Hak ve itibara saldırı (küfür, hakaret, aşağılama)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Yol yakınken dönmeyen FETÖ’cüleri Sarıkaya’nın hikâyesini andıran bir son bekliyor18 Şubat günü haber ajanslarına önemli ve ilginç bir haber düştü. Haber, FETÖ soruşturması kapsamında aranan 7 Şubat savcısı Sadrettin Sarıkaya ve Ergenekon davalarının hâkimi Dursun Ali Gündoğdu'nun Kayaşehir'de bir evde, Tevhid Selam kumpasının savcısı Adnan Çimen'in ise Bakırköy'de sokakta yürüdüğü sırada yakalandığını duyuruyordu. 15 Temmuz hain darbe girişiminde Marmaris'te polislere "Bak ininize girdik" diyen ve darbe başarısız olunca orman, tarla, menfez ve inlerde saklanan FETÖ'cü astsubay Zekeriya Kuzu'nun enselendiği halden hallice!Evde bulunan boş pasaportlar FETÖ'cülerin kaçmak üzere hazırlık yaptıklarını gösteriyordu. Üç Paralel hukukçudan özellikle birinin hikâyesi, bütün FETÖ'cülere ibret olacak önemli ayrıntılarla dolu. Hikâye, FETÖ'nün, 7 Şubat 2012'de dönemin Başbakanı Erdoğan ameliyat masasında iken giriştiği başarısız MİT operasyonundan hemen sonra başlıyor. Devlet, FETÖ'nün bu ilk saldırı girişimini savuşturduktan sonra Sadrettin Sarıkaya'yı itirafçı yapmak üzere harekete geçti. Sarıkaya, o dönemde 7 Şubat'ın talimatını veren örgütüne değilse bile şimdi firari olan FETÖ'cü İstanbul eski Cumhuriyet Başsavcı Vekili Fikret Seçen'e kızgındı. Elbette FETÖ tarafından. Sarıkaya, 7 Şubat'tan beri, Şemdinli operasyonunu yaptıktan sonra sürekli FETÖ tarafından korunup kollanan, maaşa bağlanan soyadaşı Ferhat Sarıkaya gibi örgütün himayesindeydi. Onun dışında 7 Şubat'ın bir FETÖ operasyonu olduğu zaten aşikârdı. Öykünün buraya kadarki kısmında özellikle halen Türkiye'de saklanan firari FETÖ'cüler açısından 'ibretler' var. FETÖ'cülerin örgütleriyle ilişkisi, bir süre sonra terk edilmesi zor tehlikeli bir bağımlılık ya da bitirilmesi zor, yok edici, marazi bir duygusal ilişkiye dönüşüyor