Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ'nün tatil cenneti Peninsula'da neler yaşandı? FETÖ'nün en büyük finansörlerinden biri olan Akın İpek'in sahibi olduğu Koza- İpek Holding'e ait 22 şirkete 1 Eylül 2015'te kayyum atanmıştı. Kayyum atanan yerler arasında bulunan Marmaris'teki 7 yıldızlı Angel's Peninsula otelinde ise ismi FETÖ davalarında geçen birçok ismin konakladığı ortaya çıktı. ORADA KALMAYAN FETÖ'CÜ YOK! İddianamede, otelde el konulan hard diskte 2011 ile 2015 arasında otelde konaklayan birçok FETÖ'cünün ismi ortaya çıkarıldı. Otelin müdavimleri arasında ABD'ye kaçan FETÖ kalemşörleri Ekrem Dumanlı ve Adem Yavuz Arslan ile eski futbolcu Hakan Şükür de bulunuyor. O OTELDE NELER OLDU? FETÖ'nün otelinde kayyım olarak atanan Angel's Otel Yönetim Kurulu Eski Başkanı Av. Görev süresi boyunca FETÖ ile irtibatlı bazı kişileri "itirafçı" olmaları konusunda cesaretlendirdiğini belirten Akkurt, Oda TV internet sitesi ve Sözcü gazetesi hakkında da çeşitli iddialar ortaya attı. İşte Melih Akkurt'un o açıklamaları; -Melih Bey kayyım olarak görevlendirildiğiniz dönemde ortaya çıkan suçlar hakkında kamuoyuyla neler paylaşmak istersiniz ? Başbakan Yardımcılığı makamının atama kararı ile Fetullahçı Terör Örgütü yani FETÖ ile mücadele kapsamında ATP Koza Seyahat Turizm A. Bu belgeler ve veriler FETÖ çatı davasının yeni delilleri halini aldığından çok büyük öneme sahiptirler. Bu delil FETÖ çatı davasının seyrini değiştirecek öneme sahiptir. Şahsımın bir 3,5 ay daha görevde kalması halinde daha hangi suçlar ortaya çıkarılacaktı ? Bundan FETÖcüler dışında kim rahatsız olabilirdi ki ? -Görev süreniz boyunca engellemelerle karşılaştınız mı? Bölgedeki kamu görevlileri hariç sivil şahıslardan da çok büyük destek alınmıştır. Bu konudaki fikirleriniz nelerdir? Suç işleyen şahısların işten çıkarılması kadar işe FETÖ'cülerin alınmaması konusundaki kararlı tavır da hedef haline gelmeme neden olmuştur. Bu nedenlerle FETÖ ile mücadelemiz FETÖ'yü ve PKK'yı koruyup kolladığı yönünde hakkında pek çok iddia, haber ve eleştiri bulunan odatv'ye konu edilmiştir. Görevden alınmamla birlikte yeni itirafçı kazanılması, FETÖ'nün işlediği suçların ortaya çıkarılması engellenmiştir. Haber yapılırken şahsımın sadece yanında çalıştığı avukatın FETÖ'den tutuklu olduğu ifade edilmiş fakat anılan şahısla çalıştığım dönemde 17/25'ten önce olduğu bu dönemde devletin dahi terör tespitinin olmadığı 2012 yılında şahsımdan FETÖ'cülerin iş yerinde çalışmaması gerektiğini beklemek abesle iştigaldir. Sanki şahsım Pensilvanya'ya gitmiş, FETÖ'yü öven beyanatta bulunmuş gibi yaygara koparılmıştır. Haberde ilginç bağlantıları ortaya çıktı ifadesi kullanılarak çalıştığım ofisi gizlemişim, atanırken söylememiş, atayanlarda basiretsiz olup soruşturma yaptırmamış, SGK kaydıma baktırmamış, FETÖ araştırma soruşturma kriterlerinden geçmemişim gibi ya da FETÖ'cülerin referansı ile atanmışım gibi şüpheler yaratılmıştır. Odatv haberini yapan şahıs yazıyı tek taraflı ve öyle büyük bir nefretle kaleme almış ki kişisel web sayfamdaki öz geçmişimde yapılan yazım hatasına maddi hata denilmesine ve önemsenmemesine rağmen lise mezunu olduğundan değilde, fitilini haberde adı geçen ve 20 yıla kadar hapsi istenen FETÖ'cü ekibin ateşlediğinden dolayı idrak etmek istememiş, gönderdiğim tekzip metninin başında objektif ve tarafsız haberciliğin şahıslara bir bütün halinde bakılmasıyla mümkün olduğunu vurgulayarak başlamama rağmen aktarılan kısım metinden çıkarılarak tekzip özelliğini yitiren metin yayınlanmıştır. Telefon görüşmemizde yanında çalıştığım şahsın o dönemdeki görevini bildiğini fakat yazamadığını, şahsımın FETÖ'cülerin himaye edildiği Almanya'ya, 1915 Olaylarını Soykırım olarak kabul eden Parlamento Kararının iptali için önce Almanya Federal Anayasa Mahkemesine akabinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde dava açtığımı bilip bilmediğimi sorduğumda haberi yazıp yayınladıktan sonra öğrendiğini söylemiştir. Bütün bunlar göstermektedir ki haberin zamanlaması ve amacı habercilik değil şahsımı görevden aldırtmak bu sayede FETÖ mücadelesini engellemek, FETÖ ile mücadele edenlerinde FETÖ'cü olduğu, bu mücadelenin işin içinden çıkılmaz bir hal aldığı, kısaca FETÖ ile mücadele edilmesinin mümkün olmadığı ve vatandaşta FETÖ ile mücadele edilmiyor algısı oluşturmaktır. Ana kaynak açıklandığında işin temelinde FETÖ'nün bulunduğu görülecektir