Hak ve itibara saldırı (küfür, hakaret, aşağılama)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Ancak, yargılamalarda medyanın etkisi, dillerden düşürülmeyen “yargı bağımsızlığının” durumu, bilhassa yıllardır aranıp da bulunamayan “FETÖ”nün siyasi ayağı kısmı, son olarak da bir sanığın “psikolojisi” açısından baştan sona detaylı şekilde anlatılması gereken bir duruşmaydı. Sanık, 26 aydır tutuklu, Dışişleri Bakanlığı'nın “FETÖ imamı” olduğu iddia edilen, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'nun Dışişleri Bakanlığı döneminde Özel Kalem Müdürlüğü görevinde bulunan, Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı döneminde de dış politika başdanışmanlığı yapan, Davutoğlu'nun “oğlu ve prensi” diye bilinen eski Büyükelçi Gürcan Balık'tı. “FETÖ üyesi olmak” suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapsi istenen Balık hakkındaki suçlamalar özetle şunlar: Davutoğlu'nun Pensilvanya ziyaretini ayarlayıp, Fetullah Gülen'le görüşmesini sağlamak. Dışişlerinde “FETÖ kadrolaşmasını” sağlamak. 2000'li yıllarda Gürcistan Büyükelçiliği'ndeyken yaptığı faaliyetler hakkında eski “FETÖ'cü” olarak bilinen Hayati Küçük'ün anlattıkları. İsmin vermek istemeyen bir kişinin 17 Ağustos 2016'da, “Ali Fındık, Tuncay Babalı ve Gürcan Balık adlı eski büyükelçiler Dışişleri'nin FETÖ'cüleridir ve imam seviyesindedirler. Yılmaz, “Abdullah Gül’ün Başdanışmanı FETÖ’cü, Ahmet Davutoğlu’nun 'oğlu'ymuş” başlıklı yazısında, sadece Gürcan Balık'ı değil, tahliye kararını da şu ağır ifadelerle eleştirdi: “Yahu biz daha dışarıdakileri içeri tıkın derken siz içerideki haşhaşileri salıyorsunuz! İşte Abdullah Gül’ün başdanışmanı olan FETÖ’nün Dışişleri imamı Gürcan Balık, bir araba antin kuntin gerekçelerle serbest bırakılmış!. FETÖ imamı Gürcan Balık, ifadesinde ayyynen Feto’nun içliklerine yüz-göz süren diğer Fettuşiler gibi 'iki gözüm önüme aksın valla billa ben yapmadım abiii' ayaklarına yatmış! Ağladı mı zırladı mı araya adam koydu mu bilmem ama, amacına ulaşmış! Adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış! Yersen… Yurtdışı yasağı varmış… Kaçmazsa haftada bir gidip imza falan atacakmış! Ya Allah aşkına bu kadar mı safsınız yahu? Ha şuraya yazıyorum… Ayyyynen Adil Öksüz vakasında olduğu gibi… Sonra Avrupa kazan MİB kepçe, Adalet Bakanlığı ful diplomaside bu haini geri almak için uğraşacaksınız! Baskı altında mısınız? Birileri mi sizi buna zorluyor? Söyleyin bari ah etmeyelim kardeşim! Devleti, yargıyı bu kadar yormanın âlemi ne? Neyin derdindesiniz? Herif tescilli FETÖ Dışişleri imamı işte! Veya… Madem bunları diğer kapıdan salacaksınız, bari milleti 'içeri tıkıldılar' diye sevindirmeyin artık! 15 Temmuz’un yangını içinden geçtiğimiz günlerde millete bunu yapmayın! İnfial oluşturmayın! Tepemizin tasını attırmayın! Bir DHKP-C’li PKK sevicinin hakkımda yakalama kararı çıkardığı şu günlerde dilimin altındaki baklayı çıkarttırmayın!” Dikkat çekici iki gelişme oldu. Türkiye'nin eski Kosta Rika Büyükelçisi olan ve 11 Kasım 2015'te merkeze çekilen Fındık da İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı döneminde “FETÖ kadrolaşması” yapmak ve ByLock kullanmakla suçlanıyordu. Balık'ın çok çalışkan birisi olduğunu, yükselişinin tümüyle kendi çalışkanlığından kaynaklandığını belirten eski Büyükelçi, o dönemde “FETÖ”yle irtibatına dair hiçbir izlenim veya tespitinin olmadığını söyledi. Büyükelçi, eski “FETÖ”cü Hayati Küçük'ün iddialarına ilişkin olarak da şu açıklamayı yaptı: “O zaman Hayati Küçük ve Mesut Bozkır, Fetullahçı bilinen kişilerdi. Sonradan bu kişilerin FETÖ/PDY mensubu olduğu ortaya çıksa da bu durum değişmez. ” MÜSTEŞAR, “BENİM SİYASİ BOYUM YETMEDİ” DEDİ Savunmasının devamında hakkındaki suçlamalara sırasıyla cevap veren Balık, MASAK raporunda kendisiyle irtibatlı gösterilen 5 kişiden hiçbirisinin “FETÖ şüphelisi” olmadığını, telefonuna 7 kez bakılıp, ByLock bulunamamasına rağmen aramaya devam edildiğini, yeniden tutuklanmasına sebep gösterilen, “Akın İpek'le irtibatını kabul etti” şeklindeki iddianın gerçeği yansıtmadığını, kendisinin hiçbir zaman böyle bir beyanda bulunmadığını öne süren Balık, “Devletin bu belgelerinin gerçeklik ve doğruluk testine tabi tutulması lâzım” dedi. Peki ücreti Ahmet Davutoğlu FETÖ üyesi olduğu için mi almadı, Dışişleri Bakanı olduğu için mi?” (Devam edecek) Yarın : Akın İpek'in Otelinde Başka Kimler Kaldı?