Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Gazetecilik kisvesi altında FETÖ'cüleri aklama işine soyunan sözde bir gazetecinin zırvaları asabımı alt üst etti. Değerli okuyucular, anlayış ve affınıza sığınarak iki haftadır bunu yazmamdaki amaç, düştüğü fosseptik çukuru içinde debelenirken üzerindeki pisliği FETÖ operasyonlarını yapan polise, savcıya ve o teröristleri tutuklayan hâkimlere atan kişiye yazdıklarım aslında bir cevap değil. Günümüzde de dinimizi ve değerlerimizi istismar ederek toplumun içerisine sinmiş ve 15 Temmuz'da aslında gerçek yüzünü gösteren FETÖ terör örgütüne karşı da bu mukabelenin en üst noktada olduğunu görmenin milli birliğimizin harcı olduğunu belirtmek istiyorum' şeklindeki sözleri Kahramanmaraş'ta FETÖ'nün teröristleriyle yapılan ve yapılacak mücadelenin de temelini oluşturuyor. Öyleyse bu güzel yurdumun vatansever toprağı Kahramanmaraş'ın ekmeğini yiyip, suyunu içen, atasını bu kentin topraklarına defnetmiş biri olarak kim FETÖ dansı yaparak cebini doldurma çabasında olursa olsun biz doğru bildiklerimizi dürüstçe, erdemle, açıkça, cesaretle söylemeye ve yazmaya ve yapmaya devam edeceğiz. Çünkü benim/bizim kıblemiz insandır, İster FETÖ, ister PKK ister DEAŞ, her ne hain ve lanet örgüt olursa olsun, demokratik, laik Cumhuriyetimizin temeline dinamit koyan teröristlerle mücadelemiz pazara kadar değil mezara kadar sürecektir. Bu yüzden gazetecilik sıfatı altında FETÖ örgütünün propagandasını yapan, halkı devletin polis-adliye-mülkiye organlarına karşı 'Haksız ve kasıtlı davranıyorlar' imajı ile itibarsızlaştırmaya ve güven duygularını zedelemeye çalışan zatı muhterem sana mübarek Cuma günü tavsiyem şudur: "Senin kafan bu işlere basmaz. Bu iş tava tepsi yalamaya, tutuksuz yargılanmak üzere bırakılan FETÖ'cülerin kapısında geçmiş olsun ziyaretine bulunmak için sıra beklemeye hiç benzemez