Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Nurzen Amuran: Sayın Gürdeniz, sizinle Doğu Akdeniz’le ilgili gelişmeleri konuşacağız ancak ülkemizin güvenliği adına FETÖ ile mücadelede varılan sonuçları da konuşalım diyoruz. Çünkü bugün ABD ve diğer ülkelerde Türkiye aleyhine çalışan lobi faaliyetlerinden birini FETÖ terör örgütü yürütmekte. Siz de FETÖ’nün kumpas davalarının muhatabı oldunuz ve bu örgütü yakından tanıdınız. Artık uluslararası istihbarat örgütlerinin desteğiyle oluştuğu açığa çıkan bu terör örgütüyle mücadele yönteminde doğru bir yolda mıyız? Cem Gürdeniz: FETÖ, Türk tarihinin gördüğü en tehlikeli, en acımasız ve en sinsi terör örgütüdür. Kumpas davaların aslında emperyalizmin, iktidar partisinin de o dönem desteğini alarak FETÖ örgütü tarafından kurgulanan ve uygulanan yumuşak ve kansız bir darbe olduğu gerçeğini devlet aygıtı görememiş veya görmek istememiştir. Atlantik sistemin FETÖ’yü kullanarak Türk halkına ateş açtığı bu darbe süreci sonrası devlet aygıtı büyük bir temizlik sürecine girmiştir. Ancak tarihte ilk kez devlet, Atlantik sistem kontrolündeki istihbarat aygıtlarının FETÖ ve benzeri taşeronları üzerinden Türkiye üzerinde askeri darbeler yapmak dahil, operasyon yapma yeteneğine büyük darbe indirmiştir. DEVLETTE DİNİ TARİKAT YAPILANMASININ FETÖ’DEN DERSLER ÇIKARILARAK BİR DAHA ASLA TEKRAR ETTİRİLMEMESİNE ÖZEN GÖSTERİLMELİDİR Amuran: Peki bundan sonra ne yapılmalıdır? Gürdeniz: Yapılacak çok iş vardır. Bu süreci büyük insan gücü kaybına rağmen büyük bir titizlikle uygulayan Deniz Kuvvetlerinin FETÖMETRE sistemi devletin tüm kurum ve kuruluşlarında uygulanmalıdır. Devlette dini tarikat yapılanmasının FETÖ’den dersler çıkarılarak bir daha asla tekrar ettirilmemesine özen gösterilmelidir. Siyasi ayağa hiçbir işlem yapılmamış ve hatta Balyoz kumpasında aktif rol alan bazı bürokrat ve milletvekillerinin hala önemli görevler ile ödüllendirilmeye devam ettiriliyor olması kamuoyunu yaralamaktadır. FETÖ’nün siyasi ayağı ile mücadelenin başlatılması Türkiye’nin geleceği açısından son derece önemlidir. Zira bu alanda gecikme, FETÖ merkezli siyasi alternatif yapıların Atatürk ya da demokrasi söylemi maskesi altında yapılanması dahil her türlü takiye tedbirini beraberinde getirecektir. Bugün sosyal medyada FETÖ’cülerin Atatürk’ü, demokrasiyi ve Türk milliyetçiliğini yoğun kullandığını görebiliyoruz. FETÖ lideri ABD’de bulunduğu sürece Türkiye üzerinde kurgulanacak her türlü yeni politikada FETÖ, enstrüman olmaya devam edecektir. Bu süreçte en büyük müttefiki şüphesiz FETÖ ve kripto FETÖ mensupları ile iflah olmayan gözü kapalı Atlantik sistem mahfilleri olacaktır. Amuran: Size göre FETÖ yapılanmasında ilk hedef neden Deniz kuvvetleriydi? 36 Amiral ve 400’e yakın deniz subayının ordudan ayrılmasının cezaevlerinde tutsak bırakılmasının nedenini siz, nelere bağlıyorsunuz? Gürdeniz: Deniz Kuvvetleri, her dönemde teknoloji üreten ve kullanan, kendi kendine yeterli, milli nitelikleri ve yaklaşımları bakımından dışa bağımlılığı daha az ve son derece yetenekli bir askeri güç olmanın yanı sıra, Atatürkçü felsefeyi yaşamında uygulayan personeli ile öne çıkan örnek bir kurum olmuştur. FETÖ orkestrasyonu ile hükümet muhalefet ve parlamentonun gözü önünde 2007 sonrası Deniz Kuvvetlerimize karşı sürdürülen asimetrik psikolojik harekatın hedefi budur. FETÖ ve Atlantik sistem bu gerçeği görerek saldırdı. Bu sürecin, Atlantik sistemin AB havucu altında Türkiye’ye her dediğini yaptırdığı; FETÖ-İktidar ilişkisinin her alanda yüksek tutulduğu; Annan Planının hükümet tarafından desteklendiği, Güney Kıbrıs Rum Devletinin Doğu Akdeniz’de MEB ilan ettiği; çözüm süreci adı altında denize çıkışı olan sözde bir Kürdistan’ın ulus devlet ve üniter devlet yapımızın sorgulanarak, güneyimizde kurulma sürecinin başlatıldığı bir döneme denk geldiğini hatırlatayım