159,909 Yayın 10,926 Hoşgörüsüzlük 3,088 Hak ve itibara saldırı 159,821 Düşmanlığa tahrik 685 İnsanlığa karşı suça tahrik 149,766 Haber 10,126 Köşe Yazısı 916,955 Kelimeyle Suç

Yazı Türü > Köşe Yazısı

10,126 kayıt bulundu 1420 - 1440 gösteriliyor
10-02-2020
Hürriyet
Fuat Bol  
 
FETÖ’nün siyasi ayağı (1)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
ÖNÜNE gelen FETÖ’nün siyasi ayağını sorguluyor. Gelinen bu noktada bile FETÖ’nün hedefindeki kurum ve kuruluşlar birbirlerini suçlarken, örgüte de ellerini ovuşturup bu manzarayı seyretmek kalıyor. FETÖ olayını şuraya buraya çekip çarpıtmanın manası yok. İçimizden devşirilen asker, yargı mensubu, siyasetçi, gazeteci, iş insanı, bürokrat vb yüzlercesiyle yurtdışına kaçmadı mı? Veya dışarıda iken iltica etmedi mi? Tencere dibin kara, seninki benden kara demenin ve bunu tartışmanın kime ne faydası var? Bu durum meleklerin cinsiyetini tartışmaya benzer ve yalnızca FETÖ’nün işine yarar
10-02-2020
Hürriyet
Abdulkadir Selvi  
 
FETÖ’yle değil, AK Parti’yle mücadele ettiler
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ’nün siyasi ayağıyla ilgili suçlamaları nedeniyle AK Parti ile eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ artık yargıda hesaplaşacaklar. - İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde FETÖ’yle değil, AK Parti ile mücadele etti. Askerler AK Parti ile mücadele edeceklerine FETÖ’nün askeri ayağını ortaya çıkarsalar 15 Temmuz olmazdı. - İlker Başbuğ, AK Partilileri FETÖ’nün siyasi ayağı olmakla suçlamak yerine FETÖ’nün askeri ayağıyla mücadele etse, 15 Temmuz’da darbe yapacak gücü bulamazlardı. Topuç daha önce FETÖ’den soruşturma geçirmiş ancak dosyası kapatılmıştı. Başbuğ, burnunun ucundaki özel kalem müdürünün FETÖ’nün altın çocuğu olduğunu görememişti. - 15 Temmuz’u yapan 16 generalin, askeri liselere girişte FETÖ’nün soruları çaldığı soruşturma kapsamında soruşturmaya uğradıkları tespit edildi
10-02-2020
Sabah
Ersin Ramoğlu  
 
Yeni plan: Önce kaos sonra darbe
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Kazakistan ve Türkmenistan'da yemediği nane yok! Taha gibi FETÖ mensuplarının çoğu Türki Cumhuriyetlerde barınıyor. FETÖ'nün Çankaya Bölgesi Esnaf İmamı kardeşi Aydın Atalay da Kazakistan'da. Görevi himmet toplamak ve paraları Pensilvanya'ya göndermek! FETÖ ve CİA 15 Temmuz'da önce darbe yapacak sonra kaos çıkaracaktı. ABD ve Almanya şimdi, CHP, HDP + SP + İYİ + FETÖ, Davutoğlu, Gül ve Babacan işbirliğiyle Türkiye'ye ölümcül darbeyi vurmaya hazırlanıyor
10-02-2020
Sabah
Şebnem Bursalı  
 
İlker Başbuğ’a 7 yeni soru
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Gelin kısa hatırlatma ve sonra sizlerden de gelen yeni sorulara: "2009 yılında askerlerin, özel mahkemelerde yargılama teklifini getirenler araştırılsın" diyerek, bu yasayı çıkaran Meclis'e ve siyasilere FETÖ suçlaması getiren İlker Başbuğ'a geçmişi hatırlatmıştık. Sözkonusu bellekte; TSK içindeki 15 bini aşkın subay ve astsubayın yaşam biçimi ve alışkanlıkları ile 86 general ile ilgili özel bilgiler, bunların FETÖ örgütü ile bağlantıları ve himmet ilişkilerinin yanısıra, FETÖ'ye karşı olan subaylarla ilgili (Alevi, Kürt, Solcu) gibi mezhepsel tanımlamalar ve özel yaşamlarına ilişkin karalama bilgileri bulunuyordu. Peki Başbuğ bu bellekle ilgili ne yapar? Bugün her fırsatta "FETÖ ile mücadele eden tek asker bendim" diyen Başbuğ, bu belleği Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na verir ve konu kendisi için burada kapanır. Ta ki; 2017'de CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında bu olayı ve sözkonusu bellekteki FETÖ'cü fişlemeleri açıklayana kadar. Ama Başbuğ açısından ilginç olan; bu itiraftan çok kısa bir süre önce 15 Temmuz Araştırma Komisyonu'na bilgi ve ifade verirken bu olaydan hiç bahsetmemesiydi! Yani; Meclis'e FETÖ ile nasıl mücadele ettiğini anlatmak için gelmişti ama, yıllar evvel hem de yetkili bir konumdayken kendisine teslim edilen TSK içindeki FETÖ'cülerle ilgili hiçbirşey yapmadığını anlatmayı unutmuştu! Bizim sorularımızın da en can alıcı noktası buydu zaten; Neden 2007'de bu liste geldiğinde birşey yapmadı? Neden bu olayı yıllar sonra FETÖ'yü anlattığı Meclis Komisyonu'ndan gizledi? Ve geçmişte FETÖ'cülerin listesiyle ilgili hiçbirşey yapmadığı bilgisini 3 yıl önce gizlediği Meclis'i bugün neden FETÖ ile itham ediyor?Bu sorulara muhatabından bir yanıt gelmedi ama biz gazeteci olarak sormaya devam edelim. 1- Kara Kuvvetleri Komutanlığınız dönemimde kaç FETÖ'cü subay ile ilgili işlem başlattınız? Kaç FETÖ'cü subayı ordudan attınız?2- Genelkurmay Başkanlığınız döneminde kaç FETÖ'cü subayla ilgili işlem başlattınız? Kaç FETÖ'cü subayı ordudan attınız?3- TSK, yaklaşık 2 bin yıllık en eski devlet mekanizması ve doküman ve belge konumunda son derece dikkatli. 2007'de size gelen FETÖ'cü subaylar listesini gönderdiğinizi söylediğiniz HKK'ye sevk belgesi nerede?4- Her fırsatta "FETÖ ile bir tek ben mücadele ettim" diyorsunuz. Bu izler, belgeler, dökümanlar nerede?5- Geçmişte mücadele ettiğiniz irticanın tanımı nedir?6- İrtica ile mücadele adı altında FETÖ ile mi yoksa muhafazakar subaylar ve eşleriyle mi mücadele ettiniz?7- Siz irtica ile mücadele adı altında samimi inanan subayları ordudan atarken bilerek ya da bilmeyerek FETÖ'cülere mi alan ve kadro açtınız?
10-02-2020
Diriliş Postası
Ismail Öz  
 
Yalanın metastazları ve CHP’nin CNN Türk boykotu…
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
”Katiyetle yasaklanmış olmasına, hatta büyük günahlardan sayılmasına rağmen, Müslüman bir toplumda yalan üzerine siyaset inşa etmek ve ne yazık ki insanları aldatmaya cesaret etmek, birileri için “normal” olarak değerlendirilebilmektedir…Bana göre toplumsal huzur açısından mücadele edilmesi gereken en “akut” mesele, CHP’nin her gün başka bir noktadan metastaz yapan yalanlarıdır…En başından CHP’ye insani bir hatırlatma yapmanın sorumluluğu ile şunu ifade etmek isterim: Eğer bu yalan üzerine kurulu siyaset devam ederse bundan en büyük zararı CHP’nin kendisi görecektir…Yalan üzerine istikbal inşa edilemez…Yalan her toplum için “sosyal bir tümördür” ve mutlaka tedavi edilmesi gerekir…Aksi halde öncelikle bulunduğu bünyeyi öldürür…Bundan daha acı bir hatırlatma da yoktur sanırım…“Yalancının mumu” artık yatsıya kadar da yanmıyor; iletişim araçlarının muhteşem hızı sayesinde…Yalanları elinde patlayan CHP, bugünlerde birçok “önalma” ve hedef şaşırtma hamlesine girişmiş vaziyette…Çünkü hiçbir gün geçmiyor ki CHP’nin başka bir yalanı elinde patlamasın…Özellikle icracı konumda olduğu belediyelerde, her gün başka bir vaadin daha “yalan” olduğunu tecrübeyle sabitliyoruz…“FETÖ’nün siyasi ayağı” diye tutturan CHP’nin, her gün başka bir mensubunun FETÖ muhabbeti çıkıyor karşımıza…Şaşırdığım en son kare, FETÖ konusunda iktidara en çok bağıran, hatta CNN Türk’e bugünlerde “ambargo” diye zılgıt çeken Tuncay ÖZKAN’a ait…FETÖ elebaşının karşısında adeta bir “mürit” ram oluşu ile oturan, saygıda kusur etmekten imtina eden bir “gazeteci” olarak…Gerçeklerini bilenlerin hali bu işete…Tam bir suçluluk psikolojisi bu; “Suçunu örtmek için önce sen suçla” mantığıyla…Bunu yaparken yanlarına almadıklarını, yalanlarını desteklemeyenlerini de suçlamaya başladılar…Bu sebeple, CNN Türk’ü hedef almak sıradan bir hamle olarak görülemez…Eğer bu noktada sağlam bir duruş sergilenemez ise CHP’ye tam da istediğini vermek anlamına gelecek ve her türlü yalan ve tezviratını örtmesi için ciddi bir katkı sunacaktır…Yalanlar üzerine “bina” kuranlar için gittikçe daralan bir siyaset alanı var…Önalma çabalarının da tıkanacağı bir noktaya hızla yaklaşan bu siyaset anlayışı, çok yakın zamanda yalan ile zaman kazanmanın mümkün olamayacağını da çok acı olarak tecrübe etmek zorunda kalacak; tarihteki bütün yalancılar gibi…Sön cümle: Yalanlar hâlâ manevraya fırsat veriyorken nefislerini iyi doyurmalarını tavsiye ediyorum; ardından yaşayacakları için bir teselli olur ümidiyle…
09-02-2020
Hürriyet
Fatih Çekirge  
 
İdlib'e ikmal engellenirse gereğini yaparız
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Soykırıma/İnsanlığa karşı suça tahrik
Hem de o harekâtı hain darbe girişiminden 1 ay sonra yaptık. ” FETÖ'DEN SONRA ORDU GÜÇLENDİ Bir de FETÖ meselesi var tabii. Şimdi FETÖ’den temizlenmiş daha güçlü bir ordumuz var
09-02-2020
Hürriyet
Ahmet Hakan  
 
Kişisel olarak hesabımı veriyorum
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Bu bellekte 15 bin subay ve astsubayın FETÖ’yle bağlantılarına dair bilgiler varmış. Bellekte ayrıca FETÖ’ye karşı olan subaylarla ilgili olarak karalamalar yer alıyormuş. * Bu konuda bir de çağrım olacak: Mümkünse vaktiyle FETÖ’nün tam göbeğinde yer alan ve FETÖ’yü canhıraş biçimde savunan tipler. İlker Başbuğ’a FETÖ konusunda ders vermeye kalkışmasınlar
09-02-2020
Sabah
Mahmut Övür  
 
Siyasi yalan rüzgârları
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un başlattığı tartışma, FETÖ'ye karşı mücadeleye yeni bir ivme katmadığı gibi var olan kutuplaşmayı daha da derinleştirdi. Bu yüzden Başbuğ dahil büyük çoğunluk bu bakış açısıyla sivil siyaseti ve Meclis'i, FETÖ'yle aynı kefeye koyarak suçlamakta bir sakınca görmüyor. Onlara göre, FETÖ hâlâ "irticacı" bir örgüt. Daha önce de yazdım, geçmişe dönüp bakın o tarihlerde muhtıra vermeye kalkan askerlerden hiçbiri, ellerinde bütün istihbarat güçleri olmasına rağmen FETÖ'nün bir CIA organizasyonu olduğu gerçeğini görmedi ve dile getirmedi. Bu bakış açısı Türkiye'de FETÖ belasını büyüttü. Başbuğ, sonradan amacının, "Düzenlemelerden FETÖ'nün istifade ettiğinin ortaya konmasıdır" deyip çark etse de açtığı yol, "siyasi ayak" üzerinden yapılan spekülasyonların zeminini daha da zehirledi. Bunu da FETÖ'ye kol kanat geren "kontrollü darbe" demeyi dilinden düşürmeyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu mal bulmuş mağribi gibi kullanacak. Tabi yüzlerce yetişmiş askerin mağdur olduğu Balyoz ve Askeri Casusluk kumpasını da konuşalım
09-02-2020
Sabah
Cem Sancar  
 
Kül olurum Kerem gibi yana yana
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Ha diyeceksiniz ki bütün tarihimizi flulaştırıp her şeyi 1923'ten başlatan 'Seküler Rahiplere' ne diyeceğiz! Paçalarından hâlâ darbe akan emekli askerlerin karşısında vuruşa vuruşa büyütmeye çalıştığımız demokrasiyi nasıl koruyacağız?FETÖ belasıyla uğraşırken aradan ekranlara sızan yaygaracı pancar motorlarını ne edeceğiz?***Bence lafı dolandırmaya hiç gerek yok
09-02-2020
Diriliş Postası
Osman Köse  
 
2020’de Türkiye’nin önündeki meseleler
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
İçeride de yine benzer müdahaleler ile Türkiye, kısır bir döngü içine çekilmeye çalışılmaktadır:PKK meselesi,FETÖ/PDY meselesi,Dış destekli ideoloji, dernekler, tarikatlar ve cemaatler etiketi altında bürokrasi ve sosyal hayatta örgütlenmeler,Suni müdahaleler ile oluşturulmaya çalışılan ekonomik sarsıntılar,Sosyal hayatı ve toplumsal güveni sarsıcı ve zedeleyici dış destekli çalışmalar;Devlet kurumları ve sosyal hayatta, farklı dini ve ideolojik grupların şemsiyesi altına giren ve suret-i haktan görünen kişilerin/grupların iftira, şantaj, baskı ve mobbinglerle sosyal bünyeyi bozmaya çalışmaları gibi sorunlar, Türkiye’nin bu zaman kadar uğraştığı ve 2020 yılında da başını ağrıtacak meseleler manzumesi olacaktır
08-02-2020
Sabah
Hasan Basri Yalçın  
 
Yalan terörü
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Nasıl FETÖ yalanlarla suyu bulandırarak ülkeyi terörize ettiyse bunlar da aynısını yapıyor
08-02-2020
Sabah
Şebnem Bursalı  
 
O gün gereğini yapsaydın 15 Temmuz olur muydu?
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Bugün; "2009'da askerlerin özel yetkili mahkemelerde yargılanma teklifini getirenler araştırılsın" diyerek Meclis'e FETÖ suçlaması getiren eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, geçmişte kendisine bizzat getirilen askeriye içindeki 15 bini aşkın subayın isimlerinin tek tek yer aldığı FETÖ listesi ile ilgili hiçbir işlem yapmadığı ortaya çıktı. Geçmişte hiçbir işlem yapmadığı, takip etmediği askeriye içindeki FETÖ'cüler listesini Meclis'ten saklayan İlker Başbuğ'un, bugün aynı Meclis'i FETÖ'cülükle suçlaması da çok ama çok ilginç. Bu subay ve generallerin örgütle bağlantıları ve himmet ilişkilerinin yanı sıra FETÖ'ye karşı olan subaylarla ilgili (Alevi- Kürt-solcu) gibi mezhepsel tanımlamalar ve özel yaşamlarına ilişkin karalama bilgileri bulunur. 2017 yılı temmuz ayına geldiğimizde; ordu içindeki hain FETÖ'cülerin yaptıkları 15 Temmuz (2016) darbe kalkışmasını araştırmak üzere Meclis'te kurulan Komisyona, İlker Başbuğ ifade ve bilgi vermek üzere katılır. Yaptığı uzun konuşma sırasında; "2008-2010 arasında FETÖ'ye karşı tek başına mücadele verdiğini" söyler. Ama; ne KKK görevi sırasında ne de Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde, yetkisi ve imkanı bulunduğu halde, hiçbir FETÖ'cü ile ilgili işlem yapmadığını, neden sonuç almadığını açıklamaz. Şimdi buradan bir gazeteci olarak İlker Başbuğ'a 7 sorum olacak: 1-2007 yılında gazeteci Tuncay Özkan'ın size verdiği ve içinde ordu içindeki FETÖ'cü askerlerin ifşa edildiği ve aynı zamanda FETÖ'ye karşı olan subay ve generallerin fişlendiği flash bellek ile ilgili neden bir işlem yapmadınız? 2- Bu belleği verdiğiniz Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın Akın Öztürk Başkanlığında oluşturduğu Güneş Çalışma Grubu'nun yaptığı çalışmayı neden takip etmediniz? 3-O dönem KKK olarak yeterli yetkiniz ve imkanınız olmadığını kabul eder isek; neden Genelkurmay Başkanı olduğunuz dönemde bu konuyu tekrar gündeme alıp yeni bir araştırma ve soruşturma açtırmadınız? 4-15 Temmuz Darbe Kalkışmasını Araştırma Komisyonu'na bilgi verirken neden 2007 yılında size verilen ordu içindeki FETÖ'cülerin bu listesini sakladınız? 5-Daha sonra konu ortaya çıkınca neden açıklama yapmak zorunda kaldınız? 6- Bundan 3 yıl önce ordu içindeki FETÖ'cülerin listesinin elinizde olduğunu sakladığınız Meclis'i, bugün neden FETÖ ile itham ediyorsunuz? 7- Eğer 13 yıl önce size verilen bu FETÖ'cülerle ilgili gerekli işlemi yapıp ordu içindeki FETÖ'cülerin ortaya çıkmasını sağlasaydınız; 15 Temmuz olur muydu?
08-02-2020
Sabah
Cem Duran Uzun  
 
FETÖ’nün siyasi ayağı ve askeri vesayet
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra devlet FETÖ ile mücadeleyi yurt içinde ve yurt dışında daha üst bir seviyeye taşıdı. İçeride devletin FETÖ'den arındırılması, FETÖ/PDY mensuplarının tespit edilerek cezalandırılması ve darbe teşebbüsüne karışanların yargılanması devletin asli gündemi oldu. Buna karşılık FETÖ, darbe suçundan kendisini aklamak amacıyla hem devam eden yargılamalarda sanıkları organize ederek hem de yurt dışındaki propaganda kanallarını kullanarak darbe girişimini tiyatroya benzetmiş ve kendilerine tuzak kurulduğunu iddia etmiştir. Ne yazık ki çok geçmeden terör örgütünün bu kirli stratejisinin içeride de karşılık bulduğunu ve CHP'nin "kontrollü darbe" söylemini ısrarla sürdürdüğünü gördük. FETÖ ile mücadeleyi asıl hedefinden saptıran bir diğer tartışma da örgütün siyasi ayağının açığa çıkarılmadığı ve korunduğu iddialarıdır. Bu hafta içerisinde eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da bu tartışmaya katılmış ve 2009 yılında kabul edilen bir yasal düzenlemenin FETÖ'nün amaçları doğrultusunda hazırlandığını ve FETÖ'nün siyasi ayağının bu yasa teklifini veren siyasilerde aranması gerektiğini öne sürmüştür. İlker Başbuğ'un da içerisinde yer aldığı eski vesayet düzeninin temsilcileri kendilerinin FETÖ tehdidini gördüklerini, gerekli tedbirleri aldıklarını ancak siyasi iktidarların desteği sebebiyle FETÖ'nün bu kadar büyüdüğünü iddia ediyorlar. FETÖ, vesayetin en güçlü olduğu seksenli ve doksanlı yıllarda TSK gibi siyasi iktidarların en az nüfuz ettiği kurumlara kitlesel olarak girmeye başlamış ve kritik noktaları ele geçirmişti. FETÖ bürokratik vesayetin bir ürünüdürFETÖ'yü ve kurduğu Paralel Devlet Yapılanmasını (PDY) bilenlerin FETÖ'nün siyasi ayağı konusunda vereceği cevaplar daha nettir. İlk kurulduğu zamanlardan itibaren resmi söyleminde siyasetten uzak olan FETÖ, parti siyasetine ve seçimlere uzak görünse de siyasetin tam merkezinde yer almıştır. FETÖ'nün ilgisini çeken bu merkez, siyasi iktidar veya hükümetler değil doğrudan "devlet iktidarı" olmuştur. FETÖ, 27 Mayıs 1960 Darbesi sonrası hazırlanan 1961 Anayasası ile tesis edilen bürokratik vesayet sisteminin ülkedeki gerçek iktidar olduğunu görüp "hükümeti" değil bizatihi "iktidarı" hedeflemiştir. FETÖ'yü ve PDY'yi doğuran siyasal ortam işte bu bürokratik vesayet sistemidir. Halkın iradesini değersizleştiren ve demokratik siyaseti anlamsızlaştıran vesayet sistemi, FETÖ'nün devletin kritik kurumlarına yerleşmesinin toplumsal meşruiyetini temin edici bir rol üstlenmiştir. Değişen iktidar partilerini değil kalıcı vesayet odaklarını hedefleyen FETÖ, siyasete ve siyasi partilere hep mesafeli görünse de bütün iktidar partileri ile iyi geçinmeyi bilmiştir. Hatta 28 Şubat sürecinde darbecileri destekleyerek Refah Partisi'ni ve Başbakan Erbakan'ı açıkça suçlamıştır. FETÖ geçmişte birtakım siyasetçileri ve partileri gizlice ve bazen farklı kılıklara girerek hedef almış olsa da açık bir şekilde düşmanlaştırdığı ve savaş açtığı tek parti AK Parti ve tek siyasi lider Erdoğan'dır. MİT tırlarının durdurulması, MİT Başkanı Hakan Fidan'ı tutuklama girişimi, 17/25 Aralık operasyonları, 15 Temmuz darbe teşebbüsü ve henüz ayrıntılarını bilmediğimiz birçok olayda AK Parti iktidarları hedef alınmıştır. FETÖ ile en gerçekçi ve yoğun mücadeleyi yürüten parti ve lider de AK Parti ve Erdoğan olmuştur. Bu kritik dönemlerde FETÖ kurumlarını savunmak için kendisini yargıya ve polise karşı siper eden CHP temsilcileri de hala hafızalardadır. FETÖ'nün amaçları doğrultusunda kullanıldığı iddia edilen birtakım yasal düzenlemeler üzerinden FETÖ'nün doğduğu vesayet düzenini aklamaya ve AK Parti'yi suçlamaya çalışmak beyhude bir çabadır. FETÖ, eski vesayet düzenini örnek alarak ve kendisini onun yerine koyarak "devlet iktidarı"nı ele geçirmeye çalışmıştır. FETÖ ve zihniyeti ile mücadele demokratik siyaset suçlanarak değil bilakis desteklenerek başarılabilir
08-02-2020
Sabah
Okan Müderrisoğlu  
 
11 yıl önceki o düzenleme!
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Ve şimdi 11 yıl sonra bu noktadan hareketle eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, FETÖ'nün siyasi ayağına ilişkin iddia, isnat ve imalarda bulunuyor. Beşincisi, TSK komuta kademesinde silsile halinde görev alan paşaların, muhafazakâr isimlerin tasfiyesi ile uğraşırken, FETÖ belasını göremedikleri de bugünkü samimi beyanlarda ciddi yer tutuyor
08-02-2020
Sabah
Mert Hüseyin Akgün  
 
Enver Altaylı dosyası ne anlatıyor?
Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
"Altaylı, FETÖ ile mektup diplomasisinde olan bir şahıs. İddianamede Altaylı'nın yabancı istihbarat servis elemanları ve FETÖ mensuplarıyla ilişkileri ele alınıyor. [1]Peki adı CIA ve FETÖ ile birlikte anılan Altaylı kim?Henüz bir harp okulu öğrencisiyken 1963 yılında Albay Talat Aydemir'in başarısızlıkla sonuçlanan darbe teşebbüsüne karıştığı gerekçesiyle orduyla ilişiği kesilen 1. Ardından bu kez FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanıyor. Casusluk ve FETÖ yöneticiliği suçlarından 35 yıl hapis cezasına çarptırılması talep edilen Altaylı'nın bilgisayarında ele geçirilen ve kendisinin yazdığı değerlendirilen mektupta Gülen'e "Muhterem Efendim, lütfen bizi dualarınızdan mahrum bırakmayınız" şeklinde hitap ettiği görülüyor. Hatırlanacağı gibi Kaşif Kozinoğlu yargının FETÖ esaretinde olduğu bir dönemde, 2011 yılında casusluk suçlamasıyla tutuklanmış, aynı yıl Silivri Cezaevinde vefat etmişti. FETÖ'yü; ideolojisi, örgütsel yapısı ve eylemleri itibarıyla bütüncül şekilde inceleyen ilk adli dosya olan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 6 Haziran 2016 tarihli iddianamesinde savcı Kozinoğlu'na dair şunları söylüyor: "Casusluk suçu ile Kaşif Kozinoğlu'nun uzaktan yakından ilgisi yoktur. Dava tamamen FETÖ'nün intikam için kurduğu senaryodur. Orta Asya'da FETÖ'nün okullarının ülke yararına çalışmadığını ve cemaatin eğitim faaliyetinin devletin lehine olmadığını, bu yapının şirket, okul ve mensuplarının etkinlik ve ilişkilerinin ülkemize hiçbir katkı sağlamadığını görerek istihbarı çalışma yürüten Kaşif Kozinoğlu örgütün hedefi haline gelmiştir. 15 Temmuz'dan sonra FETÖ'nün "tiyatro" söylemiyle benzerlik taşıyor. ABD'de görülen ve FETÖ'nün yasa dışı delilleriyle destek verdiği Halk Bank davasına ilişkin bir rapor yine Altaylı'dan ele geçirilen deliller arasında. Bu arada en son geçtiğimiz haftalarda FETÖ'nün MİT'ten sorumlu bir yöneticisinin itiraflarıyla gündeme gelen örgütün teşkilattaki unsurlarının TSK ve Emniyetle birlikte özel mahrem yapılanmaya dahil olduğunu da belirtelim. Burada FETÖ'nün Amerikan Kongresiyle ilişkilerini ve lobicilik faaliyetlerini yürüttüğü belirtilen Bilal Ekşili'yle temasa geçerek "Türkiye'de muhalif güçlerin tamamının birlikte hareket ederek halkın sokaklara indirilmesinin önemli olduğu, ancak gelişmelerin halkın cebine dokunması gerektiği, sokak hareketinin başarılı olabilmesi için ekonomik krizin şart olduğu" ifadelerini kullanıyor. Altaylı suçlamalar karşısında FETÖ'ye ilişkin "Yapının son derece tehlikeli bir yapı olduğu darbe girişimi ile ortaya çıkmıştır" sözleriyle kendini savunuyor. Deliller orada tartışılacak, sanıklar konuşacak ve belki biz de o sayede FETÖ'nün mahrem yapılanması ve eylemlerine dair daha fazla şey öğreneceğiz. Dava sürecinde FETÖ'nün girift ulusal-uluslararası ilişkiler ağının deşifre edilmesi yakın tarihte yaşadığımız birçok hadisenin arka planına ışık tutabilir
08-02-2020
Sabah
Burhanettin Duran  
 
Tek eksen milli çıkar
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
ABD ile ilişkilerde sorun olmasın diye PKK ya da FETÖ ile mücadeleden vazgeçebilir miyiz? Milli savunma sanayii ya da nükleer enerji hamlemizi terk edebilir miyiz? Elbette hayır
08-02-2020
Habertürk
Nagehan Alçı  
 
İlker Başbuğ’un çıkışı ile ilgili esas sorulması gereken soru
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
CHP’nin tavrını bir günde 180 derece değiştiren sebep neydi?Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un 26 Haziran 2009’da Meclis’ten geçen ve askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan düzenlemeyi hatırlatarak bu önergeyi getiren 5 isme işaret edip “İşte FETÖ’nün siyasi ayağı” demesi AK Parti’nin silkinmesini sağladı. AK Parti’yi bugünlere getiren mücadelesini ve FETÖ diyerek üzeri örtülmeye çalışılan askeri vesayet gerçeğini hatırladık. Son zamanlarda FETÖ ile mücadele kılıfına sığınılarak sanki bu ülkede hiçbir zaman askeri vesayet hüküm sürmemiş, 15 Temmuz’dan önce darbeler yapılmamış gibi bir hava estiriliyor. FETÖ’nün içini boşalttığı davalar gösterilerek 2000’lerin sonuna kadar Genelkurmay’ın siyaset üzerinde egemenliği yokmuş gibi bir tablo çizilmeye çalışılıyor. Darbelere zemin hazırlayan ve orduyu askeri mahkemeler ile bir anlamda koruma altına alan ikili yargı anlayışını yok etmek için getirilmiş bir yasa değişikliği, yasadışı bir yapı tarafından kötüye kullanıldı diye o değişikliği yapanları nasıl suçlayabilirsiniz?BU MANTIĞA GÖRE AZİZ YILDIRIM’A DA FETÖ’NÜN SPOR AYAĞI MI DİYECEĞİZ?Bu mantık ile şike yasası olarak bilinen sporda şiddet yasasının hayata geçmesi için ciddi çaba sarf eden Aziz Yıldırım’ı ne ile itham edeceğiz?FETÖ o yasayı Yıldırım aleyhine kullanmıştı. Başbuğ’un izinden gidecek olursak, Kulüpler Birliği Başkanı Aziz Yıldırım’ı bizzat tutuklandığı bir değişikliğe önayak olduğu için FETÖ’nün spor ayağı olarak mı suçlayacağız?Ben Sayın Başbuğ’un itham ettiği Mustafa Elitaş ile dün uzun uzun 26 Haziran 2009’da yapılan değişikliğin detayları üzerine konuştum
07-02-2020
Yeni Şafak
Tamer Korkmaz  
 
“Anlık istihbaratı” kiminle paylaşıyorlar?
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
NATO Anlaşması’nın şu Beşinci Maddesini tersinden uygulayan Amerikan Terör Devletinden bahsediyoruz!NEYİN HESABI?FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişiminin ertesi günü, twitter’da Türkiye’yi “Totaliter İslamcı Diktatörlük” diye tanımlayan Mike Pompeo’nun şu “Türkiye’nin yanındayız” tıraşı…Şam rejiminin İdlib’teki saldırısı ve Türkiye’nin misliyle cevap vermesi üzerine “Acaba, Türkiye Rusya ile köprüleri atar da, tekrar bizimle birlikte hareket etmeye başlar mı?” hesabının yansıması olan bir ikiyüzlülüktür, dümendir, sahtekârlıktır
07-02-2020
Orta Doğu
Özge Doğu  
 
FETÖ'nün Yurtdışı Yapılanması: Vatansız Terör Örgütü!
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Şahin, FETÖ'nün "Dinler arası diyalog" ya da "Eğitim, yardım hareketi" şeklinde kendini gösterdiğini ve bu kılıfla da terör örgütü kimliğini maskelediğini söyledi. ULUSLARARASI GÜVENLİĞİ DE TEHDİT EDECEK POTANSİYELE SAHİPFETÖ'nün farklı alanlarda kolayca illegal faaliyetler yürüttüğüne ve uluslararası istihbarat örgütlerinin aparatı gibi hareket ederek çıkar sağlamaya çalıştığına vurgu yapan Prof. Şahin, "Dini yapısı, üyelerin kendilerini örgüte adamaları, takiyye yaparak kripto elemanlar olarak uyuyan hücrelere dönüşmeleri, çıkarları için diğer tüm terör örgütleri ya da yabancı istihbarat teşkilatlarıyla işbirliği yapma özelliği nedeniyle FETÖ sadece Türkiye'nin güvenlik sorunu değil uluslararası barışı ve güvenliği de tehdit edecek bir potansiyele sahip. Diğer birçok terör örgütünden daha tehlikeli olan FETÖ'nün yeni nesil bir terör örgütü' olduğunu belirten Prof. AJAN ŞEBEKESİ OLARAK YAPILANDILARŞahin, şöyle konuştu: "FETÖ kullandığı yöntem ve stratejiler marifetiyle faaliyet gösterdiği ülkeleri içeriden zayıflatarak dışarıya karşı savunmasız hale getirebilmektir. Örgüt mensuplarının son derece temkinli bir şekilde giz içerisinde yetiştirilmeleri ve istihbarata karşı koyma teknikleri ile donatılmaları FETÖ'nün uluslararası bir ajan şebekesi olarak yapılandığını gösteriyor. 15 Temmuz'da gerçekleştirilen başarısız darbe girişimi akabinde gizli yapılanması gün geçtikçe deşifre olan FETÖ'nün operasyonel kapasitesine darbe vurulmuştur. Ancak FETÖ Türkiye'de kaybettiği kabiliyetlerini dış ülkelerde sahip olduğu yapılanmalar yoluyla yeniden kazanma arayışı içerisindedir. "Şahin, FETÖ elemanlarının hali hazırda bulundukları ülkelerde Türkiye aleyhine faaliyetlerine devam ettiğini, örgütün bulunduğu ülkedeki devlet yapılarını, bu ülkelerin ise bu örgütü Türkiye aleyhine kullanmaktan memnun olduğunu aktardı. Şahin şöyle devam etti: "Dolayısıyla bu ülkelerin FETÖ ile ilişkilerini devam ettirmek isteyeceklerini düşünebiliriz. Çünkü FETÖ'cüler Türkiye'yi satma konusunda hazırlar. FETÖ üyeleri istihbarat örgütlerinin taleplerini yerine getirerek bulundukları ülkelerde kendilerine yaşam alanları oluşturuyor. FETÖ şu an vatansız bir terör örgütüne dönüşmüş durumda. Zira FETÖ tüm imkanlarıyla dümenini Türkiye dışındaki ülkelere çevirerek aklanma faaliyetlerini uluslararası boyutta sürdürmektedir. FETÖ, Türkiye'de devlet aygıtına sızmak amacıyla on yıllardır uyguladığı yöntem ve stratejileri faaliyet halinde bulunduğu diğer ülkelerde de uygulamaktadır. Bu yollarla FETÖ, faaliyet gösterdiği ülkelerde kritik pozisyonlara ve stratejik kurumlara sızmış ve oralarda da devlet için paralel yapılar oluşturarak eğitim, iş ve medya sektörlerini kendisine öncelikli alanlar olarak belirlemektedir. Bu sektörlerde faaliyetlerini yoğunlaştıran FETÖ, öncelikle politikacı ve iş adamlarından oluşan bir lobi faaliyet ağı oluşturmakta, ardından da örgüt mensuplarını bu ağ vasıtasıyla kritik pozisyonlara getirmekte ve stratejik kurumları deyim yerindeyse ele geçirmektedir. Bir nevi Gladyo yapılanması unsuru olan FETÖ'nün aslında vesayetin başka bir hali olduğu ortadadır. Nitekim dış istihbarat örgütleri FETÖ gibi taşeronlar aracılığı ile millet iradesini ipotek altına almaya çalışmaktadırlar. Bu, sadece Türkiye için değil FETÖ'nün faaliyet gösterdiği tüm ülkeler için geçerli bir tehdittir. Zira FETÖ yüzün üzerinde devlet içerisinde yapılanmış, irili ufaklı ölçeklerde devlet mekanizmalarına sızmış bir uluslararası terör ağıdır. "MÜCADELEYİ MÜTTEFİKLER ZORLAŞTIRIYORFETÖ'nün faaliyet gösterdiği devletlerin milli egemenliklerini, bütünlüğünü ve istikrarını korumak adına bu uluslararası terör tehdidine karşı Türkiye ile birlikte hareket etmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Şahin, aksi takdirde FETÖ'yü himaye eden devletlerin zamanla bu tehdidi bizzat yaşayacaklarını ifade etti. Türkiye'nin muhatap ülkeler nezdinde FETÖ tehdidi ile mücadele konusunda diplomatik ve siyasi girişimlerini devam ettirdiğini anlatan Prof. Şahin, sözlerini şöyle tamamladı: "FETÖ ile mücadelede, Türkiye maalesef bazı ülkelerin çifte standardı ile karşılaşıyor. Bu tavrı sadece FETÖ konisunda değil Türkiye'nin mücadele ettiği bütün terör örgütleri konusunda görüyoruz. FETÖ konusunda Almanya'nın tavrı kucak açıcı. Birçok ülkenin FETÖ okullarını Maarif Vakfına devretmesi çok önemli bir başarı. Türkiye her ne kadar alan daraltsa da FETÖ'nun yurt dışındaki faaliyetlerinin tamamen temizlenmesi şimdilik pek mümkün görünmüyor. O açıdan bütün dünyada eş zamanlı olarak FETÖ'yü bitirmeye yönelik adım atılması pek mümkün görünmüyor
07-02-2020
Hürriyet
Nedim Şener  
 
Siz tehlikenin farkında mısınız!
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ ile mücadelede yan yana olacak kişi ve kurumlar bir kez daha karşı karşıya. İktidar ve muhalefet işbirliği yapacağına, FETÖ üzerinden birbirlerini yıpratma peşinde. Çok şanslı bu FETÖ. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un açıklamaları “FETÖ’nün siyasi ayağı” tartışmasını bu kez ciddi olarak alevlendirdi. FETÖ’cüler köşeden olup biteni keyifle izliyor. Fetullahçı Terör Örgütü’nün 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ile ilgili kurulan Meclis araştırması komisyonu toplantı salonunda ifade veriyordum. Ama bakın, en son anketlerde toplum yüzde 95 oranında FETÖ’yle mücadeleyi destekliyor. Karşınızda FETÖ diye bir örgüt var. Önce CHP’li üyeler, “15 Temmuz kontrollü darbedir” diye bir şerh yazdı, ardından AKP’li komisyon başkanı Reşat Petek, raporun tanıtımında kameralar karşısına elinde FETÖ elebaşının yıllar önce bağış yaptığına dair sahte bir makbuzla çıktı. FETÖ ile mücadeleyi sadece siyasi rakibini yıpratmak için kullanan sığ siyasi tartışmalardan başka. HSK açıkladı, ihraç edilen 4 bin dolayındaki FETÖ’cü hâkim ve savcı dışında 468 kişi hakkında soruşturma ve inceleme var. TSK içinde, hakkında FETÖ’den işlem yapılan 23 bin 324 kişiden 17 bin 500’ü ihraç edildi. İyi ki sayıları çok olmasa da FETÖ ile mücadeleye başını değil gövdesini, canını koymuş, savcılar, hâkimler, kolluk kuvvetleri var. SİYASİ AYAK İÇİN HERKES OY VERDİĞİ PARTİYE BAKSIN TBMM’nin FETÖ 15 Temmuz Darbe Araştırma Komisyonu Raporu’nda örgütün gelişim aşamaları şöyle sıralanmıştı: 1970 öncesi örgütün kuruluş aşaması 1970’ler örgütün temellerinin atılması 1980-1983 yılları (Sıkıyönetim dönemi: Tedbir dönemi) 1983-1989 yılları (Özal dönemi: Kitleselleşme ve siyasete nüfuz dönemi) 1990’lar (Koalisyonlar dönemi: Şirketleşme ve yurtdışına açılma) 2000’li yıllar AKP dönemi (Paralel devlet aşaması) Raporda da belirtildiği gibi, AKP dönemi ile FETÖ paralel devlet aşamasına geçti. 2009’da Erdoğan’ın İsrail Cumhurbaşkanı Peres’e Davos’ta “One minute” çıkışıyla FETÖ ile AKP arasındaki görüş ayrılıkları çıktı. İktidarla çatışmaya hazırlanan FETÖ’nün ilk yaptığı muhalefeti dizayn etmekti. FETÖ, 2011 seçimlerinde AKP’den milletvekili listesinde 100 kişilik yer istedi. Peki FETÖ o tarihten sonra ne yaptı? Siyasetçilerle ilişkisi bitti mi? Hayır, tüm gücüyle muhalefetle ilişkiye girdi. FETÖ’nün felsefesi “Her yerde olamazsan hiçbir yerde değilsin” şeklindedir. Bunun tercümesi şudur: FETÖ’nün siyasi ayağını merak eden oy verdiği partiye baksın