Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Cumhuriyet gazetesinin, manipülasyon ile gerçeği perdeleyip, FETÖ'nün amacına uygun hareket ederek, iç kargaşa çıkartmaya ve ülkeyi yönetilemez hale getirmeye yönelik haberleri yayımladığı iddia edildi. Ergenekon soruşturması sürecinde FETÖ'nün defalarca Cumhuriyet gazetesini hedef aldığı ancak 17-25 Aralık olaylarının ardından Ergenekon savcılarının Cumhuriyet gazetesinde yer aldığı ve şüphelilerden Can Dündar ile görüştükleri belirtildi. Yayın çizgisi farklı olan gazetenin bu tarihten sonra FETÖ kaynaklı haberleri manşetine taşıyarak, terör örgütlerinin PR'ı anlamına gelecek yayınlar yaptığı öne sürüldü. FETÖ'nün sosyal medyada manipülatif bir şekilde kullandığı ''Fuat Avni'' hesabında yaptığı tüm asılsız ve sahte paylaşımların, Cumhuriyet gazetesi tarafından haberleştirildiği kaydedildi. Suçlamalar arasında, gazetede, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yayınlanan haberler de bulunuyor. FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde ''Yurtta Sulh Konseyi'' adını kullandığı belirtilerek, Cumhuriyet gazetesinin de 25 Temmuz'da ''Yurtta Savaş, Dünyada Savaş'' manşetiyle TSK ve emniyet güçlerinin terörle mücadele kapsamında yaptığı harekat ve operasyonları "savaş" olarak yansıttığı aktarıldı. Gazetenin darbe karşıtı gösterileri "nefret'', FETÖ'den açığa alınıp ihraç edilenleri ''tasfiye'' olarak nitelendirdiği öne sürülerek, 8 Ağustos'ta ''Eksik Demokrasi'' manşetiyle ayrışmayı körüklemeye yol açabilecek şekilde Yenikapı mitinginin hedef alındığı savunuldu. Darbe girişimi sonrasında FETÖ'nün darbe nedenlerinden birinin de YAŞ kararları olduğu, gazetenin ise olayı 15 Temmuz darbe girişiminden 3 gün öncesinde "Tasfiye beklentisi-YAŞ'ta gündem paralel olacak" şeklindeki haberle duyurduğu kaydedildi. Gazetenin yazarlarından gözaltında bulunan Aydın Engin'in, darbe girişiminden 2 gün önce "Cihanda sulh, peki yurtta ne?" başlığıyla yazı kaleme aldığı, 9 Ağustos'taki "Hrant'ı da cemaat öldürmüş öyle mi?" başlıklı yazısında ise MGK ve bağımsız mahkemelerce terör örgütü olarak kabul edilen FETÖ'den ''cemaat'' diye bahsettiği, Dink cinayetine ilişkin gerçekleri sulandırmaya çalıştığı, yazısındaki "Dink'in yargılandığı davalarda mahkeme salonunda yer tutan, adliye binasını kuşatanların safında yer alan Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz, Bedri Baykam gibi yiğitler de FETÖ üyesi olsalar gerek" şeklindeki ifadesi üzerine Baykam'ın tekzip metni yayımlandığı ifade edildi. Gazete, FETÖ'nün yayın organı Zaman gazetesi aynı manşetleri attığı iddiasıyla da suçlanıyor. Cumhuriyet gazetesine yönelik suçlamalardan bir diğeri, "29 Mayıs 2015'te, sürekli olarak FETÖ'cülerin gündeme getirdiği ve bir FETÖ kumpası olduğu mahkemelerce anlaşılan MİT'e ait yardım TIR'larının durdurulması olayı"na ilişkin gizli kalması gereken bilgi ve fotoğrafların manşetten yayımlanması olduğu belirtildi. Bunun üzerine Oray Eğin'in 22 Kasım 2015'teki yazısında, MİT tırları haberini gazeteye FETÖ'nün servis ettiğini yazarak, şüpheli Akın Atalay hakkında bazı önemli iddialara yer verdiği ifade edildi. Şüphelilerden Hikmet Çetinkaya'nın (Hikmet Aslan) 1-9 Mart 2004'te kaleme aldığı "Gülen'in serüveni" başlıklı yazı dizisinde, FETÖ'ye ağır eleştiriler getirdiği, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in de söz konusu yazıya tekzip yayımladığı belirtildi. Hikmet Çetinkaya'nın 31 Ekim 2015'te Zaman gazetesine verdiği röportajda, "40 yıldır izliyorum Gülen hareketi terör örgütü değildir" şeklindeki ifadesiyle FETÖ ile yakınlaştığı ve iş birliği yaptığı iddia edildi. Atalar ne güzel söylemiş, siyasette nasıl gelirsen, öyle gidersin" ifadesini kullandığı, Dündar'ın 24 Aralık 2013'teki "Piyonlar devrildi, sıra şahlarda" başlıklı yazısının da FETÖ/PDY örgütünün nihai amacına hizmet ettiği yönünde bir algıya yol açtığı kaydedildi. ''Bu ve benzeri paylaşımlar ile Atalay'ın kitleleri kamplaştırmaya çalıştığı, FETÖ'ye destek verdiği ve hükümetin görevini engellemenin suç olmadığını iddia etmesinin ise illegal girişimleri meşrulaştırmaya yönelik olarak algılandığı öne sürüldü. Gazete haberleri, köşe yazıları ve gazete mensuplarının sosyal medya paylaşımları incelendiğinde, gazetenin yayın politikasının tam aksine bir duruşun gözlemlendiği, bu duruşun gazete yönetiminin değişmesi sonrasına rastladığı, FETÖ'nün çıkarlarına olan yazı, haber ve paylaşımlar yapılarak terör örgütü ile gazete arasında bir ilişki bulunduğu iddia edildi. Yine bir kısım medyada yer alan haberlere göre FETÖ'nün Cumhuriyet gazetesini ele geçirdiğine ilişkin haberlerin de suçlamalar arasında yer aldığı kaydedildi