Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında ortaya çıkan sözde """"Sıkıyönetim Mahkemelerinde Görevlendirme Listesi""""nde adı geçen 31 askeri yargı mensubu hakkında """"anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs"""" ve """"silahlı terör örgütü üyesi olmak"""" suçlarından iddianame hazırlandı. İddianamede, FETÖ mensubu darbecilerce hazırlanan """"Sıkıyönetim Gizli Mesaj Formları"""" ve """"Sıkıyönetim Mahkemeleri Görevlendirme Listesi"""" kapsamında yer alan şüpheliler ile darbe girişiminde bulunan askeri kanat arasındaki fikir ve eylem birliğinin ortaya çıkartılması, ayrıca FETÖ'nün, örgüt mensuplarını askeri yargıya yerleştirmek amacıyla 2009'daki askeri yargı hakim alımları ve mesleğe kabullerinde usulsüzlük yapıldığına dair iddiaların araştırılması amacıyla soruşturma yürütüldüğü belirtildi. """"Komutanların çevresi örümcek ağır gibi sarılmıştır""""
İddianamede, FETÖ/PDY üyelerinin kamuoyuna yansıyan beyanlarında, örgütün en çok önem verdiği meslek grubunun askeri hakimler olduğu, bu kapsamda askeri hakimliğin, örgütün """"mahrem hizmetler sınıfının en üst mertebesi"""" kabul edildiğine dikkat çekildi. """"FETÖ/PDY'nin askeri yargıya verdiği önemin sebebinin, yaşanan süreçlerde açıkça ortaya çıktığı"""" ifade edilen iddianamede, komutanların hukuka verdiği önem ve adli müşavirlerine duyduğu güvenin birçok yerde kötüye kullanıldığı, komutanların kararlarının örgütün amaçları doğrultusunda yönlendirilmesine çalışıldığı bildirildi. Görevlendirilen adli müşavirlerin darbe girişimi öncesinde FETÖ/PDY mensuplarına ilişkin başsavcılıklarca yapılan soruşturmaları akamete uğratmak için iş birliğinden sürekli kaçındıkları, adli birimlere zorluklar çıkardıkları kaydedilen iddianamede, """"kumpas davaları"""" olarak bilinen davalarda gerçeklerin ortaya çıkması ve faillerin tespitinin engellenmeye çalışıldığı anlatıldı. """"""""Darbeye zemin hazırlandı""""
Kuvvet Komutanlıkları askeri savcılıklarında ve mahkemelerinde de durumun aynı şekilde olduğu, en yakın askeri mahkeme sıfatıyla itiraz mercisi görevini yürüten askeri mahkemelerde de FETÖ/PDY etkin kılınarak, örgütsel halkanın oluşturulduğu ifade edilen iddianamede, şöyle denildi:""""TSK'ya kumpas olduğu tüm devlet ricali ve kamuoyu tarafından kabul edilen Atabeyler, Sauna, Ergenekon, Balyoz, İstanbul Casusluk, Amirallere Suikast, Poyrazköy, Kozmik Oda, İzmir Casusluk vb. davalarla tasfiye edilemeyen, terfisi ve akademik yükselmesi engellenemeyen TSK'nın FETÖ/PDY üyesi olmayan, devletine ve milletine bağlı personel bu kez adli müşavirliklerin yönlendirmesi ile verilen hukuk dışı, akla ve mantığa sığmayan soruşturma emirleri ve akabindeki soruşturma ve kovuşturmalar ile yurt dışı görev haklarını, akademik yükselme, terfi, atama vs gibi haklarını kaybetmiş, yerlerine FETÖ/PDY mensubu kişiler getirilerek darbeye zemin hazırlanmıştır. """"FETÖ/PDY mensuplarının, yaptıkları tüm hukuksuzluklara rağmen, haklarında soruşturma emri verilmeyerek ya da takipsizlik veya beraat kararlarıyla korundukları ifade edilen iddianamede, """"Bu kapsamda, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığınca 15 Temmuz menfur darbe girişimine fiilen iştirak eden, hatta Sayın Cumhurbaşkanına suikast girişiminde bulunan FETÖ/PDY mensubu generaller ve diğer personel hakkında kovuşturmaya yer olmadığı yönünde kararlar verilmiştir. GATA'nın önemi
Özellikle GATA, Harp Akademisi, Harp Okulu ve TSK'ya ait diğer eğitim kurumlarında görevli, FETÖ/PDY mensubu olmayan personelin akademik yükselme, görevlendirme ve diğer işlemleri yapılan soruşturmalar marifetiyle engellenerek, bu kurumlarda görev alacak ve geleceğin komuta kademesini yetiştirecek personelin FETÖ/PDY mensuplarından oluşmasının sağlandığına yer verilen iddianamede, GATA ve diğer askeri hastanelerin örgüt açısından çok önemli olduğu, örgütün yaklaşık 25 yıldır hastanelerin yönetim ve akademik kadrosunu ele geçirmeye çalıştığı kaydedildi. İddianamede şunlar kaydedildi:""""Özellikle askeri öğrenci alımlarındaki sağlık muayenelerinin FETÖ/PDY mensubu hekimlerce yapılarak bu örgüte mensup kişilerin askeri okullara girmesi, uçuş muayenelerinde örgüt mensuplarının pilot yapılması, örgüt üyesi olmayanların muayenelerden elenmesi, komuta kademesinde görev alacak FETÖ/PDY mensubu olmayanların çeşitli sahte raporlarla 'TSK'da görev yapamaz' şeklinde raporlar verilerek tasfiyesi, tıbbi malzeme alımlarının FETÖ/PDY bağlantılı firmalara verilerek örgüte muazzam bir maddi kaynak sağlanması, buralarda görevli FETÖ/PDY mensupları marifetiyle örgütün kendisine hasım belirlediği kişilerin kişisel veri niteliğindeki bilgilerinin çalınarak müzahir medya veya sosyal medyaya servis edilerek itibar suikastına uğratılması, FETÖ/PDY mensubu hekimler marifetiyle TSK'nın en ücra köşesindeki birlikler hakkında aleyhe bilgi ve belge toplanması gibi sebeplerle FETÖ/PDY, GATA'ya büyük önem vermiştir. GATA'nın, TSK Sağlık Komutanlığına bağlı olması, bu sebeple yargı yetkisinin Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesinde bulunması sebebiyle Genelkurmay Adli Müşavirliği, Genelkurmay Askeri Savcılığı ve Genelkurmay Askeri Mahkemesi bağlamında bu anlamda birçok usulsüz soruşturma ve kovuşturmalarla akademik yönden deneyimli, ülkesine ve devletine bağlı, tıp meslek bilimi ve etiği açısından uluslararası üne sahip bilim adamı tasfiye edilmiş, yerine FETÖ/PDY mensubu mesleki ve akademik yönden yetersiz birçok hekim FETÖ/PDY amaçlarına uygun hizmet etmek için terfi ettirilmiştir. """"İddianamede, Genelkurmay Askeri Savcılığında 2008-2016 yıllarında GATA'da görevli hekim ve öğretim üyelerine yönelik yaklaşık 180 soruşturmanın yürütüldüğü ve bu soruşturmalarda FETÖ/PDY mensubu olmayan hekim ve öğretim üyelerinin hedef alındığı, soruşturmalara birçok personelin dahil edildiği bildirildi. Ayrıca GATA'da yer alan FETÖ/PDY mensubu olmayan öğretim üyelerini, hekim ve diğer personeli karalamaya yönelik sosyal medya hesapları ve internet sitelerine ilişkin soruşturmaların sonuçlandırılmadığı kaydedilen iddianamede, bu yolla hedef alınan FETÖ/PDY mensubu olmayan personelin tasfiyesinin sağlandığı vurgulandı