Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Eğer Türkiye, G 20 masasında ayrılan sandalyeye razı olsaydı, "Bu masa adil değil, yeniden kurulmalı" demeseydi, BM Güvenlik Konseyi'nin yapısını tartışmasaydı, "Dünya 5'ten büyüktür" diye ezber bozmasaydı, Arap Baharı'nı, bölge halkları için demokratik dönüşüm olarak okumasaydı, Mısır'daki darbeye kayıtsız kalsaydı, Katar'ı izole etme ve yönetimi devirme hamlesini durdurmasaydı, İsrail'in Gazze ile Batı Şeria'yı birbirinden ayırma planına çomak sokmasaydı, Akdeniz'le bağı kopmuş, Kudüs'ten atılmış, İsrail güdümünde küçük bir Filistin devletine yeşil ışık yaksaydı, Suriye'deki katliama karşı çıkmak yerine dışarıdan baksaydı, Suriyeli sığınmacılara kapılarını açmasaydı, Rusya ve İran'la inisiyatif alıp Suriye krizinin çözümü için elini taşın altına uzatmasaydı, ABD adına, Suriye'de kara gücü rolünü üstlenseydi, Kıbrıs'ta tavize yanaşsaydı, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin referandumunu gayrimeşru ilan etmeseydi, Suriye'nin kuzeyinden Akdeniz'e uzanan terör koridoruna, Kürt açılımı olarak kapı aralasaydı, PKK, DEAŞ, DHKP-C, FETÖ terör örgütleriyle eşzamanlı ve topyekûn mücadele başlatmasaydı, Ermenistan sınırını açsaydı, Somali'ye el uzatmasaydı, Arakan'daki Müslümanların dramını dünyaya duyurmasaydı, FETÖ maşası kullanılarak gerçekleştirilmek istenen darbedeki NATO ve derin ABD bağlant-ı sını görmezden gelseydi, İzmir'deki papazdan, ABD İstanbul Konsolosluğu'na uzanan ajanlık faaliyetlerini "es geçseydi!", Almanya başta olmak üzere Avrupa'daki Türkleri siyasal olarak bilinçlendirmeseydi, AB'nin ikiyüzlülüğünü ve siyasal liderlik açığını dışa vurmasaydı, IMF ile borç ilişkisini kesmeyip, yörüngede dursaydı, Yerli sanayi ve milli savunma yatırımlarına başlamasaydı, Uluslararası engellemelere rağmen Ilısu Barajı'ndan 3