Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Bu “iklim değişikliği, normalleşme yönündeki adımların” o gazimizi geri getirmeyeceği ve yaşanmış/yaşanan büyük mağduriyetleri ortadan kaldırmayacağı kesin de galiba en azından “FETÖ üyeliği, irtibat veya iltisak” suçlarından tutuklananlar için bir şeyler yapılacağı anlaşılıyor. O AYIRIMDAN NİYE SAPILDI Malûm 15 Temmuz'dan sonra darbeciler dışında binlerce insan sohbet toplantılarına katıldığı, yardım yaptığı, çocuklarını “FETÖ” dershanelerine gönderdiği, bankasına para yatırdığı veya gazetelerine abone olduğu için “örgüt üyeliğinden” tutuklandı, bir o kadarı işten atıldı, aile boyu hesap soruldu. 5 ay önce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan ilk “FETÖ çatı iddianamesinde” örgütün ne olduğu, bu durumdaki kişilerin suçlanıp, suçlanamayacağı anlatılıp, önemli tespit ve ayırımlar yapılmıştı. ” Sözkonusu iddianamede, örgütün “meşrulaşması, büyümesi ve herkesi teslim almasının” sorumluları da şöyle anlatılmıştı: “Türkiye'de geçmişteki bütün siyasi iktidarlar, muhalefet, diğer dini cemaatler, kamu ve sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, ordu kısaca toplumun her kesimi elbirliğiyle Fetullahçı terör örgütünün bu büyümesinden ve kadrolaşmasından sorumludur. ” KANDIRILMANIN HUKUKEN TESCİLİ GİBİ Kararın devamında ise, “Nihai amacın devletin anayasal nizamını cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olduğu anlaşılan FETÖ/PDY terör örgütünün, başlangıçta bir ahlâk ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun her katmanının büyük bir kesimince de böyle algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimini vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği nazara alındığında örgütün sözde meşruiyet vitrini olarak kullanılan katlarla irtibatlı olduğu anlaşılan ve fakat örgütün nihai amacını bildiği, örgütle organik bağ kurarak hiyerarşisine dahil olduğu yönünde herhangi bir delil bulunmayan