Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ, genel anlamda üçe bölünmüş durumda. Bu yüzde bir dediğimiz kesim, şimdi FETÖ’nün en büyük kesimi ama aynı zamanda “en mağdur, en şaşkın, en pişman” kesim. Ama geri kalan bölümü Gülen’i açıkça eleştiremese de, “ağabeyleri, gazetecileri, FETÖ trollerini” günden güne artan eleştiriler getiriyor. HER KOĞUŞTA BİR FETÖ ABİSİ Çoğunlukta olan sessiz kesimin suskunluğunun en büyük sebebi, “ortadan kaybolmak, görünmez hale gelmek, toplum içine çıkmamak” psikolojisine sahip olmaları. Bunlardan bir kısmı ister istemez “FETÖ militanı” oluyorlar. Bir koğuşta yirmi kişi FETÖ’den arkadaşla yatıyoruz, birlikte yemek yiyoruz, çay içiyoruz, birlikte namaz kılıyoruz, mahkemede ne söylediğimiz içeriye ulaşıyor, o zaman hain olarak görüleceğiz, belki başımıza bir şeyler gelecek. ” Zaten “her koğuşta da FETÖ’cü abiler var” ve mahkeme öncesi koğuşta “nasıl ifade verileceğinin provası” yapılıyor. FETÖ davasındakilerin aynı koğuşta olması, içeride bir cemaat grubunun kendiliğinden oluşması demek. FETÖ HEM TARİKAT HEM CEMAAT FETÖ’nün de çekirdek kadrosunda “tarikat silsilesi” var. FETÖ aslında “hem cemaat, hem tarikat” özelliğini taşıyan bir yapı. FETÖ’nün kaybolmasını, dağılmasını istemediği de bu kesimdir. Bu kesimin büyük çoğunluğu aslında FETÖ’den kopmuş durumdalar ve artık hiçbir cemaate girmemeyi tercih ederek, sadece kişisel ibadetlerini yapmakla yetiniyorlar. FETÖ İSYANCI TABANI TESKİN ETMEYE ÇALIŞIYOR Fethullah Gülen ve çevresi, bu “tepkilerin, isyanların yaygınlaşmaması” için büyük bir çaba harcıyor. En azından cemaat aleyhinde bulunmamalarını, “FETÖ ibaresi kullanarak zalimin ekmeğine yağ sürmemelerini” özellikle istirham ediyorlar. Bir de bunlara ilaveten, aşırı tepki gösteren, “Fethullah Gülen’in hain olduğunu, ABD’ye satıldığını, FETÖ’cülerin alenen Haçlı ordusuna yazıldığını” söyleyen daha “sert bir kesim” var