devam eden şike kumpası iddianamesinde de belirtildiği üzere temel amaç Fenerbahçemizi ele geçirmektir ve bu amaç uğruna hukukun tüm ilkeleri ihlal edilmiş, önceki başkanımıza, yöneticilerimize ve Fenerbahçe ile bağlantısı olan pek çok kişiye adalet duygusu ile değil sırf bu nedenle kumpas kurulmuştur! Ancak unutulmamalıdır ki bu köklü camiayı bugüne kadar kimse ele geçirememiştir bundan sonra da kimse ele geçiremeyecektir. 5 yılı aşkın süredir Yargıtay’da bekleyen ‘3 Temmuz Şike Kumpası Beraat kararının’ artık bir gün dahi geciktirilmeden onanmasıdır. Ve bir kez daha dile getirmek istiyoruz ki; Fenerbahçe’ye yapılan bu hukuksuzluklara tereddütle bakmak, “ama” veya “fakat”larla ulaşılacak her değerlendirme Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik varlığına kast eden FETÖ'nün meşrulaştırılmasından başka artık hiçbir anlam taşımamaktadır
04-09-2019
Sabah
Sabah  
 
Dink cinayeti davasında kritik viraja giriliyor
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ'cü kumpasla öldürülen Hırant Dink manşetlerle linç edilmişti! PAMUK'U TEHDİTTEN 3 AY, RUHSATSIZ SİLAHTAN 1 YIL HAPİS Dönemin özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler ve jandarma görevlilerinin de aralarında bulunduğu 50 sanık hakkında Hrant Dink cinayetine ilişkin açılan yeni davanın, aralarında Ogün Samast, Erhan Tuncel, eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Coşgun Çakar'ın da yer aldığı 35 sanıklı ana dava ile birleştirilmesine hükmetmişti. FETÖ bağlantılı iddianameyle sanık sayısı 85'e çıktı Yargılama devam ederken Dink cinayetine ilişkin soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökalp Kökçü, yeni bir iddianame hazırladı. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, kapatılan Zaman gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, gazeteciler Adem Yavuz Arslan, Ercan Gün ile meslekten ihraç edilen Tuğgeneral Hamza Celepoğlu, dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz, Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız ve İstanbul Jandarma İstihbarat Görevlisi Yüzbaşı Muharrem Demirkale'nin de aralarında bulunduğu 51 sanık hakkında hazırlanan iddianamede, cinayetin FETÖ ile bağlantısıyla ilgili "Dink cinayeti, Fetullah Gülen'in sapkın dini inançları referans alınarak bas¸ka bir düzen getirmek için FETÖ/PDY'nin şiddet içeren bir bas¸langıç eylemidir. Heyet, 2 Haziran 2017'de 50 sanıklı yeni iddianameyle 35 sanıklı ana dava dosyasının birleştirilmesine hükmederek, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in gıyaben tutuklanmasına, Ekrem Dumanlı ve Zekeriya Öz'ün de aralarında bulunduğu 6 sanık hakkında da yakalama emri düzenlenmesine karar verdi
04-09-2019
Odatv
Odatv  
 
"Bir kez daha tescillendi"
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ tarafından 3 Temmuz 2011’de şike kumpasına uğrayan Fenerbahçe Spor Kulübü, İstanbul 4. Fenerbahçe Spor Kulübü tarafından yapılan açıklamanın tam metni şöyle: 3 Temmuz 2011’de; ülkemizin hukuk, adalet, polis teşkilatı, medya başta olmak üzere tüm damarlarına sızmış Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından devletin tüm imkanları kullanılarak kulübümüze, önceki başkanımız Aziz Yıldırım ve yöneticilerimize kurulan kumpas tüm kamuoyunun malumudur. Bu mücadele kimi zaman Fetö mensubu polislere, emniyet müdürlerine, kimi zaman Fetö mensubu hakim, savcılara ve itirafçılara kimi zaman Fetö medya mensuplarına karşı verilmiş ancak bir gerçek hiç değişmemiştir: Fenerbahçe bu operasyonun 'kumpas' olduğunu ilk gün haykırdığı gibi üzerinden geçen 8 yılda da aynı inançla haykırmıştır ve haykırmaya devam edecektir. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından açıklanan, aynı örgüt (FETÖ) tarafından düzenlenen Ergenekon Davası’nın gerekçeli kararında, Fenerbahçe’ye kurulan kumpas, bir çok yönüyle artık adalet tarafından da bir kez daha resmen kayıtlara geçirilmiş ve Fenerbahçemize kurulan kumpas gözler önüne serilmiştir. Bahsi geçen Ergenekon Davası Gerekçeli Kararında şu hükümlere yer verilmiştir; * Şike soruşturması öncesi 'Futbol'un Ergenekon'u' denilerek toplum nezdinde algı çalışması yürütüldüğü, * Telefon Dinleme kararlarının hukuka aykırı olduğu, hukukun 'arka kapısından dolanıldığ', * Yasanın açık hükmüne göre suç oluşmamasına rağmen sanıklara ceza verildiği, * Yargıtay'ın onama kararında hukuka aykırı değişiklikler yaparak kötü niyetli davrandığı, * Başta önceki başkanımız Aziz Yıldırım, yöneticilerimiz ve diğer kişilere ceza verilmeyeceği açık olmasına rağmen cezaları verebilmek için tüm hukuki şartların zorlandığı ve başta hukuk güvenilirliği ilkesi olmak üzere evrensel hukuk ilkelerinin ihlal edildiği, * Yargıtay'ın anayasaya aykırılık iddialarını Anayasa Mahkemesinin yerine geçercesine uzun uzun inceleyerek aykırılık iddiasını ciddi bulmadığını belirtmesi, geçmiş uygulamaları kimse bilmiyormuş gibi yasa değişikliğini bekleyemeyeceklerini belirtmesi, benzer dosyaların dönüş hızı bilinirken bu dosyanın tutuklu dosyalardan bile hızlıca karara bağlanması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesine aykırı yönleri de olmasına rağmen Türkiye'de ilk defa uygulanan bir yasayla ilgili Yargıtay Başsavcılığının da dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna taşımak istememesi gibi dosyadaki bir çok uygulamalar alt alta konulup bir de Yüksek mahkemenin 14/04/2011 tarihi öncesi eylemlerle ilgili beraat kararlarını onarken gerekçe değişikliği yapıp örgüt suçuna ilişkin dosyaya uymayan bir mütalaayı kullanarak hem örgütten hem de şikeden mahkumiyeti onamadaki eylem ile Yüksek Yargıdaki görevliler açısından görevde yetkiyi kötüye kullanmanın gerçekleştiği, * Şike soruşturmasında yapılan teknik hukuk yanlışlarının ilk derece mahkemesinde devam ettiği, Yargıtay nezdinde de 'kalıbına uydurularak tamirine çalışan' yargı içinde bir örgütlenmenin olduğunun tespit edildiği, * İlk mahkumiyet hükmünü kuran hakimlerin, duruşma savcısının ve iddianameyi yazan savcının; ayrıca Yargıtay'da onama kararı veren hakimlerden üçünün Fetö terör örgütü mensubu olduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edildiği tespit ve sonuçlarına varılmıştır. Karar göstermektedir ki yargılaması bugünlerde de devam eden şike kumpası iddianamesinde de belirtildiği üzere temel amaç Fenerbahçemizi ele geçirmektir ve bu amaç uğruna hukukun tüm ilkeleri ihlal edilmiş, önceki başkanımıza, yöneticilerimize ve Fenerbahçe ile bağlantısı olan pek çok kişiye adalet duygusu ile değil sırf bu nedenle kumpas kurulmuştur! Ancak unutulmamalıdır ki bu köklü camiayı bugüne kadar kimse ele geçirememiştir bundan sonra da kimse ele geçiremeyecektir. 5 yılı aşkın süredir Yargıtay’da bekleyen ‘3 Temmuz Şike Kumpası Beraat kararının’ artık bir gün dahi geciktirilmeden onanmasıdır. Ve bir kez daha dile getirmek istiyoruz ki; Fenerbahçe’ye yapılan bu hukuksuzluklara tereddütle bakmak, 'ama' veya 'fakat'larla ulaşılacak her değerlendirme Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik varlığına kast eden FETÖ'nün meşrulaştırılmasından başka artık hiçbir anlam taşımamaktadır
04-09-2019
Milliyet
Milliyet  
 
Gerekçeli karar açıklandı! Fenerbahçe Kulübü duyurdu...
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
İşte o açıklama:"3 Temmuz 2011’de; ülkemizin hukuk, adalet, polis teşkilatı, medya başta olmak üzere tüm damarlarına sızmış Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından devletin tüm imkanları kullanılarak kulübümüze, önceki başkanımız Aziz Yıldırım ve yöneticilerimize kurulan kumpas tüm kamuoyunun malumudur. Bu mücadele kimi zaman Fetö mensubu polislere, emniyet müdürlerine, kimi zaman Fetö mensubu hakim, savcılara ve itirafçılara kimi zaman Fetö medya mensuplarına karşı verilmiş ancak bir gerçek hiç değişmemiştir: Fenerbahçe bu operasyonun “kumpas” olduğunu ilk gün haykırdığı gibi üzerinden geçen 8 yılda da aynı inançla haykırmıştır ve haykırmaya devam edecektir. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından açıklanan, aynı örgüt (FETÖ) tarafından düzenlenen Ergenekon Davası’nın gerekçeli kararında, Fenerbahçe’ye kurulan kumpas, bir çok yönüyle artık adalet tarafından da bir kez daha resmen kayıtlara geçirilmiş ve Fenerbahçemize kurulan kumpas gözler önüne serilmiştir. Bahsi geçen Ergenekon Davası Gerekçeli Kararında şu hükümlere yer verilmiştir;* Şike soruşturması öncesi "Futbol'un Ergenekon'u" denilerek toplum nezdinde algı çalışması yürütüldüğü,* Telefon Dinleme kararlarının hukuka aykırı olduğu, hukukun "arka kapısından dolanıldığı",* Yasanın açık hükmüne göre suç oluşmamasına rağmen sanıklara ceza verildiği,* Yargıtay'ın onama kararında hukuka aykırı değişiklikler yaparak kötü niyetli davrandığı,* Başta önceki başkanımız Aziz Yıldırım, yöneticilerimiz ve diğer kişilere ceza verilmeyeceği açık olmasına rağmen cezaları verebilmek için tüm hukuki şartların zorlandığı ve başta hukuk güvenilirliği ilkesi olmak üzere evrensel hukuk ilkelerinin ihlal edildiği,* Yargıtay'ın anayasaya aykırılık iddialarını Anayasa Mahkemesinin yerine geçercesine uzun uzun inceleyerek aykırılık iddiasını ciddi bulmadığını belirtmesi, geçmiş uygulamaları kimse bilmiyormuş gibi yasa değişikliğini bekleyemeyeceklerini belirtmesi, benzer dosyaların dönüş hızı bilinirken bu dosyanın tutuklu dosyalardan bile hızlıca karara bağlanması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesine aykırı yönleri de olmasına rağmen Türkiye'de ilk defa uygulanan bir yasayla ilgili Yargıtay Başsavcılığının da dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna taşımak istememesi gibi dosyadaki bir çok uygulamalar alt alta konulup bir de Yüksek mahkemenin 14/04/2011 tarihi öncesi eylemlerle ilgili beraat kararlarını onarken gerekçe değişikliği yapıp örgüt suçuna ilişkin dosyaya uymayan bir mütalaayı kullanarak hem örgütten hem de şikeden mahkumiyeti onamadaki eylem ile Yüksek Yargıdaki görevliler açısından görevde yetkiyi kötüye kullanmanın gerçekleştiği,* Şike soruşturmasında yapılan teknik hukuk yanlışlarının ilk derece mahkemesinde devam ettiği, Yargıtay nezdinde de "kalıbına uydurularak tamirine çalışan" yargı içinde bir örgütlenmenin olduğunun tespit edildiği,* İlk mahkumiyet hükmünü kuran hakimlerin, duruşma savcısının ve iddianameyi yazan savcının; ayrıca Yargıtay'da onama kararı veren hakimlerden üçünün Fetö terör örgütü mensubu olduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edildiği tespit ve sonuçlarına varılmıştır. Karar göstermektedir ki yargılaması bugünlerde de devam eden şike kumpası iddianamesinde de belirtildiği üzere temel amaç Fenerbahçemizi ele geçirmektir ve bu amaç uğruna hukukun tüm ilkeleri ihlal edilmiş, önceki başkanımıza, yöneticilerimize ve Fenerbahçe ile bağlantısı olan pek çok kişiye adalet duygusu ile değil sırf bu nedenle kumpas kurulmuştur!Ancak unutulmamalıdır ki bu köklü camiayı bugüne kadar kimse ele geçirememiştir bundan sonra da kimse ele geçiremeyecektir. 5 yılı aşkın süredir Yargıtay’da bekleyen ‘3 Temmuz Şike Kumpası Beraat kararının’ artık bir gün dahi geciktirilmeden onanmasıdır. Ve bir kez daha dile getirmek istiyoruz ki; Fenerbahçe’ye yapılan bu hukuksuzluklara tereddütle bakmak, “ama” veya “fakat”larla ulaşılacak her değerlendirme Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik varlığına kast eden FETÖ'nün meşrulaştırılmasından başka artık hiçbir anlam taşımamaktadır
03-09-2019
Odatv
Odatv  
 
Ergenekon'da "deliller uydurma diyemeyiz" kararı
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Ergenekon’un FETÖ kumpası olduğuna, “delil yetersizliğinden” değil, “sanıkların suç işlemediklerinin sabit olduğundan” beraat kararı verilmesine ilişkin taleplere yanıt verildi. Mahkeme, FETÖ üyelerinin soruşturmada görev aldığını kabul ettiklerini, bu kişilerin işlemlerine şüpheyle yaklaştıklarını kaydetti.  Mahkeme “delil yetersizliğinden” beraat kararı verilmesini şöyle açıkladı: “FETÖ, Amacına ulaşabilmek için de her türlü yöntemi mübah görmektedir. Bu manada bazı sanıklar ve müdafiilerinin aramalarda ele geçen suç unsurlarını da FETÖ/PDY üyesi kolluk mensuplarının yerleştirmiş olacakları iddiaları bir kenara atılamaz ise de, bu konuda açıkça bir olayda delil uydurulduğu ispatlanmadıkça o olayla ilgili hükümde zorunlu olarak CMK 223/2-a veya b değil de e bendi gereğince delil yetersizliğinden beraat kararı verilmesi sonucuna varılmaktadır. Bu görüntüler elime geçtiğinden itibaren Boğaziçi Üniversitesinde mühendislik eğitimi alan biricik oğlum FETÖ’cü polisler tarafından tehdit edilmeye başladı. Hepsinin, FETÖ'cü polisler, hakim ve savcılar tarafından uydurulmuş sahte deliller olduğu ortaya çıktı
03-09-2019
Odatv
Odatv  
 
Sivas'ta Damat Ferit'in ihaneti
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ de etmedi. Ancak bu belgeleri ele geçiren Mustafa Kemal, bakanların bu hain kumpasının Damat Ferit ve Saray’ın bilgisi dahilinde yapıldığından hareketle, yeni bir siyasi hamle yapıyor. Nutuk’ta bu sürece 50 sayfa gibi kapsamlı bir yer ayıran Mustafa Kemal, bu olayda siyasi bir taktik uygulayarak, padişahı görmezden gelip, doğrudan Sadrazam Damat Ferit’i hedef aldıklarını anlatır… MUSTAF KEMAL’DEN DAMAT FERİT’E ULTİMATOM Mustafa Kemal, padişaha, bu hain kumpas nedeniyle, Damat Ferit’in artık o görevde kalamayacağını belirten telgraflar çekmeye ve çektirmeye başlar
03-09-2019
Odatv
Odatv  
 
O "Yurda kul” olmayı ülkü edindi
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ kumpasıyla Silivri Cezaevi'ne atıldık. Gazete çıkarırken, kitap yazarken, FETÖ, Odatv'ye saldırırken… Her zaman “kaleye” geçti
02-09-2019
Sabah
Sabah  
 
CHP’nin işi gücü katmerli yalan
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
15 Temmuz gecesi yaşananlara FETÖ ağzıyla tiyatro diyenler, asıl tiyatroyu seçim meydanlarında kendileri sergilemişler. FETÖ'nün mahrem asker yapılanmasından 2 kişi adliyeye sevk edildi |
02-09-2019
Sabah
Sabah  
 
"Futbolda şike kumpası" davasında flaş gelişme: 107 sanığa hapis yağacak!
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
İDDİANAMEDE NE VAR? İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, "bir numaralı" sanık FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in 35 yıldan 85 yıla kadar, kapatılan Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı'nın 35 yıldan 78 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve Hakan Şükür'ün görüntüleri
02-09-2019
Odatv
Odatv  
 
Hesap hesap Twitter'daki Fethullahçı askerler
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
  Yıllarca, kendi yarattıkları sahte dijital verileri davalara “suç delili” diye koymalarından tutun da kamuoyunu ikna etmek için sosyal medyayı kullanmalarına kadar, dijital terör FETÖ’den sorulurdu. FETÖ'nün bu hesapları deşifre olunca, yeni hesaplar devreye girdi.   Ve 15 Temmuz oldu…  FETÖ’nün artık sosyal medyada yeni imajlara, yeni yüzlere, yeni dillere ihtiyacı vardı.   İŞTE O HESAPLAR Ve geldik bugünlere…  Türk Silahlı Kuvvetleri, kendilerini “Atatürkçü” gösterip 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde ve sonrasında sosyal medyada FETÖ lehinde paylaşımlar yapan 124 hesap hakkında suç duyurusunda bulundu.   Sahi…  TSK’dan ihraç edilip yurtdışına kaçan Fethullahçı askerler şimdi ne yapıyor?  Kendilerine verilen hangi görevi yerine getiriyorlar?  Kimlere ne mesajlar veriyorlar?  Gelin; bazı çarpıcı örneklerle, Twitter’daki varlıklarını masaya yatıralım…   Kısa özet: Birçoğu 15 Temmuz'dan sonra açılan hesaplar, TSK içindeki FETÖ karşıtı askerleri, savcıları, gazetecileri ve yayın organlarını tehdit ediyor.   Kara propaganda çalışmalarıyla, 15 Temmuz darbe girişimindeki FETÖ'nün dahlini silmeye çalışıyorlar.   Emekli veya halen görevde olan askerleri fişleme çalışmalarını sürdüren bu hesaplar, FETÖ karşıtı haberlere imza atan gazetecilerden de "yakında hesap sorulacağını" ileri sürüyor. Ancak sonra FETÖ'nün en etkili hesaplarından biri haline geldi.   Hesabın hedefinde, Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında hapis yatan askerler var.   Diğer FETÖ hesapları gibi Ali Türkşen hakkında suçlamalarda bulunan hesapta, Türkiye'nin oligarşik güçler tarafından yönetildiği propagandası yapılıyor. "  Diğer FETÖ hesapları gibi bu hesaptan da Akın Öztürk ve diğer FETÖ davalarında tutuklu olan rütbeliler savunuldu:  "AH ADEM HUDUTİ PAŞA AH, AH AKIN PAŞA AH! Hepsi öyle bir vatan evladı ki ikisinin ve birçoğunun yokluğu doğal hayatı yaşanmaz hale getirdi. ZEKAİ AKSAKALLI HAİNİNİ DİVAN-I HARBE YOLCULUĞU BAŞLAYACAK MERAK ETME!!!!"  Emeklilerden hesabı da diğer benzer hesaplar gibi 15 Temmuz'un FETÖ'nün yaptığı bir darbe girişimi olmadığı yönünde propaganda yapıyor:  "ZALİMLERE İNAT!!! 15 TEMMUZ KONTROLLÜ DARBE DEĞİL FAKE DARBEDİR. "  "O YÜZDEN BU TEORİ ŞUNU DA DOĞRULAR FETÖ DİYE BİR ÖRGÜT YOK. "  TSK'daki FETÖ temizliğini sağlayan FETÖMETRE’yi geliştiren, ama nedendir bilinmez son YAŞ’ta terfi ettirilmeyen Tümamiral Cihat Yaycı da Emeklilerden'in hedefinde:  "FETÖMETRE'nin mucidi CİHAT YAYCI ve Balyoz darbe ekibidir. Onlardan birisi Balyoz kumpasından hapis yatan Amiral Semih Çetin’di. "  Aynı hesap, Ergenekon kumpasında hapis yatan CHP Milletvekili Mehmet Ali Çelebi'nin Meclis'teki FETÖ kumpaslarıyla ilgili konuşmasının ardından Çelebi'yi tehdit eden paylaşımlarda da bulundu: "Eğer sizde bırak askerlik şerefini zerre insanlık şerefi olsaydı, insanların çoluğuna çocuğuna annesine babasına karısına hamilesine lohusasına musallat olmazdınız. "  Söz konusu hesap, Ergenekon ve Balyoz kumpaslarına uğrayan askerler için de "soykırımcı" dedi.   Odatv İmtiyaz Sahibi Soner Yalçın’ı da hedefe koyan FETÖ’cü hesap, şu yalanı piyasaya sürdü:  “Bizim milletimiz unutkandır! Ama devletin arşivi sağlamdır! Odatv davasında Soner Yalçın denen İsrail etki ajanının laptopunda TSK ya ait Suriye İstihbarat CD’sindeki bilgileri İsrail’deki bir servera aktardığına dair izler bulunmuştu!” Aynı hesap Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu'nun yaptığı paylaşıma ise şu yorumda bulundu:  "‘İblisle çomak oynar’ diye bir türkü var Anadolu'da tam da seni anlatıyor Barış. "  Mormontların Jorah’ın en çok üzerinden durduğu konu ise, FETÖ’cülerin yaymaya çalıştığı "Ergenekon'un Türkiye'deki her şeye müdahale ettiği" iddiası.   FETÖ'nün 15 Temmuz'un yıldönümünde başlattığı sosyal medya kampanyasına da dahil olan hesap “Askerleri terör saldırısı var diye kışladan çıkar, sonra sahte bir sıkıyönetim emri yayınla! Milleti sokağa çağır ordusuyla karşı karşıya getir! Sabaha kadar olanları izle! Sonra darbeye kalkıştılar diye askerlere müebbet ver! DestanDegilHikaye” ifadelerini kullandı.   Odatv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız'ın yazılarını hedefe koyan FETÖ’cü hesap, Yıldız'ı hapse attırmakla tehdit ediyor:   "Kara Müyesser durmuyor. "  Hesaptan FETÖ ile mücadele eden isimlere tehditler de savruluyor:  "Kara Müyesser niye şaşırdın? Sana yazı yazan ve eline tutuşturan asker arkadaşlarının AKP ile işbirliği yapıp ülkeyi getirdiği durum bu. Resmen paralel devlet ve terörist örgütsünüz!!!"  THE HANÇER “Masum askerlerin hak arama mücadelesi için burdayım” iddiasındaki “The Hançer” hesabı Mart 2017’de açıldı. Düzenli olarak FETÖ tezlerini yaymaya çalışan ve çok takip edilen hesap, bugün yaşananları “Ergenekon Türkiyesi” olarak tanımlıyor.  FETÖ’cü hesap, Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan’ın 15 Temmuz’a dair yazdıklarına da karşı çıkarak “Bu kadar yalan üstüne kurulmuş bir destan(!) hikayesine KURGU denmez de ne denir? Hadi gidin şimdi kutlayın.   Diğer FETÖ hesapları gibi bu hesapta da Tümamiral Cihat Yaycı hedef tahtasına oturtulmuş durumda.   Hesaba göre; FETÖ, bazı isimlerin tasfiyesi için uydurulan bir örgüt:  "Hırsızlar baktılar sadece darbe cambazlığı ile olmayacak bu iş. İpin üzerine sürekli bir şey çıkardılar; FETÖ, Bylock, ankesörlü telefon. "  FETÖ'cü bu hesapların ortak noktaları Odatv düşmanlığı. Son Denizci hesabında TSK'daki FETÖ yapılanmasına yönelik açılan davalarla ilgili aktarımlar yer aldı ve "Bu ülke nasıl 1 gecede tüm askeri uçurumdan aşağı attıysa, yine 1 gece uçurumdan aşağı attığı askere donup dayanamıyoruz artik kurtarın bizi diyecektir. Diğer FETÖ hesapları gibi Son Denizci'de de Akın Öztürk'e ve 15 Temmuz darbe girişimine katılan eski askerlere övgüler düzüldü: "Bende gördüğüm bir rüyamı paylaşayım o zaman. " Sürgün Binbaşı isimli hesapta, FETÖ ile mücadelede ön plana çıkmış isimler, medya organları ve Ergenekon, Balyoz kumpaslarıyla hapis yatan isimler var. 15 Temmuz'dan önce, FETÖ'nün darbe yapacağı uyarısında bulunan Odatv'yi hedef alan Sürgün Binbaşı, "8 Mart 2016 tarihli ‘Cemaat’in Tek Kurtuluşu: Darbe’ başlıklı makaleyi yazdıklarını söyleyerek aslında 15 Temmuz’un tamamen kendi kurguları olduğunu da itiraf ediyor Odatv" ifadelerini kullanıp, 15 Temmuz'u FETÖ'nün gerçekleştirdiğini unutturmaya çalışıyor. FETÖ'nün önem verdiği hesaplardan olan Sürgün Binbaşı’nın hedefinde, Balyoz kumpasında uzun süre tutuklu kalan ve hapishanede yakalandığı kanser nedeniyle 2015 yılında hayata gözlerini kapayan Tuğamiral Cem Aziz Çakmak da var:   "'Kendilerine en güvendikleri anda çoluk çocuk demeden rövanş alacağız' diyen Cem Aziz Çakmak her Ergenekoncunun yaptığı gibi Atatürk'ü de kullanmayı ihmal etmiyor söylemlerinde. Özel, Meclis'te yaptığı konuşmada 15 Temmuz için "kanlı darbe girişimi" demişti. Özel'in bu sözlerine FETÖ'cüler tepki göstermişti. TSK içindeki FETÖ'cü askerlerin varlığını meşrulaştırmaya çalışan Sürgün Binbaşı, "cemaatle görüşen askerlerin olabileceğini, bunun suç olmadığını" yazdı.   FETÖ’nün bu kritik hesabı, YAŞ kararlarının ardından Odatv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız'ı hedef aldı. Diğer FETÖ hesapları gibi hedefinde Cihat Yaycı vardı. " Söz konusu hesap da Ergenekon kumpasını savunmaya devam ediyordu Odatv için "ETÖ'nün alçak bir maşası" denilen hesapta, TSK'daki FETÖ yapılanmasına yönelik yapılan operasyonların içi boşaltılmaya çalışılıyordu. Her ikisini de başardılar!”  Evet…  FETÖ’nün sosyal medyada etkili hesaplarından bir bölümü böyle
01-09-2019
Odatv
Odatv  
 
Son duası mı okundu
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Bizzat Atatürk tarafından kurulan, ancak özellikle “FETÖ”nün iktidar ortağı olduğu dönemden itibaren çürütülen ve yolsuzluk batağına sokulan Türk Hava Kurumu'nun akıbeti yavaş yavaş netleşti. Ancak Genel Kurula birkaç gün kala sürpriz bir şekilde Balyoz kumpası mağdurlarından emekli Tümgeneral Ahmet Bertan Nogaylaroğlu'nun adaylığına karar verildi. Bir kesime göre, Türk Hava Kurumu'nda yeniden “FETÖ”cülük ve yolsuzluk tartışmalarının başlaması Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda rahatsızlık yaratmış, bunun üzerine yeni bir isim arayışı gündeme gelmişti
01-09-2019
İnternet Haber
İnternet Haber  
 
FETÖ'nün Türkiye imamımın yakalanması ses getirmişti ismi çöpten çıkmış
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
İstanbul’da Emniyet ve MİT’in ortak operasyonuyla yakalanan ve FETÖ’nün “Türkiye İmamı” olduğu belirtilen M. Y’nin, Ankara’da açılan bir “mahrem imamlar” davasında firari sanık olduğu anlaşıldı. Saklandığı yerin bilgisini yakalan başka bir FETÖ'cü verdiBu süreçte M. Y’nin İstanbul’da saklandığı bilgisini ise, Ankara’daki bir operasyonda yakalanan FETÖ imamının verdiği öğrenildi.  FETÖ’nün Türkiye İmamı M. , geçen çarşamba günü İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve MİT’in yürüttüğü ortak operasyon sonucu saklandığı “gaybubet evi”nde yakalandı. Y’nin, Ankara’da açılan “mahrem imamlar” davasında firari sanık durumunda olduğu ve bu dava kapsamında hakkında yakalama kararı bulunduğu ortaya çıktı. 28’de Emniyet’i arayan bir erkek şahıs, FETÖ ile ilgili ihbarda bulunmak istediğini belirterek, “elinde çok önemli bilgilerin olduğunu, bu bilgileri kapalı bir zarf içerisinde EGM binasının alt kısmında kalan Cemal Süreya isimli parktaki çocuk kaydıraklarının karşısında, otobüs durağının arka hizasında kalan çöp bidonunun içerisine bıraktığını, bu bilgilerin detaylı bir şekilde incelenmesi sonucunda FETÖ ile alakalı çok önemli konuların çözüleceğini, gerçeklerin ortaya çıkacağını, bu bilgilerin çok önemli olmasından dolayı acele oradan alınmasının gerektiğini, can güvenliğinden endişe duyduğu için ismini vermek istemediğini” söyledi. , çocukları ve kardeşlerinin de FETÖ ile irtibatları olduğu belirtildi. Y’nin FETÖ’nün mahrem hizmetler yapılanmasında Jandarma personelinin imamlarından olduğu ve örgütün “Siyaset İmamı” Ahmet Hamdi Parlak ile irtibatlı olduğu ifade edildi. Y’nin, “Anadolu Yakası Büyükşehir İmamı” olarak bilinen Şükrü Yıldırır ile aynı tarihte yurt dışına çıkış kaydının bulunduğu kaydedilen iddianamede, şüphelinin FETÖ tepe yöneticileri ile de HTS kaydının olduğu vurgulandı