Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Çünkü ortaya çıkan ipuçlarına göre Trump yönetimi, Obama döneminin başta Suriye siyaseti olmak üzere, DEAŞ ve PKK ile ilişkisini, FETÖ'yü koruyup kollamasını masaya yatıracak. Ancak FETÖ ile ilgili bugünkünden çok farklı bir siyaset izleneceğini şimdiden söylemek mümkün. Trump'ın en önemli siyasi danışmanlarından Mike Flynn daha 8 Kasım 2016'da yani seçim günü çıkan yazısında FETÖ'yü radikal İslamcı örgüt olarak niteleyip bunun ilk ipuçlarını vermişti. Soylu, FETÖ üyeleri ve kurumlarıyla ilgili, henüz yasal soruşturma başlamadan yaşanan bir değişimi duyurdu: "Örgütün ABD Kongresi'ne yönelik açtığı lobi kuruluşu Türki Amerikan İttifakı (TAA), Fetullah Gülen'in onursal başkanlığını yaptığı Rumi Forum ve düşünce kuruluşu görevini ifa eden Rethink Institute'ün bulunduğu bina da boşaltılanlar arasında. Aslında FETÖ elemanlarının Trump Amerikası'nda eskisi gibi rahat olamayacakları bekleniyordu. İş FETÖ'cülerin etkili oldukları kurumları kapatmaları, yer değiştirmeleri ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'yla kahvaltıda buluşmasıyla da bilinen Faruk Taban gibi isimlerin lüks villaları terk edip, daha mazbut evlere geçmeleriyle atlatılacak gibi görünmüyor. Bu yüzden sadece kurumları kapatmıyor, ad değiştirmiyor aynı zamanda tıpkı Türkiye'deki gibi önemli FETÖ'cüler ABD'yi terk ediyor. O savaşın odağında kuşkusuz Rusya ve Çin'le ilişkiler gibi başka önemli şeyler de var ama bizimle savaşan FETÖ, PKK ve DEAŞ gibi terör örgütleri de var. " Geçtiğimiz aralık ayında yaşadığımız 4 büyük terör saldırısını, FETÖ, PKK ve DEAŞ'ın birbiri ardına gerçekleştirmeleri ve saldırıya devam etmeleri bırakın istihbarat örgütlerinin desteğini, o örgütlerin aklı da olsa amaçlarının sadece bize zarar vermek, korkutmak veya kaos içinde göstermekten öte, ikili ilişkileri sarsmak gibi tehlikeli bir yanı var