Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
15 Temmuz darbe girişiminin ‘Görevlendirme Listeleri’ meselesi, derinlemesine baktığınızda tam bir bilmeceye dönüşüyor. 15 Temmuz darbe girişiminin ‘Görevlendirme Listeleri’ meselesi, derinlemesine baktığınızda tam bir bilmeceye dönüşüyor. 15 Temmuz sonrasında darbeye katılma suçu açısından sıkça birinci derecede delil olarak nitelendirilen bu listeler, son dönemde birbiri ardına çıkan mahkeme kararları ve öncesinde Yargıtay 16. Aslında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesinin de belli ölçülerde darbecilerin hazırladığı bu listeleri tek başına yeterli bulmadığını söylemek mümkün. Çünkü, bu listelerde 15 Temmuz’da bulundukları pozisyonlarda “göreve devam” etmeleri öngörülen, hatta ek görev verilen, ancak darbeye katılmadıklarına kanaat getirilerek herhangi bir tasarrufa uğramayan birçok general var. Bu durumdaki generallerin arasında darbecilerin listelerinde “göreve devam” etmeleri öngörüldüğü halde 2016 yılında YAŞ’ta görev süresi uzatılan, hatta terfi alanlar var. Aydın, 15 Temmuz darbe girişimi meydana geldiğinde tuğgeneral rütbesiyle Kayseri Birinci Komando Tugay Komutanı olarak Hakkâri’de cephede görev yapıyordu. Darbecilerin “EK-Ç Atama Listesi” başlıklı görevlendirme yazısında Tuğgeneral Aydın’ın adının karşısına “Devam” yazılmıştı. Aydın’ın bu görevdeki selefi olan Tümgeneral Abdullah Baysar ise darbeye katıldığı gerekçesiyle tutuklanmıştı. Aslında Aydoğan Aydın örneği, hükümetin, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesinin ve savcıların, darbenin hemen sonrasındaki dönemde bile bu listelere gerektiğinde pekâlâ esnek bakabildiklerini gösteriyor. * Kuşkusuz, darbecilerin listelerinde adı geçenler içinde “görevlendirildiğini” bilen ve fiilen darbe girişiminde görev üstlenen pek çok general, subay var. Buna karşılık, darbeye katıldığı yolunda başka bir delil olmadığı halde salt görevlendirme listelerinde adları geçtiği için tutuklanan ve ordudan ihraç edilen birçok komutan da var. 15 Temmuz darbe girişiminin olağanüstü koşullarının dayattığı şüphecilik ölçüleri, savcıları bu listelerdeki görevlendirmeleri tek başına kuvvetli suç şüphesi nedeni olarak değerlendirmeye yöneltmiştir. Bu durumda FETÖ/PDY’nin, darbeyle ilgileri olmadığı halde isimlerini kendi bilgileri dışında bu listelere yazarak şüpheli duruma düşürdüğü general ve subaylar açısından ciddi ölçülerde bir mağduriyete yol açtığı bir gerçektir. Buradaki fotoğrafın net olarak görülebilmesi darbe davalarının sonuçlanması ve temyiz aşamalarının tamamlanması halinde mümkün olabilecektir. O noktaya geldiğimizde, darbenin gerçek failleri ile FETÖ/PDY’nin kendi iradeleri dışında darbeye isimlerini karıştırdığı askerleri tam olarak ayrıştırabileceğiz. FETÖ/PDY’nin 15 Temmuz darbe girişiminde TSK’da yol açtığı tahribatın gerçek boyutlarını da ancak o zaman anlayabileceğiz