Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
”İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının hazırlamış olduğu ve Mahkemeniz tarafından kabul edilen 73 sayfalık iddianamenin; Türkiye’de FETÖ’cü denilince akla gelen ilk isimler olan Fehmi Koru ve Hüseyin Gülerce gibi, hayatını cemaate adamış ve ATATÜRK’ün kurmuş olduğu Laik Türkiye Cumhuriyetini ortadan kaldırmak isteyen FETÖ elebaşının yanından ayrılmamış, Zaman gazetesinin kurucu yayın yönetmenliğini yapmış olan sahtekârların beyanlarına dayanarak hazırlanmış olduğunu üzülerek söylemeliyim. Bu soruşturmanın başlamasının ve bu iddianamenin hazırlanmasının, FETÖ KUMPASLARINDAN bir farkı yoktur. Hakkımdaki mesnetsiz iddiaların neticelerinin hepsinin sadece FETÖ’nün sinsi emellerine faydası olacağı açıkça bilinmesine rağmen Türk Adaletinin de buna alet olduğunu üzülerek görmekteyim. Bu şahsın 2010 yılında, halen FETÖ lideri ile yan yana olduğu ve FETÖ’nün devlet kurumlarının kılcal damarlarına bile en yoğun şekilde girdiği bir dönemde, şahsımın ve Sözcü Gazetesi’nin ortaya çıkışının cemaat projesi olduğu fikri nasıl ortaya atılabilir? Amaç, Atatürkçü çizgideki bir gazeteyi ve şahsımı, Atatürk düşmanları ve vatan hainleri tarafından atılan iftiralarla yok etmektir. Bu da FETÖ’nün ters algı yaratarak oluşturduğu kumpas türlerinden biridir. Tıpkı, FETÖ mensubu yargı üyeleri tarafından Ergenekon ve Balyoz tertipleri ile Atatürkçü asker kadrolarının boşaltılması gibi… Şimdi de FETÖ’cü kişilerce hiç bir somut delil olmadan, sistematik olarak kamuoyunda iftiralarla oluşturulan algı ile Atatürkçü bir gazete ve şahsım hedef alınmaktadır. Eğer bu kumpas FETÖ’cülerin işi değil ise, bu gazeteye ve şahsıma iftira atanlar FETÖ’ye hizmet etmiyorlarsa, o zaman kime hizmet ettiklerini sorgulamak gerekir. Hakkımda yalan tanıklık yapan Fehmi Koru ve Hüseyin Gülerce’nin, FETÖ ile bağlantıları açık iken, kısmen 17/25 Aralık sonrası kısmen de 15 Temmuz Hain Darbe girişimi sonrası iktidara yaranmak ve kendilerinin FETÖ izlerini silmek için mi bu kumpasa alet olmuşlardır? Veya halen FETÖ emrinde, kripto FETÖ’cü olarak hükümetin FETÖ ile mücadelesini sulandırmak için mi yalan ifade vermişlerdir? Ya da bazı gruplar tarafından, FETÖ ile olan ilişkileri kullanılarak yalancı tanıklık yapmaları konusunda dayatma gördükleri için mi yalan tanıklık yapmışlardır? Dolayısıyla, Atatürkçü ve muhalif çizgisi olan şahsım ve Sözcü Gazetesi hakkındaki bu oyun, en çok FETÖ’nün işine yaramaktadır. Benim FETÖ tarafından yetiştirilip Sözcü Gazetesi’nin FETÖ tarafından kurdurulmuş olabileceği ihtimali, hiç bir somut kanıta dayanmadan varsayım ve montajlanmış fotoğraflarla, bazı medya grupları tarafından yıllardır sistematik olarak kamuoyuna yansıtılmaktadır. Hakkımda, FETÖ lideri ile yan yana bir fotoğrafım olmadığı için fotomontaj gibi alçak bir yola başvurmuşlardır. O halde ben adaleti nerede arayacağım? Yapılan planlı bu algı operasyonunun FETÖnün, ERGENEKON VE BALYOZ davalarında TSK’ya yapmış olduğu kumpaslardan hiçbir farkı yoktur. FETÖ karşıtıyım ve Atatürkçüyüm. Hayatım boyunca FETÖ denen örgüt lideri ve terör örgütü üyeleri ile birlikte olmadım okullarında okumadım. Bu okullar, değil FETÖ, hiçbir cemaatin ulaşabileceği okullar değildir, olmamıştır. Hem özel hayatımda, hem sahibi olduğum yayın çizgisi belli olan Sözcü Gazetesi’nde yıllardır FETÖ ve nevilerini sonuna kadar eleştirmiş biri olarak Burak AKBAY isminin FETÖ ile anılması, şahsıma yapılacak en büyük hakaret olduğu gibi Gerçek FETÖ’cüleri gizleme çabasıdır. Öncelikle hiçbir delil olmadan, Sözcü gibi bir gazetenin sahibini, terör örgütü yöneticisi gibi asılsız, adi ve ahlaksızca bir iftirayla suçlayanların hangi emellere hizmet ettiğinin araştırılması, FETÖ mücadelesini daha da kuvvetlendirecektir. Bu şahısların FETÖ bağlantılarının araştırılması sonucunda kimin FETÖ’cü olup olmadığı ortaya çıkacaktır. Üstelik en çok da bana bu iftirayı atanlar, benim FETÖ’cü olmadığımı bilirler. Bana bu çirkin iftirayı atan yalancı tanıklar ve bazı medya grupları daha dün, “Muhterem Hoca Efendi Hazretleri”, “Bitsin bu sıla özlemi” derlerken; Fethullah Gülen’e ilk kez “FETÖ” diyen, sahibi olduğum Sözcü Gazetesi idi. Biz, “FETÖ devlet içerisinde örgütleniyor, devleti ele geçirmeye çalışıyor” derken; bu medya grupları FETÖ yanında hareket ediyor, yapılanları destekliyorlardı. Bu medya kuruluşları; Ergenekon, Balyoz ve Poyrazköy gibi kumpas operasyonlarında FETÖ’nün savcısı gibi kumpası savundukları için mi şimdi bize bunu yapıyorlar? Yaptıkları günahları mı çıkarmak istiyorlar? Yoksa, bana ve Sözcü’ye saldırarak yaptıklarını mı unutturmak istiyorlar? Bu medya grubunun yöneticileri acaba FETÖ’cülerin kalesi olan Fatih Koleji’nden mi mezun oldular? Zoraki yazılan bu iddianame MASAK raporlarının sanki büyük bir para hareketlerinin şahsım ve gazeteyi yayınlayan şirketim ile yanıltıcı bir şekilde karıştırılıp ortada usulsüz işlem yapıldığı imajı verilmeye çalışılmıştır. Soruşturma Savcısı iddianamenin kabulünden sonra hala MİT’ten yurtdışı telefon kayıtlarının kime ait olduğunun araştırılmasını istemiştir? Bir sene boyunca aklına mı gelmemiştir, yoksa haksız davanın uzaması işine mi gelmektedir? Mali açıdan her sene incelemeden geçen şirketlerimize 2010-2012 yılları için şu anda FETÖ’den ihraç edilmiş ÇAĞLAR CERİT adında bir vergi inceleme memuru tarafından, 15/11/2013 tarihinde 10,687,503,29 TL’lik bir vergi cezası kesilmiştir. Üstelik 23/06/2016 tarihinde Ankara Gelir İdaresi Başkanlığındaki Uzlaşma Komisyon Başkanı olan ve yine FETÖ’den ihraç edilen Zülfikar Küçükavcı’nın uzlaşmaz tutumu neticesinde uzlaşılamamıştır. FETÖ’nün amacı, Sözcü’yü mali açıdan zora sokacak vergi cezaları keserek yok etmekti. Dosya kapsamında yapılan araştırmalarda da ortaya çıktığı gibi; bende Bylock programı yok, şifreli 1 Dolar yok, mali hiçbir bağlantım yok, FETÖ’nün okullarında okumadım, yurtlarında kalmadım, sosyal medya paylaşımlarım yok. Aleyhime kullanılan tek şey; süzme FETÖ’cü, FETÖ’nün has adamı Fehmi Koru’nun, güya babamdan duyduğunu iddia ettiği safsatalardır. Hangi delil ile beni FETÖ örgüt yöneticisi yaptınız? Hangi delil ile bana tutuklama kararı çıkardınız? Benim FETÖ Terör Örgütü yöneticisi olduğuma dair dosyada ve gerçekte tek bir delil bile yok iken, benim FETÖ Terör Örgüt yöneticisi olmadığıma dair binlerce kanıt ortada duruyor. Ben sözde değil, ÖZDE FETÖ KARŞITIYIM VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRKÇÜYÜM