159,909 Yayın 10,926 Hoşgörüsüzlük 3,088 Hak ve itibara saldırı 159,821 Düşmanlığa tahrik 685 İnsanlığa karşı suça tahrik 149,766 Haber 10,126 Köşe Yazısı 916,955 Kelimeyle Suç

Yazı Türü

159,890 kayıt bulundu 159100 - 159120 gösteriliyor
31-10-2015
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
3 hedef
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan tarafından hazırlanan ve mahkemeye gönderilen 10 bin 529 sayfalık Selam Tevhid kumpasına ilişkin iddianamede, FETÖ/PDY terör örgütünün, 2010 yılında 'Sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü' adı altında başlatılan soruşturmada usulsüzlük yaptıkları ve kumpas kurdukları iddiasıyla aralarında firari şüpheliler Fetullah Gülen ve Emre Uslu, eski emniyet müdürü Yurt Atayün ve muvazzaf subayların da bulunduğu 54'ü tutuklu 122 şüpheli hakkında yürütülen soruşturmaya ilişkin dikkati çekici detaylar yer aldı. İddianamade ayrıca, FETÖ üyelerinin sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü soruşturmasını şu 3 nedene dayanarak başlattığı belirtildi: * Mavi Marmara gemisi tarafından İsrail işgali altındaki Gazze'ye yardım götürülmesi* MİT Müsteşarlığı'na 25 Mayıs 2010'da Hakan Fidan'ın atanması ve Türkiye, İran ve Brezilya arasında imzalanan 17 Mayıs 2010 tarihli Tahran deklarasyonu* Siyasi irade tarafından başlatılan 'Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi' olarak adlandırılan çözüm sürecinin başarıya ulaşmasının engellenmesi
31-10-2015
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
ABD Kongresi’ne FETÖ kıskacı
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
ABD Kongresi Etik Ofisi tarafından hazırlanan ve Temsilciler Meclisi'nin Etik Komitesi'ne sunulan rapor, Kongre üyelerinin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından nasıl kuşatıldığını ortaya koydu. ABD'de iyice köşeye sıkışan FETÖ'nün ABD yasalarını ihlal ederek suç işlediği söyleniyor
31-10-2015
Sabah
Sabah  
 
Paralel alçaklık
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
PKK aracılığıyla AK Partili sandık temsilcilerinin görevlerini engellemeyi amaçlayan FETÖ , 7 Haziran'daki gibi HDP'lilerin sandıkta rahatça hile yapabilmesi için elinden geleni yapıyor. Gazete ve televizyonlarına kayyum atanması sonucu sesleri kesilen FETÖ medyasının ihanetlerine devam edemediğini söyleyen devlet içindeki önemli bir kurumun yöneticisi, örgütün seçimlerde sosyal medya hesapları üzerinden kara propaganda yapacağını belirtti. Son olarak Doğu ve Güneydoğu'da görev yapan istihbarat görevlilerinin gizli kalması gereken isimlerinin listesini militanları aracılığıyla PKK ve KCK'ya sızdıran FETÖ , onlarca devlet görevlisinin infaz edilmesine sebep olmuştu
31-10-2015
Sabah
Sabah  
 
FETÖ , korsan gazeteyle bir suç daha işledi
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
İpek Koza Grubu gazetelerine kayyum atanması ardından, Bugün ve Millet gazetelerinde çalışan FETÖ'cüler, örgütün propagandasını yapan korsan gazete çıkardı. Gazetede kayyum görevlilerinin hedef gösterildiği, FETÖ'nün propagandasının yapıldığı görüldü
31-10-2015
Sabah
Sabah  
 
Erdoğan: FETÖ bir ihanet şebekesi
Hak ve itibara saldırı (küfür, hakaret, aşağılama)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Amerika'da biliyorsunuz bir hukuk bürosu Robert Amsterdam, çok ciddi verilere ulaşarak, dediler ki 'Bu uluslararası adeta bir küresel ihanet şebekesi, küresel ihanet örgütü
31-10-2015
Sabah
Sabah  
 
Mavi Marmara planı MİT'e takılmış
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Selam Tevhid kumpasının ayrıntıları Fethullahçı Terör Örgütü ( FETÖ )'nün, Mavi Marmara ihanetini ortaya çıkardı. Savcılığın elde ettiği kriptolu FETÖ belgelerinde, Paralel polislerin Mavi Marmara gemisine mühimmat koymayı planladığı anlaşıldı. FETÖ mensubu polis memuru A. Ancak geminin son güne kadar MİT tarafından kontrol altında tutulması FETÖ'nün planını engelledi
31-10-2015
Sabah
Sabah  
 
FETÖ , Doğan ailesini böyle esir aldı
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Doğan Grubu'nun paralel yapıya verdiği desteğin perde arkası deşifre oluyor. Paralel yapının eski ağabeylerinden Tamer Barış Terkeşli, Aydın Doğan ve ailesi ile grubun üst düzey yöneticilerinin, Fetullah Gülen'in emriyle 2006'dan 2011 yılına kadar emniyetin teknik imkanları kullanılarak izlendiğini, her hareketlerinin kaydedilip arşivlendiğini söyledi. "Aydın Doğan ve ailesi ile ilgili yapının içinde olduğum dönemde, okyanus ötesinden gelen talimatlar eşliğinde çalışmalar yapıldı" diyen Terkeşli, "Bu çalışma büyük bir özen ve gizlilikle yapılmıştı. Toplantımızda bu işe bakan abi, 'Aydın Doğan'ın artık hayatı bizim elimizde, ister servetine, ister hayatına istediğimiz an ipotek koyabiliriz' dedi" şeklinde konuştu. DOĞAN MEDYASI VE PARALEL MEDYA NASIL OLUYOR AYNI MANŞETİ ATIYOR? Paralel örgüte ilişkin soruşturmaya bakan savcılarla da yakın temas içinde olan Terkeşli, Akit'e özel açıklamalarda bulundu: "Son günlerde yaşanan akıl almaz birkaç hususla ilgili kamuoyunu geçmişteki birkaç olayı referans göstererek anlatmamın zamanının geldiğini düşünmekteyim. Özellikle nasıl oluyor da bir dönem paralel yapıyla taban tabana zıt ve hatta savaş içerisinde olan kişi, kurum ve kuruluşlar şu an bu yapının savcısı ve en büyük savunucusu haline gelmişlerdir! CHP'nin Genel Başkanı ve kurmaylarının, her gün Silivri Cezaevinin önünde ve değişik platformlarda sıkça "Cemaatin mahkemeleri yok hükmündedir ve cemaat bu yaptıklarının hesabını tarih önünde verecektir" söylemlerini, Fetullah Gülen'e "acilen faaliyetlerini askıya al" diyen MHP Genel Başkanına ve avanesini, KCK'ya birbiri ardına yapılan operasyonların yapıldığı günlerde HDP Eş Başkanı Demirtaş'ın konuşmaları henüz hafızalarımızdan silinmemişken, böylesine tepki dolu söylemlerin yerine ne oldu da bir anda fanatik derecede cemaatin bir numaralı savunucuları oldular? Ne dünyada, ne ahirette asla bir araya gelmesi mümkün olmayan paralel medya ve Aydın Doğan medyası nasıl oluyor da kol kola hatta aynı cümleleri manşete taşıyacak, kadar ciddi bir birlikteliğe soyunabiliyorlar? ANAHTAR KELİMELER: KASET, DOKÜMAN, TAPELER Şimdi bu kadar sorunun klişe ve klasik bir cevabı ve yaygın kanaat olan "düşmanımın düşmanı benim dostumdur" dan yola çıkarak hepsinin ortak bileşeni, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN düşmanlığı diye düşünebiliriz. Aslında doğru bir varsayım olduğunu aklen kabul ediyorum. Ancak gelgelelim özellikle paralel yapının 2004'ten sonra bu tür derin operasyonlarında yer alan biri olarak hiç de bu kadar basit yorumlanabilir bir durum olduğunu düşünmemekteyim. Paralel yapının mahrem dairesinde yer aldığım süre boyunca her türlü varyasyona karşı ileride kullanılmak üzere önemli kişi, kurum ve kuruluşların özel hayatı, usullü ve usulsüz mali iş ve işlemleri, illegal yapılan eylemleri ciddi bir titizlikle takip altına alınarak günü geldiğinde kullanılmak üzere emin yerlerde yedekte tutulduğunu bilmekteyim. Bu saklanan veriler hiçbir hedef şahıs için yabana atılacak ve cesaret gösterip kişinin elinizden geleni yapın diyebileceği bilgileri ihtiva etmemektedir. Bu kesimlerin cemaat seviciliğinin temelindeki anahtar kelime el altında tutulan ve kişilerin de içeriğinden bilgisi olduğu yapının elinde bulunan KASET, DOKÜMAN ve TAPELER'dir. TALİMAT OKYANUS ÖTESİNDEN Örnek verecek olursak; Aydın Doğan ve ailesi ile ilgili yapının içinde olduğum dönemde, okyanus ötesinden gelen talimatlar eşliğinde yapılan çalışmalardır. Bu çalışma büyük bir özen ve gizlilikle yapılmıştı. Şu an birçoğu yurtdışına kaçmış has dairede yer alan üst düzey yani kainat imamının katında bulunan abilerin bulunduğu ortamda dile getirilen bilgiler, Aydın Doğan ailesi ve Doğan medyası yöneticilerinin önüne konulmuşsa; ki muhakkak konulmuştur (yayınlarından anlıyoruz) vay onların hallerine. Hatırladığım kadarıyla Aydın Doğan, ailesi ve Doğan medyanın üst düzey yöneticileri 2006'dan 2011 yılına kadar yapı tarafından adım adım dinlenip izlenmişti. PARALEL, DOĞAN AİLESİNİ ESİR ALMIŞ Gazeteci ve Yazarlar Vakfı'nın düzenlediği bir toplantıda özel konuşmaların yapıldığı bir ortamda, bu işlerden sorumlu olan bir abinin (isimleri vermek istemiyorum soruşturması devam eden bir konu olduğu için) konuşmaları aynen şöyleydi; "Aydın Doğan'ın artık hayatı bizim elimizde, ister servetine, ister hayatına istediğimiz an ipotek koyabiliriz" şeklindeydi. Bu söylem, yapının jargonunda o kişiyi her anlamda teknik nakavt edebilecek donenin ele geçirildiğini ortaya koyan bir söylemdir. Konuşmanın devamında, "İster vatan hainliği (Almanya ve diğer devletlerin Truva atı olduğu şeklinde ve ülkeyi karıştıracak operasyonel haberleri açısından aldığı talimatlar), ister mali yolsuzlukları (hangi bürokrata ve siyasiye ne kadar para ve hediye verdiği ve vergi usulsüzlükleri gibi), ister ailesinin arasında yaşanan özel meseleleri gibi birçok açıdan çalışmaların bittiği şeklinde konuşmalar yapıldı. Hatta Fetullah Gülen'in bu yapılan çalışmayı bizzat takip edip yönettiği ve incelediğini, sonuçları görünce de 'Maaşallah çok güzel, artık bu iş bitmiştir' minvalinde konuşma yaptığını övünerek anlatmıştı operasyonun yöneticisi olan şahıs." (Yeni Akit)
31-10-2015
Sabah
Sabah  
 
Kanaltürk binasındaki polis barikatları kaldırıldı
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Mahkemece atanan kayyumların Kanaltürk, Bugün TV, Bugün Gazetesi ve Millet Gazetesi'nin bulunduğu binaya girişleri FETÖ yandaşlarınca eylemlerle engellenmek istenmişti
31-10-2015
Sabah
Sabah  
 
Himmet paralarıyla Kongre'ye gezi kıyağı
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
ABD Kongresi Etik Ofisi Yönetim Kurulu tarafından onaylanan ve ABD Temsilciler Meclisi'nin Etik Komitesi'ne sunulan bir raporda Fetullahçı Terör Örgütü'nün ( FETÖ ) ülkedeki kongre üyelerini Türkiye aleyhtarı lobi yapmak amacıyla kıskaca alarak Türkiye ve Azerbaycan'a özel gezilere götürdüğü, bu gezilerin masraflarını da himmet paralarının toplandığı, hayır kuruluşu kisvesi altında örgüt kasası olarak kullanılan derneklerden gizlice ödediğini ortaya koydu. Tüm gezilerin harcamaları FETÖ örgütüne ait kar amacı gütmeyen hayır kurumu kisvesi altında himmet paralarının depolandığı kuruluşlarca ödendi. Raporu hazırlayan ekibin konuyla ilgili olarak çok sayıda kişiyle görüşmeler yaptığı ancak Öksüz ve ilgili FETÖ kuruluşu yetkililerinin görüşmeyi reddettiği bildirildi
31-10-2015
Sabah
Sabah  
 
Aydın Doğan medyası ikiyüzlülükte sınır tanımıyor
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
1 Kasım seçimlerine saatler kala FETÖ -Doğan-PKK ittifakı ayyuka çıktı. HÜRRİYET STAR'A EL KONULURKEN BÖYLE ALKIŞ TUTMUŞ FETÖ'ye maddi destek sağladığı, himmet paralarını akladığı, terör örgütü propagandası yaptığı için mahkeme kararı ile kayyuma devredilen İpek-Koza Holding'e en büyük destek Aydın Doğan medyasından geldi. AYDIN DOĞAN KIZLARINI DİNLEYEN ÖRGÜTE SAHİP ÇIKIYOR Her zaman nefret suçlarının amiral gemişi olan Hürriyet, bugün ikiyüzlü bir görüntü sergileyerek demokrasi maskesi altında FETÖ ve PKK medyasına tam destek veriyor. Kendi kızlarını, yönetim kurulu üyelerini ve gazetesini dinleyen FETÖ örgütünün medyasına sahip çıkan Aydın Doğan, AK Parti iktidarı ve Erdoğan'ı devirmek için her türlü kirli ittifakın içinde olacağını bir kez daha gözler önüne serdi. GEÇMİŞTEKİ YARGININ MEDYA HAKKINDAKİ KARARLARININ HEPSİNİ ALKIŞLIYOR FETÖ'nün medyasına "basın özgürlüğü" maskesi altında sahip çıkan Aydın Doğan'ın yakın geçmişte kendisine rakip olarak gördüğü tüm medya kuruluşlarına TMSF tarafından gerçekleştirilen el koyma girişimlerine alkış tuttuğu ortaya çıktı. Şimdi soruyoruz; Geçmişte "yargı kararına saygılı olmalıyız" alkışladığın medyaya el koyma operasyonlarına bugün neden karşı çıkıyorsun? FETÖ ile Aydın Doğan medyası arasında nasıl bir ilişki var? Kendi kızlarını bile dinleyen bir örgütü desteklemene neden olacak motivasyonun kaynağı nedir? FETÖ'NÜN KİRLİ İLİŞKİLERİNİ GÖRMEZDEN GELEREK KARA PROPAGANDA YAPIYOR Uzanların yasadışı dinlemelerini, tehditlerini ve karanlık para trafiğini günlerce manşetine taşıyan Doğan medyası, aynı yöntemleri kullanan FETÖ'nün tüm kirli ilişkilerini perdelemekten çekinmiyor. FETÖ'nün karanlık yapılanmasını çok iyi bildiği halde bunun üstünü örterek okurlarına İpek-Koza Holding'i "temiz bir medya kuruluşu" olarak tanıtan Aydın Doğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'ye destek vermek için seçimlere iki gün kala gazetesinin ve internet sayfasını tamamen kara propagandaya ayırdı
31-10-2015
Sabah
Sabah  
 
Aydın Doğan ve FETÖ aynı yalana sarıldı
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Fetullahçı Terör Örgütü'ne destek verdiği için Koza İpek Grubu'nun yönetimine el konması Aydın Doğan ve Paralel Örgüt'ü yeniden bir araya getirdi. Bugüne kadar Fetullahçı Terör Örgütü aleyhine tek bir haber dahi kullanmayan Aydın Doğan medyası, Fetullahçı Terör Örgütü'ne her fırsatta destek vermeyi sürdürüyor. Fetullahçı Terör Örgütü'nün yayın organı Zaman Gazetesi, dünkü manşetinde sözde Dünya Gazeteler ve Haber Yayımcılar Derneği'nin Türkiye aleyhindeki açıklamasına yer verdi. Aydın Doğan'ın Hürriyet'i, bu tutumuyla FETÖ'ye finans desteği sağladığı gerekçesiyle Koza İpek Grubu'na yapılan operasyonu da bu şekilde itibarsızlaştırmaya çalıştı
31-10-2015
Sabah
Sabah  
 
FETÖ’cünün yalanı ortaya çıktı!
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ'ye destek niteliğinde yayınlar yaptığı gerekçesiyle Ankara 5. Çalıştığı gazeteye ait bazı yalan yanlış bilgileri FETÖ'ye yakın bazı medya sitelerine servis ettiği anlaşılınca bu gazeteden kovulduğu ortaya çıkan magazinci Özergün'ün, Gülen'e çok yakın bir isim ile kurduğu yakın ilişki sayesinde önce Bank Asya'da ardından da Millet Gazetesi'nde koltuk sahibi olduğu belirlendi
31-10-2015
Sabah
Sabah  
 
FETÖ , korsan gazeteyle bir suç daha işledi
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Gazetede kayyum görevlilerinin hedef gösterildiği, FETÖ'nün propagandasının yapıldığı görüldü
31-10-2015
Sabah
Sabah  
 
Hikmet Çetinkaya'da FETÖ'cü oldu
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
1970li yıllardan beri Cumhuriyet Gazetesi'nde Fetullah Gülen ve üyeleri aleyhine yazılar yazan ve sahip olduğu gazeteyi 'Fetullahçı Zaman' diye nitelendirerek aşağılayan Hikmet Çetinkaya sıkı Gülen'ci çıktı. Gülen örgütü hakkında yazdığı yazılar ve kitapla aleyhine onlarca dava açılan Cumhuriyet yazarı Hikmet Çetinkaya, sık sık Fetullahçılar diye nitelediği örgüte bağlı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın kahvaltısına 2011 yılında giderek "Değiştik, hem ben değiştim, hem de siz" yanıtını vermişti. GÜLEN ONA HİÇ BEDDUA ETMEMİŞ Fethullah Gülen'in "Kendisine hiç beddua etmedim" dediği Çetinkaya bugün de Zaman Gazetesi'ne görüş vererek Gülen aşkını ilan etti. İçişleri Bakanlığı'nca hazırlanan bir internet sitesine PKK-KCK, IŞİD, DHKP-C, MLKP gibi eli kanlı terör örgütlerinin elebaşlarının yer aldığı arananlar listesine Gülen'in eklenmesine karşı çıkan Çetinkaya şunları söyledi: 40 YILDIR İZLEMİŞ, GÜLEN HAREKETİ TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİLMİŞ! "1970'lerden beri Fethullah Gülen'i ve hareketini takip ediyorum, ne Fethullah Gülen'in terörist olduğuna ne de hareketinin terör örgütü olduğuna inanıyorum. Bana Fethullah Gülen, 170 dava açmıştır. Ben hiçbir zaman yazılarımda Gülen Hareketi terör örgütü demedim, diyemem. Ben hukuku, demokrasiyi, insan haklarını savunuyorum." KENDİ YAZILARI ÇETİNKAYA'YI YALANLIYOR Yazdığı her yazıda Gülen'in Cumhuriyet karşıtı faaliyetler içinde olduğunu, bu örgütün askeri liselerde ve polis kolejlerinde örgütlendiğini, Gülen'in laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin sona erdirilip yerine teokratik düzenin kuracağını ve okullarında Atatürk'e düşman bir nesil yetiştirildiğini iddia eden Çetinkaya, Gülen tarafından da tekzip yemişti. "Cumhuriyet Gazetesi'nde 1-9 Mart 2004 Tarihlerinde Hikmet Çetinkaya Tarafından Kaleme Alınan "Fethullah Gülen'in Serüveni" Başlıklı Yazı Dizisine Tekzip" başlığı altında yayınlanan tekzip yazısında Gülen, Çetinkaya'yı asılsız iftiralarda bulunmakla itham etmişti. FETULLAH GÜLEN'İN SERÜVENİNİ YAZDI, SONRA DA BİAT ETTİ Bugün örgüte göz kırpan ve onlarla birlikte hareket eden Cumhuriyet yazarı Hikmet Çetinkaya, Gülen aleyhine de Cumhuriyet Kitap yayınlarından çıkan "Fethullah Gülen'in 40 Yıllık Serüveni" isimli bir kitap yayınlamıştı. Çetinkaya kitabında Türkiye siyasetini kökten etkileyen eski imamı bütün karanlık yönleriyle tanıttığını ifade etmişti. Çetinkaya, Gülen'in "küçük dünyası" ile başlayan yapıtına değinip onu "trilyonlarla oynayan", hakkında 100'ün üzerinde dava açılmış olmasına karşın birçok siyasetçiyle ilişkileri açığa çıkan kişi olarak nitelendirip, "Saidi Nursi'nin büyülü amacını iyi bilen, laik, demokratik rejimin altını oymak ve Türkiye'yi 'ılımlı İslam' modeliyle kucaklaştırmak isteyen kişi" olarak görmüştü. GÜLEN'İ ÖRGÜT OLARAK GÖRMÜŞTÜ Çetinkaya, Milliyet Gazetesi'ne verdiği bir röportajda da Gülen şeker hastasıyım diyor, doğrudur; kalp hastasıyım diyor, doğrudur ama ABD'de niye yaşıyor? ABD'yi çok sevdiği için yaşamıyor. Orada büyük bir çiftlik alındı, korumalarıyla ve müritleriyle birlikte yaşıyor." demişti. Hikmet Çetinkaya, röportajın devamında Fetullah Gülen'i nasıl bir örgüt olarak gördüğünü de şu cümlelerle ifade etmişti: "1982 Anayasası öncesi Fethullah Gülen'le bir pazarlık yapıldı. "Anayasa'ya evet diyeceksiniz, biz de sizlerin işlerinize göz yumacağız, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki örgütlenmenizi görmezlikten geleceğiz" sözü verildi. Oysa o tarihte Fethullah Gülen aranıyordu. Bugün devletin hem ANAP döneminde hem de bu dönemde bakanlık koltuğuna oturan, milletvekili seçilen pekçok müridi vardır Fethullah Gülen'in. 1990'lı yılların ortalarında ABD ile kurulan ilişkiyle birlikte bunlar Orta Asya cumhuriyetlerinde korkunç şekilde örgütlendiler."
31-10-2015
Diriliş Postası
Diriliş Postası  
 
Paralel Devlet’i ayaklandıran üç şey
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
İddianamede, ayrıca FETÖ/PDY şüphelilerince sözde “Kudüs Ordusu Terör Örgütü” adı altında başlatılan soruşturmanın Temmuz 2014’te “Terör örgütü üyeliği ve yöneticiliğiyle ilişkilendirilerek haklarında iletişimin tespiti, teknik ve fiziki takip kararları alının şüphelilerden bir kısmının siyasetçi, gazeteci-yazar, akademisyen, iş adamı, devlet yönetiminde görevli üst düzey bürokrat, bir kısmının da dernek ve vakıflar kanunu hükümleri uyarınca denetime tabi sivil toplum kuruluşu mahiyetinde olduğu, terörle ilişkilendirilebilecek herhangi bir faaliyetlerinin bulunmadığı” gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği hatırlattı
30-10-2015
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
'Selam Tevhid'de kumpas süreci
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan tarafından hazırlanan ve mahkemeye gönderilen 10 bin 529 sayfalık iddianamede, FETÖ/PYD terör örgütünün, 2010 yılında "Sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü" adı altında başlatılan soruşturmada usulsüzlük yaptıkları ve kumpas kurdukları iddiasıyla aralarında firari şüpheliler Fetullah Gülen ve Emre Uslu, eski emniyet müdürü Yurt Atayün ve muvazzaf subayların da bulunduğu 54'ü tutuklu 122 şüpheli hakkında yürütülen soruşturmaya ilişkin dikkati çekici detaylar yer aldı. İddianamede, FETÖ/PYD Silahlı Terör Örgütü yöneticisi ve üyesi şüphelilerce, 2010-2014 yılları arasında sözde "Kudüs Ordusu Terör Örgütü" adı altında yürütülen ve yüzlerce mağdur ve müşteki ile kamu kurum ve kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşu konumundaki dernek ve vakıfların gerekçesiz olarak terörle ilişkilendirilmesi için kurgulanan soruşturma dosyasının tespiti ve ele geçirilme süreci aktarıldı. İddianamede, FETÖ/PYD örgütünün şüphelilerince soruşturmanın başlatılmasına sebep olarak, "Mavi Marmara gemisi tarafından İsrail işgali altındaki Gazze'ye yardım götürülmesi", "MİT Müsteşarlığı'na 25 Mayıs 2010'da Hakan Fidan'ın atanması ve Türkiye, İran ve Brezilya arasında imzalanan 17 Mayıs 2010 tarihli Tahran deklarasyonu", "siyasi irade tarafından başlatılan 'Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi' olarak adlandırılan Çözüm Süreci'nin başarıya ulaşmasının engellenmesi'' gösterildi. İddianamede, ayrıca FETÖ/PYD şüphelilerince sözde "Kudüs Ordusu Terör Örgütü" adı altında başlatılan soruşturmanın Temmuz 2014'te "Terör örgütü üyeliği ve yöneticiliğiyle ilişkilendirilerek haklarında iletişimin tespiti, teknik ve fiziki takip kararları alının şüphelilerden bir kısmının siyasetçi, gazeteci-yazar, akademisyen, iş adamı, devlet yönetiminde görevli üst düzey bürokrat, bir kısmının da dernek ve vakıflar kanunu hükümleri uyarınca denetime tabi sivil toplum kuruluşu mahiyetinde olduğu, terörle ilişkilendirilebilecek herhangi bir faaliyetlerinin bulunmadığı'' gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği anımsatıldı
30-10-2015
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
FETÖ, PKK ile 6 kez görüştü
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Terör Örgütü PKK ile Fetullah Gülen Cemaati arasında yapılan 6 görüşme deşifre edildi. PKK ile cemaat arasındaki ilk temas Abdullah Öcalan'ın İmralı tutanaklarının sızmasından 3 gün sonra gerçekleştiği öğrenildi. Sızan tutanaklarda Öcalan'nın Fetullah Gülen ve cemaati için şu ifadeleri yer alıyordu: “Cemaatin merkezi ABD'dir. Benim buraya alınmamla birlikte Fetullah da ABD'ye alındı. Bir yazar, 'Fetullah Gülen, Nur hareketine sızdı' diyor. 'Kesin bilmiyorum, Kemalistlerin sızması' diyor. Nur hareketini inceleyin, Saidi Nursi eski Nurs köyündendir. Eski bir Ermeni köyüdür. Teşkilatı Mahsusa'ya girdi, sonradan Mustafa Kemal ile takıştı. Fetullah Gülen ABD'de yaşıyor. 120 devlette okul açmış, para nereden. Florida kontrgerillanın eski merkezidir, yeni merkez ise Utah'tadır. Emre Uslu vs. orada eğitildi. Sağda ve solda örgütleri kontrgerilla ele geçirdi. Bu ifadelerin basına sızmasının ardından harekete geçen cemaat, PKK ile görüşme girişiminde bulundu. Cemaatin Kuzey Irak İmamı Talip Büyük, eski arkadaşı Altan Tan'dan yardım istedi. Tan'ın devreye germesiyle ilk görüşme BDP'nin Kuzey Irak Temsilciliğinde gerçekleşti. Görüşmeye, PKK adına Sabri Ok, Mustafa Karasu, BDP adına Ahmet Türk, Aysel Tuğluk, Altan Tan, BDP Kuzey Irak Temsilcisi Cemal Coşkun, cemaat adına da Talip Büyük, Cemal Bulut ve Irak'ta görevli bir gazeteci katıldı. Görüşmede Fetullah Gülen'in mektubu okundu. Cemaat heyeti, 2009 yılında Erbil'de düzenlenen Abant Platformu'nu gündeme getirerek, ilişkilerin bu kapsamda sürdürülmesini istedi. Gülen Cemaati ile PKK arasında ikinci görüşme 46 gün sonra gerçekleşti. Yine benzer konular üzerinde duruldu. Üçüncü görüşme ise Avrupa'da gerçekleşti. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil, Brüksel'de PKK'nın üst düzey yöneticileriyle bir araya geldi. Dördüncü ve beşinci de ikinci görüşmenin gerçekleştiği Erbil İngiliz köyünde bir villada gerçekleşti. Bu görüşmelerde Cemaat KCK operasyonlarını hükümete yıkmaya çalışırken, PKK da Cemaati test etmeye çalıştı. Cemaat heyeti, PKK ile yaptığı son görüşmede, örgütün güvenini kazanmak için KCK operasyonunda gözaltına alınıp yargılanma aşamasında Tanık Koruma kapsamına alınan kişilerin isimlerini verdi. Bu isimlerin, ifadelerinde örgüt ve KCK hakkında önemli bilgiler verdiği bildirildi. Görüşme trafiğinin sürdüğü dönemde Cemaatin bazı üst düzey PKK'lıların tedavisini yaptırdığı öğrenildi.
30-10-2015
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Doğan Grubu bu videoyu her yerden kaldırtıyor
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Benzeri bir sansür çalışması da FETÖ lideri Fetullah Gülen'in beddua ettiği görüntüler için yapılmıştı
30-10-2015
Yeni Akit
Yeni Akit  
 
Polis paralel medyanın inine girdi
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ’ye finans sağlayan Koza İpek Grubu'nun şirketlerine kayyum atanmasının ardından paralel militanlarla kayyum yetkilileri arasındaki gerilim devam ediyor
30-10-2015
Yeni Akit
Yeni Akit  
 
Cem Küçük'ten Fox TV'ye uyarı!
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Star yazarı Cem Küçük, İpek Medya Grubu'nun kayyuma devredilmesinin ardından, "Türk devletinin FETÖ medyasına el koyması en doğal hakkıdır ve diğer FETÖ medyasına da er ya da geç el konacak" açıklamasında bulundu. Dün Kanal 24'te'ki program sırasında Doğan Şentürk ve Fatih Portakal öncülüğündeki FOX Haber ekibinieleştirerek, "FOX'taki arkadaşlar bence akıllı olsunlar" diyen Küçük, "Fox TV’deki haber müdürü Ercan Gün ve haber koordinatörü Doğan Şentürk’ün FETÖ militanı olduğunu bilmeyen yok. FOX ana haber sunucusu Fatih Portakal'a da seslenen Küçük, "Fatih Portakal, Türk devleti FETÖ’yü bitiriyor, bitirecek. Küçük'ün Star'da "Kayyuma devredilen FETÖ medyası ve samimiyetsiz tipler!" başlığıyla yayımlanan (30 Ekim 2015) yazısı şöyle: İki gün önce FETÖ finansörü Akın İpek’in yaptığı illegal işlerden ötürü şirketlerine kayyum atandı. Artık bir terör örgütü olan FETÖ’nün medyasına el konması hayatın olağan akışına da uygun. Tıpkı Pablo Escobar’a ABD’nin yaptığı gibi Türk devletinin FETÖ medyasına el koyması en doğal hakkıdır ve diğer FETÖ medyasına da er ya da geç el konacak. FETÖ medyası kayyuma devredilince paralel militan ve sözde demokratların içler acısı halini her birlikte gördük. FETÖ, PKK ile birlikte Türk devletinin 1 numaralı düşmanıdır. Fox TV’deki haber müdürü Ercan Gün ve haber koordinatörü Doğan Şentürk’ün FETÖ militanı olduğunu bilmeyen yok. 2011 yılında Türkiye’deki FETÖ medyası gibi telekulak skandalına karışan Rupert Murdoch’un gazete ve televizyon kanalları hakkında İngiltere’de büyük bir soruşturma başlatıldı. Her türlü pislik ve suça batmış FETÖ ile işbirliği içinde olmak açık suçtur ve cezası hapistir. Fatih Portakal, Türk devleti FETÖ’yü bitiriyor, bitirecek. ABD bize nasıl Apo’yu verdiyse, vakt-i zamanı geldiğinde çıkarları elverirse FETÖ liderini de paketleyip verecektir. ABD terör örgütlerinin medyasına, İngiltere Murdoch’a ne yaptıysa biz de FETÖ medyasına aynısını yapıyoruz. Gürsel Tekin herhalde Yargıtay’daki dosyasından korktuğu için üç adamını FETÖ’ye desteğe yolluyor. Murat Hazinedar geçen Ramazan ayında FETÖ’nün iftarına gitmişti. CHP’lilerin FETÖ aşkı insanın gözünü yaşartıyor. CHP’yi, MHP’yi ve her türlü görüşü destekleyen medya fazlasıyla olmalı ama FETÖ, PKK gibi terör örgütlerinin asla olamaz