Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili 221 şüpheli hakkında hazırlanan çatı iddianamesinde, örgütün TSK'ya nasıl sızdığı gözler önüne serildi. FETÖ yapılanması, 1970'li yılların ortalarından itibaren Türkiye'nin laik sisteminin teminatı, milli birlik ve beraberliğin esas savunucusu gördüğü TSK'ya sızmayı en öncelikli hedef belirledi. FETÖ, Türkiye'deki anarşi ortamı ve eğitim sistemindeki eksikliklerden istifade ile okumak isteyen ancak yeterli imkanı bulamayan zeki çocukların örgüte kazandırılmasına önem verdi. 1970'li yıllardan itibaren TSK'ya sızmayı başaran FETÖ mensupları, 1990'lı yılların sonundan itibaren personel temin, atama ve sicil birimleri, istihbarat ve istihbarata karşı koyma birimleri, başta harp akademileri olmak üzere eğitim kurumlarının ölçme değerlendirme birimleri ve diğer askeri okul, eğitim ve kurs birimlerine yuvalandı. Askeri okullardan mezun olan TSK personeli içinde en güvenilen FETÖ mensubu elemanların, kuvvet komutanlıklarının en önemli bölümlerine, Genelkurmay İstihbarat Başkanlığına, General-Amiral Şube Müdürlüğüne, Personel-İnsan Kaynaklarına, Genelkurmay Stratejik Dönüşüm Daire Başkanlığına, kuvvet komutanlıklarında proje yönetim şube müdürlüklerine, personel temin merkezlerine, Tayin Daire Başkanlığına, atama yapan şubelere, Kurmay Şube Müdürlüğüne, kritik yurt dışı ataşelik ve NATO görevlerine, bilgi işlem başkanlıklarına, askeri okullara, harp akademilerine, karargahlarda emir subaylığına, özel kalem müdürlüğüne, icra subaylığına, harekat merkezlerine, Özel Kuvvetlere, muharip sınıflara, Askeri Yargıtaya, GATA'ya, muharebe bilgi sistemlerine, elektronik harp imkan kabiliyetleri gibi bölümlere tayinleri yapıldı ve buralarda kadrolaşmaları sağlandı. Önemli kıta ve karargahları ele geçirmek isteyen FETÖ'nün TSK'da kadrolaşmasının bir üst evresi, harp akademilerini, buralarda eğitim gören TSK'nın kurmay kadrolarını ele geçirmek oldu. Yerleştirdiği mensupları vasıtasıyla TSK'nın denetim mekanizmalarını ve hassasiyetlerini deşifre ederek, bu denetim mekanizmalarından ve hassasiyetlerden kaçacak her türlü örtme yöntemini kullanarak gizliliğe mutlak önem veren FETÖ, TSK'nın ele geçirilmesinde gizli istihbarat örgütü tarzını benimsedi, hücre yapılanması, gizli haberleşme, bilmesi gereken prensibi, "kompartımantasyon" (birbirinden habersiz hücreler şeklinde yapılanma), imamlık, abilik, ablalık prensipleriyle hareket etti. Geçiş döneminde kendilerinden olmayan generallere ulaşmayı önemli bir hedef gören FETÖ, generallerin yanına yaver, emir subayı, astsubayı ve emir erleri monte etti. FETÖ, yönetemeyeceğini anladığı yüksek rütbeli subayların iftiralarla, karalamalarla, komplolarla tasfiye edilmesini sağladı. Örgütün, ÖSYM'deki yapılanmasını tamamlayana kadar ele geçirebildiği sınav sorularını mensuplarına dağıttığı belirtilen iddianamede şu bilgilere yer verildi:"FETÖ, askeri liseler, harp okulları ve astsubay hazırlama okullarına girişte, ön hazırlık yaptırdığı öğrencileri, soruların sızdırılması ve adayların mülakatlarda desteklenmesi suretiyle askeri okullara sokmuştur. Bu kapsamda askeri okullardaki FETÖ mensuplarının örgütsel bağının devam ettirilmesi ve güçlendirilmesi maksadıyla örgüt, TSK'ya sızabilen ve ayrı, özel bir eğitimden geçirdiği mensuplarını örgüt içerisinde 'mahrem hizmetler' veya 'çok hususi hizmetler' adı verilen ayrı birimler tarafından idare etmiştir. Örgütün tüm çabalarına rağmen TSK tarafından sızma girişimleri tespit edilebilmiş ve askeri okullarda FETÖ yapılanmasına ilişkin ilk resmi soruşturma, Mayıs 1982 tarihinde Kuleli Askeri Lisesinde gerçekleşmiştir. Bu soruşturma neticesinde FETÖ, 90 civarında öğrencinin askeri okula girmeden önce devam ettikleri okul ve dershanelerin araştırılarak tespit edilmelerini önlemek maksadıyla da tedbirler almıştır. "İddianameye göre, 1985-86'dan itibaren soru verilerek askeri liselere sokulan FETÖ mensubu askeri öğrenciler, göstermelik soruşturmalar sonunda "itirafçı" görünürken, gerek hava gerekse kara harp okullarına devam ederek TSK mensubu olarak görevlerini sürdürdü. Özellikle bu tarihlerden sonra TSK'ya sızan FETÖ mensubu askerler, 15 Temmuz'daki kanlı darbe girişiminde ortaya çıktı