159,909 Yayın 10,926 Hoşgörüsüzlük 3,088 Hak ve itibara saldırı 159,821 Düşmanlığa tahrik 685 İnsanlığa karşı suça tahrik 149,766 Haber 10,126 Köşe Yazısı 916,955 Kelimeyle Suç

Yazı/Haber Kaynağı > Sözcü

4,402 kayıt bulundu 4380 - 4400 gösteriliyor
27-12-2015
Sözcü
Sözcü  
 
“Atamaları yine cemaat yapıyor!”
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Paralel devlet yapılanmasına yönelik operasyonlar kapsamında son olarak Fetullah Gülen'in de içinde bulunduğu 73 kişi hakkında gözaltı kararı verilmişti. Operasyondan 9 gün önce 2 Aralık tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Dairesi’nce sunulan ve savcılığı harekete geçiren “FETÖ Raporuna” Sözcü Ulaştı
24-12-2015
Sözcü
Sözcü  
 
FETÖ operasyonu Sezen’i de vurdu
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Sezen Aksu’nun babası Sami Yıldırım’ın 1973’te ilk müdürü olarak göreve başladığı Yamanlar Koleji’nin kapısına kilit vuruluyor.Foto: SÖZCÜ – Sezen Aksu'nun babası Sami Yıldırım'ın 1973'te ilk müdürü olarak göreve başladığı Yamanlar Koleji'nin kapısına kilit vuruluyor. Milli Eğitim'de birlikte çalıştığı bir arkadaşının teklifi sonrası Yamanlar Kolejine müdür olduğunu söyleyen Sami Yıldırım, o gelişmeyi, şu sözlerle aktarmıştı: “Bir gün beni aradı. ‘Hocam, böyle böyle bir okul açılacak. Oraya müdür arıyorlar. Ben de sizi önerdim' dedi. ‘Yahu ben bundan sonra tekrar milli eğitime bulaşmak istemiyorum, ben halimden memnunum' dediysem de dinletemedim'' Cemaat'in temel eğitim ayağından biri olarak kabul edilen Yamanlar Koleji, 1973'de “İzmir Özel Yamanlar Lisesi'' adıyla açıldı. Lise, 1975-1976 öğretim yılından itibaren ücretsiz öğrenci yurdu,1978 yılından itibaren de dershanesiyle eğitim ve öğretime başladı. Öğretimini İngilizce yapan Anadolu Liseleri Programı uygulayan okul, 15 Kasım 1982 tarihinde öğretime başladı. Okulun adı 1987 tarihinden itibaren İzmir Özel Yamanlar Lisesi, 2005'te de“Özel Yamanlar Koleji” olarak değişti. Okul, özellikle eğitime yönelik olimpiyatlardaki başarılarıyla adından söz ettiriyordu.
22-12-2015
Sözcü
Sözcü  
 
Emekli Tuğamiral Turgay Erdağ: FETÖ TSK’nın içinde
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Emekli Tuğamiral Turgay Erdağ'dan olay yaratacak sözler...Emekli Tuğamiral Turgay Erdağ'dan olay yaratacak sözler... Karar pilota ait değil, pilot ona verilen direktifi uyguladı. Vurmaya karar verme anını çok önemsiyorum. Vurulmalı mıydı? Biz askerler bu tür hamleler öncesinde, hamleden sonra olacakları da analiz ederiz. Fayda-maliyet analizi yaparız. Elde ettiğimiz fayda o kadar büyük olmalı ki maliyetine değsin. Görünürde büyük bir fayda yok ve maliyeti de yüksek. Evet, 17 saniyelik bir ihlal var. Dünyanın hiçbir yerinde düşmanca faaliyet göstermediği anlaşılan bir uçak vurulmaz. Vuruluyorsa özel bir nedeni olması, arkasında çok büyük bir faydanın olması, önceden belirlenen bir politikayı desteklemesi lazım. Düşürme anına kadar ihlaller ile ilgili sıkıntı ve gerginlikler yaşanmış olabilir, fakat bu sıkıntıyı gidermek için daha fazla adımlar atılabilirdi. Foto: SÖZCÜ -Emekli Tuğamiral Turgay Erdağ Gökmen Ulu’ya konuştu Uçak düştüğü andan itibaren Türkiye, Rusya ile müthiş bir kriz yaşamaya ve bütün kazanımlarını kaybetmeye başladı. Rusya, dozu kontrollü biçimde artırarak, kocaman adımlarla Türkiye'nin üzerine geliyor. Moskova bütün dostluk köprülerini atmış gibi görünüyor. Onlarca yıldır Ruslar ile beraber özellikle Karadeniz'de askeri alanda büyük adımlar atılmış, büyük organizasyonlar tesis edilmişti. Sahil Güvenlik alanında olduğu gibi. Rus subaylar Karadeniz Ereğli'de Türk subayların emrinde çalışıyorlardı. Karadeniz Uyum Harekatı Türkiye'nin önderliğinde olmuştu. Karadeniz'e bölgede olmayan güçlerin girmemesi için yapılmış bir organizasyondu. İyi ilişkiler çok ileri üzeydeydi. Artık hepsi bitti. Bu işler birdenbire değil, zaman ile ikna ile güven kazanma ile emek ile oluyor. Bunca emek boşa gitmiş oldu. Yapabilir. Bu olasılık göz ardı edilemez. Dikkatli olmak gerekir. Nitekim bu ihtimal bile az önce saydığım kayıplardan biridir. Çünkü Türk uçağı Suriye sınırında artık gönül rahatlığı ile uçamayacaktır, Türk savaş gemisi İskenderun açıklarında aynı rahatlıkla dolaşamayacaktır. Bu ihtimal artık hep göz önünde tutulacaktır. Rusya uçağı düştüğü andan itibaren Türkiye dış politikadaki esnekliğini kaybetti. Artık ABD ve AB eksenli bir politika izlemek zorunda kalacak. Oysa bu olay öncesine kadar Türkiye'nin seçenekleri daha fazlaydı ve bu, ülkemizin elini kuvvetlendiriyor, pazarlık gücünü artırıyordu. Üstelik şimdi Rusya ve beraberindeki grubu da karşısına almış oldu. Arkadan hançerlendik demesinin nedeni Rus uçağının Türkiye tarafından vurulacağını hiç düşünmemesi. Böyle bir algıları olsaydı, askeri literatüre göre havada o uçağı savunacak başka uçakları olurdu. Diğer yandan, Rusya ile Türkiye arasında Suriye üzerinde ciddi anlaşmazlıklar olduğu anlaşılıyor. Halbuki hedef terör gruplarına karşı ortak hareket etmek olarak görülüyor. Ama görünmeyen boyutunda yaşanan anlaşmazlıklar mı var, uçak bunun sonucu mu düşürüldü soruları akla geliyor. Biz denizde de bu ihlalleri çok gördük ama Ege'de bu nedenle savaşın eşiğine hiç gelinmedi. Siyaset kurumları, bu ihlaller karşısında diplomatik yöntemleri tercih etti. Rus uçağının niçin düşürüldüğü sorgulanmalıdır. Üst üste olan kısa sınır ihlalleri üzerine “Bir daha olursa vurun” emri bilinçli, planlı olarak verilmiş midir, bunu bilemiyorum. Devletin en tepesinde “Rus uçağı olduğunu bilmiyorduk” sözü akla başka sorular getiriyor. Bu kabul edilemez. Gemiler yabancı bir ülkenin kara sularından zararsız geçiş yapmak zorundadır. Ateş edemezsiniz, silahlarınızı o ülkeye çeviremezsiniz, tehdit eder görünüm veremezsiniz. Oradan, o ülkenin yasalarına uygun olarak ve centilmence geçmelisiniz. Askerin münferit bir davranışı olamaz. Gemi, ülkesinin politikasını uygulamıştır. Sayın Numan Kurtulmuş'un dediği gibi “Çocukça bir davranış” değildir. Bilinçli ve istenerek yapılmış bir davranıştır. Türkiye'ye “Terör tehlikesi var, tedbir aldım” gerekçesi ile ama aslında öfkeli olmanın bir mesajıdır. Foto: DHA Irak'ın kuzeyinde olduğu gibi Suriye'nin kuzeyinde de bir Kürt devleti oluşturulmaya çalışılıyor. Fakat Batı için işler istenildiği gibi gitmedi. Çünkü bu hedefe sorun teşkil eden IŞİD terörü ABD ve AB'yi rahatsız etti. Suriye kontrol edilemez hale geldi. Rusya da Suriye'den elini çekmeyeceğini gösterdi ve bu ülkenin kuzeyi için Batı ile ortak hareket etmeye başladı. Üstelik Esad rejiminin de kalabileceğini dile getirdiler. Şu an orada PYD'ye bir koridor açılmaya çalışılıyor. Amaç yeni Kürt devletini denize kavuşturmak. Böylelikle enerji kaynaklarının dünyaya ulaşımını bu Kürt devleti üzerinden sağlamayı planlıyorlar. Bu durum Türkiye'nin stratejik önemine büyük ölçüde zarar verir. Bu bir güç gösterisidir. Caydırıcı unsurdur. Deniz kuvvetinin barış zamanında da ne kadar önemli olduğunun göstergesidir. Deniz kuvveti barış zamanında devletin politikasını her yerde ortaya koyma yeteneğini sağlamaktadır. Doğu Akdeniz'deki savaş gemilerine baktığımızda, hangi ülkelerin Suriye üzerinde ne kadar iddialı ve ısrarlı olduğunu okuyabiliyoruz. Savaş gemilerini Doğu Akdeniz'e gönderen devletler, güç ortaya koyarak, paylaşımda söz sahibi olarak pastadan pay talep edecekler. Bu pasta petroldür. Deniz ulaşımını kullanarak dünyanın hemen her yerine ulaşabilirsiniz. En ucuz ticari taşımacılık olan deniz ulaşımının önemi çok büyüktür. Ayrıca deniz altındaki enerji kaynakları henüz çıkarılmadı. Dünyanın geleceğinde denizdeki petrol ve doğalgazın büyük değeri var. Bunlar için denizde güçlü olmanız gerekir. Gelişmiş tüm ülkelere baktığınızda deniz kuvvetlerinin muhteşem olduğunu görürsünüz. Bu güçle deniz ticaretinin, yeni enerji kaynaklarının, ülkenizin güvenliğini sağlayabilir, tehditleri size ulaşmadan yok edebilirsiniz. Dünyada söz sahibi olmak istiyorsanız kuvvetli donanmanız olacak. Türkiye Cumhuriyeti bir savaşa girseydi bu kadar üst rütbeli subayı kaybetmezdi. Türk Ulusu tarih boyunca yaşadığı hiçbir savaşta bu kadar çok subay kaybedilmedi. Deniz Kuvvetleri'nin 30 senelik geleceği yok edildi. Bellek, vizyon, prensipler, duruş, moral değerler büyük zarar gördü. Ancak muhabere gücünün çok zafiyete uğrayacağını düşünmüyorum. Orada gencecik çocuklar var, görevlerini aslanlar gibi yaparlar. Sıkıntı, karar mekanizmasındaki üst rütbeli askerlerin ne durumda olduklarıdır. Yıllarını askerlik vazifesine veren iyi en general, amiral ve kurmay albaylar Silahlı Kuvvetler'in imzası ile tasfiye edildi. Tasfiyenin ardından şu an karar mekanizmasında bulunanlar ulusun kaderini nasıl etkileyecekleri çok önemli. Mesela Cemal Temizöz. Jandarma olarak terörle boğuşmuş, bu vatan için yıllarını vermiş ama faili meçhul suçlaması ile hapse atılmış. Şimdi aynı bölgeye gönderdiğiniz üsteğmen terörle nasıl mücadele edecek? Cemal Temizöz'ün terörle mücadele ettiğini, hapse atıldığını düşünecek. PKK tanık, TSK sanık yapılarak, 26. Genelkurmay Başkanı Sayın İlker Başbuğ bile “Terörist” suçlaması ile hapse atıldı. Bizim başımıza da aynı şey gelebilir tedirginliği yaşıyorlar. Yetersiz buluyorum. Cinayet işleyen, devletin içinde örgütlenerek suç işleyen, ülkenin silahlı kuvvetlerini ele geçirmeye çalışanlar yargı önünde henüz hesap vermediler. Birinci Ordu'nun savaş planlarını kim çaldı? Donanma Komutanlığı'nın içine sahte CD'yi kim koydu? Bunlar TSK'nın içinde. Silahlı Kuvvetler yönetiminden bu yönde bir açıklama duymadık. TSK yönetimi bu çetenin varlığı ile ilgili de halen bir açıklama yapmadı. Yokmuş gibi davranılıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içinde kendi ulusu için hareket etmeyecek, kendi devletinden emir almayacak insanlar var. Kriz anlarında bu insanların karar mekanizmalarında bulunmalarının tehlikesini düşünebiliyor musunuz?
08-12-2015
Sözcü
Sözcü  
 
Faili meçhullerde Gülen bağlantısı araştırılacak
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı faili meçhul cinayetlerle 'Fetullahçı Terör Örgütü'nün bağlantısı olup olmadığının araştırılmasına karar verdi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 2000-2013 yılları arasındaki faili meçhul cinayetlerle ilgili dosyalarda ‘Fetullahçı Terör ÖrgütüParalel Devlet Yapılanması’ bağlantısı olup olmadığını araştırmak üzere çalışma başlattı. Diğer yandan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) operasyonunun baş şüphelisi Fetullah Gülen hakkında kırmızı bülten çıkarılması için Adalet Bakanlığına başvurdu
26-11-2015
Sözcü
Sözcü  
 
Kemal Kılıçdaroğlu’ndan Can Dündar ve Erdem Gül açıklaması
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Kemal Kılıçdaroğlu'ndan MİT TIR'larıyla ilgili yaptıkları haberler nedeniyle tutuklanan Can Dündar ve Erdem Gül açıklaması. Çalışanları, FETÖ örgütü olarak nitelendirilen cemaat tarafından defalarca eziyete uğratılan ve hatta hapse atılan Cumhuriyet Gazetesi'nin kurumsal olarak en öndeki iki çalışanı, bu örgüte yardım/ yataklıkla suçlanarak kamuoyunun zekasıyla alay edilmiştir
18-11-2015
Sözcü
Sözcü  
 
Kayyuma kişi başı aylık: 105 bin TL maaş
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
ve bu holdinge bağlı 24 şirket ve yöneticileri hakkında Yasadışı FETÖ/PDY örgütü adına faaliyete bulunmak, kara para aklamak, vergi kaçakçılığı yapmak, terörizmin Finasmanı hakkında ki kanuna muhalefet etmek, yasadışı terör örgütü kurmak ve bu örgütün yöneticisi-üyesi olmak suçlarından yürütülen soruşturmada; 19 şirket bir dernek ile1 vakıf merkezinde 08/09/2015 tarihinde İstanbul Anadolu Sulh Ceza Hakiliği'nce verilen karar uyarınca arama ve el koyma işlemleri yapılmış, soruşturma konusu suçlara delil teşkil edebilecek belge, defter ve dijital malzemelere el konulmuştur. FETÖ/PDY ÖRGÜTÜNE PARA AKIŞI TESPİT EDİLDİ Mali konularda uzman polis memurları SGK ve MASAK görevlileri ile vergi denetim uzmanlarından oluşan kurul tarafından el konulan belge defter ve dijtal kayıtların incelenmesi sonucu verilen ön inceleme raporu ile soruşturmaya konu şirketlerin ticari faaliyetleri dışında yasa dışı FETÖ/PDY terör örgütüne finans temin ettiklerine kaynak ve para akışı sağladıklarına ilişkin bilgi-belge ve bulgular tespit edilmiştir
14-11-2015
Sözcü
Sözcü  
 
Bülent Arınç’tan paralel açıklaması: Bu insanlar suç işleyemez
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Bülent Arınç, Manisa'da 'Paralel Devlet Yapılanması' operasyonunu değerlendirdi. Kentte gerçekleştirilen ve 3 kişinin tutuklandığı ‘Paralel Devlet Yapılanması’ operasyonunu değerlendiren Arınç, “Bu arkadaşlara yöneltilen suç isnatları nedir bunu bilmiyorum. Kentte gerçekleştirilen ve 3 kişinin tutuklandığı ‘Paralel Devlet Yapılanması’ operasyonuna değinen Arınç, şunları söyledi: “7 Haziran seçimlerinden önce paralel yapılanma ile ilgili olduğu söylenen Manisa’da bazı kişilerin ve kurumların işyerlerine güpegündüz onlarca polis ile baskınlar yapılıyor ve suç unsuru aranıyor. Ben de hayretle düşünüyorum bu insanlar ne suçu işlemiş olabilirler?” Tutuklanmaları talebiyle adliyeye sevk edilen şüphelilerin suç işlemediğine inandığını söyleyen Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:  “Eğer bugün Paralel Devlet Yapılanması diye veya paralelci olmakla suçlanan bir eylemin içindelerse peki ne yapmışlar? Yani bağış toplamışlar veya aidat toplamışlar da çünkü iddia öyle. ‘Bunlar olsa olsa FETÖ’nün destekçileridir’ diyerek hiç kimse yorum yapıp bir suç unsuru ortaya koyamaz
07-11-2015
Sözcü
Sözcü  
 
Operasyonun adı Gülen’in kitabından alıntıymış
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü FETÖ (Fethullahçı Terör Örgütü) soruşturmasında, 1. Ayrıca zanlıların casusluk soruşturmasında, FETÖ ve PDY (Paralel devlet yapılanması) içindeki kolluk kuvvetleri ile yargı mensupları tarafından yasadışı dinlemeler yaptıkları, sahte ihbar mektupları hazırladıkları, gerçeğe aykırı bilgilerin üzerine operasyonu inşa ettikleri, bu sayede de verilen mahkumiyetlerle, kamu kurumlarına güvenin yok edilmesini, kişilerin de itibarsızlaştırılmasına çalıştıkları ileri sürüldü. Dosyanın firari şüphelisi olarak fezlekede isimlendirilen Fethullah Gülen için de, “Yöneticiliğini yaptığı FETÖ terör örgütüyle anayasaya da belirtilen cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, soysal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek devlet otoritesini zaafa uğratmak, yıkmak, ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, kamu düzenini bozmak, bu çerçevede Türkiye Cumhuriyeti bakanlıklarına ait bürokratların ve TSK mensuplarının tavsiye edilmesini sağlayarak tasfiye edilenlerin yerine kendi örgüt mensuplarını yerleştirmek amacıyla, devlet içerisinde oluşturduğu yapıyı harekete geçirerek, sözde adli soruşturmayı başlatıldığı” suçlamaları yer aldı
07-11-2015
Sözcü
Sözcü  
 
Cemaat iddianamesinde Arınç ve Çelik depremi!
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Okan Özsoy tarafından yürütülen Paralel Devlet Yapılanması'nın “casusluk ve yasa dışı dinleme” soruşturması kapsamında hazırlanan ve İstanbul 13. Ağır Ceza'nın kabul ettiği 721 sayfalık iddianamede, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) örgütünün modeli ve hiyerarşik yapısı anlatıldı
06-11-2015
Sözcü
Sözcü  
 
Operasyonu yürüttükleri binada tutuldular
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Foto: CİHAN İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü FETÖ (Fethullahçı Terör Örgütü) soruşturmasında, 1
03-11-2015
Sözcü
Sözcü  
 
İzmir’de ‘paralel’ operasyonu!
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Açıklamada; “Kamuoyunda FETÖ/PDY Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması olarak bilinen örgüte mensup olduğu iddia edilen kişilerin, kamuoyunda İzmir Askeri Casusluk davası olarak bilinen davaya esas teşkil eden soruşturma sürecinde, terör örgütünün yönlendirmesi ve talimatları doğrultusunda taraflı ve kasıtlı olarak usulsüzlükler yaptıkları ve bu davanın şüphelilerinin kamuoyunda itibarsızlaştırılarak Devlet bürokrasisinden ve Türk Silahlı Kuvvetlerinden tasfiyesini amaçladıkları yönündeki iddialar ve bu yönde ciddi bulgular elde edilmesi üzerine; Cumhuriyet Başsavcılığımız Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca başlatılan soruşturma kapsamında toplanan deliller doğrultusunda haklarında yeterli şüpheye ulaşılan aralarında üst düzey kamu görevlilerinin de bulunduğu toplam 57 kişiye yönelik olarak 03/11/2015 tarihi itibari ile gözaltına alınma talimatı verilmiştir
27-10-2015
Sözcü
Sözcü  
 
İpek Koza Holding’e kayyum!
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Hakimlik kararında, devleti ele geçirmeye ve hükümeti yıkmaya teşebbüs eden FETÖ örgütüne yardım iddiası söz konusuyken, bu şirketlere yalnızca denetim yönünden kayyım atanmasının yetersiz kalacağı belirtildi. İpek’in şirketlerinde yapılan aramalarda ele geçirilenlere ilişkin KOM’un hazırladığı raporda da, himmet adı altında toplanan paraların altın üretiminden kazanılmış gibi gösterildiği ve paravan şirketler adına çalışmış oldukları bankalar üzerinden kara para akladıkları, bu paraları de FETÖ örgütüne aktardıkları savunuldu. “İpek’in yöneticisi olduğu şirketler aracılığıyla FETÖ’ye kara para aklayarak finansman sağladığı,  ihtiyacı olan kişi ve kurumlara bağış yaparak eğitim kurumu aracılığıyla örgüte eleman kazandırdığı, yazılı ve görsel medya aracılığı ile örgüte yönelik yürütülen soruşturmaların siyasi ve algı operasyonu olduğu yönünde haberler yaptırarak örgüt mensuplarını suçtan kurtarmaya çalıştığı” öne sürüldü
04-10-2015
Sözcü
Sözcü  
 
Savcının gözünde Erdoğan “Devlet Başkanı”
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
İddianamede, Cumhurbaşkanı Erdoğan için “devlet başkanı” ibaresini kullanan savcı Uçar, “Bugün FETÖ terör örgütü liderinin güdümündeki internet sitelerinin devlet başkanını, hükûmet üyelerini, yargı mensuplarının alenen tehdit etmeleri ve bunu basın özgürlüğü adına yapmaları, nereden nereye geldiğimizin göstergesidir” dedi. FETÖ Terör örgütü de yerli bir örgüt değildir
22-09-2015
Sözcü
Sözcü  
 
İşte Gülen iddianamesinin detayları
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
PDY/FETÖ terör örgütü” ve “Fetullahçı terör örgütü” gibi isimlerin örgütü tanıtmaya yeterli olduğu belirtilen iddianamede, “Tüm yönlerini ortaya koyan nitelikte olmadığından, iddianame içerisinde suç örgütünden bahsedilirken ‘paralel yapılanma’, ‘paralel yapılı terör örgütü’, ‘legal görünümlü illegal yapılanma’ isimleri kullanılmış olup, örgüt isminin Yargıtay denetiminden sonra kullanılmasının uygun olacağı değerlendirilmiştir” denildi
02-09-2015
Sözcü
Sözcü  
 
Akın İpek’in annesi konuştu: Kardeş kavgası
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) finans desteği sağlandığı iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında, Koza İpek Holding şirketlerine yönelik aramalarda, merkez binadaki bilgisayarlardan imaj alma faaliyeti devam ediyor
01-09-2015
Sözcü
Sözcü  
 
İpek Medya Grubu’na polis operasyonu
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) finans desteği sağladığı iddiasıyla Koza İpek Holding’in 23 şirketinde arama yapıldığı öğrenildi
01-09-2015
Sözcü
Sözcü  
 
İpek grubunda 6 gözaltı
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) finans desteği sağladığı ve örgütün propagandasını yaptığı iddiasıyla Koza İpek Holding’in 23 şirketine yönelik başlatılan aramalarda 6 kişi gözaltına alındığı iddia edildi
01-09-2015
Sözcü
Sözcü  
 
Başsavcılık: ‘Arama medyaya değil’
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) finans desteği sağladığı iddiasıyla Koza İpek Holding’in 23 şirketinde yapılan aramaların, grubun gazete ve televizyonlarını kapsamadığı bildirildi
25-06-2015
Sözcü
Sözcü  
 
Cemaat ile ilgili şok eden rapor
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
‘'Fetullahçı Terör Örgütü-Paralel Devlet Yapılanması'' FETÖ/PDY adlı raporda, çok ilginç bilgiler bulunuyor. Cemaat için aynı zamanda “Pensilvanya Örgütü” tabiri kullanılan raporda, örgütün meşruiyetini kendisine sempati duyan insanların çokluğuna dayandırdığı, “gizlilik, hiyerarşik yapılanma, pelür kağıtları ile haberleşme, özgeçmiş verme ve kod adı kullanma” gibi yasadışı terörist örgütlerin taktiklerini kullandığı'' öne sürülerek, şöyle denildi: “FETÖ/PDY’de Gülen’in verdiği kararı sorgulama anlamına gelecek her düşünce, eylem ve ya tavır kuvvetle ezilmekte, liderin ve ona bağlı diğer yöneticilerin tüm talimatları aklın da ötesinde bir kutsiyet kazandırılarak uygulanmaktadır
17-05-2015
Sözcü
Sözcü  
 
“Paralel basını engelleyin”
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Savcılıktan 27 Nisan'da Türksat Genel Müdürlüğüne gönderilen yazıda, değişik illerde ‘Paralel Yapı'nın işlediği öne sürülen suçlara ilişkin birçok soruşturma olduğu anımsatılarak şöyle denildi: “Paralel devlet yapılanması olarak isimlendirilen yıllarca dini bir cemaat görünümünde faaliyetini sürdüren Fetullahçı örgütün, bir terör örgütü olduğu ve devletin meşru güçlerinin elindeki silahları örgüt üyeleri aracılığıyla kullanarak hükümeti devirmek ve anayasal düzeni ihlal ederek meşru seçilmiş iktidar dışında onu kontrol eden bir cemaat diktatörlüğü kurmak için yıllarca faaliyet yürütmektedir. Silahlı Fetullahçı Terör Örgütü'nün, milletin egemenliğine paralel ve karşı bir cemaat egemenliğinde, siyasi iktidar kurmak istediği, gizli emelleri için dini istismar ederek bir cemaatin mensuplarını aldatıp kullandığı, örgütlü hiyerarşik, disiplinli ve organize bir şekilde toplumu da emelleri doğrultusunda şekillendirmeye çalıştığı, toplumsal psikolojiyi elindeki imkânları kullanarak terörize edip bozduğu, toplumu belli şekilde kitlesel halde düşünmeye sevk ederek algı yönetimi yaptığı, toplumda kutuplaşma ve kamplaşmaya yol açtığı, organize ve örgütlü olarak bu yapının işlediği suçların sıradan işler gibi gösterilip örgüte kamuoyu desteği sağlamaya çalışılmaktadır. Paralel Devlet Yapılanması/Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) bu işleri yaparken devletin imkânlarından faydalandığı, devlete ait imkânları kullanarak basın yayın faaliyeti yürüttüğü, devletin bir kısım organlarının terör örgütü olarak işlem yaptığı örgütlü yapının diğer yandan devlet imkânlarından serbestçe yararlanması hukuk devleti ilkelerine tezat oluşturmaktadır