Ekonomik istikrar, düşen enflasyon, çözüm yoluna giren Suriye sorunu, FETÖ davalarının neticelenmesi, terörle mücadelenin varacağı nokta, AB ile yeni perspektif, ABD'nin yanlışları ile mücadele kararlılığı her türlü hesabı boşa çıkaracak kadar önemli
”Bu tanım Türkiye’nin karşılaştığı en sofistike örgüt olan FETÖ’yü çok iyi tanımlıyor. Hem FETÖ gerçeği üzerinden hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın FETÖ ile mücadele konusunda sarf ettiği performansa örnek teşkil edecek bir canlı yayın izledik. Bir Fransız gazeteci söz aldı ve Türkiye’nin DAEŞ’e silah yardımı yaptığını varsayarak, MİT TIR’larına yapılan kumpas operasyonun oluşturmaya çalıştığı algı üzerinden sorusunu kurguladı. Orada tezgâhlanan oyunu gördü ve gazeteciye “FETÖ ağzıyla konuşma” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan MİT TIR’larına yapılan operasyonun yargı konusu olduğunu ve operasyonu gerçekleştirenlerin cezalandırıldıklarını söyledi. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN BASIN TOPLANTISININ ÇIKTILARI:Bilinç oluşturmak zorundayız!FETÖ yalnız değildir. FETÖ ile mücadele; Türkiye’deki yerel bir çete ile mücadeleden öte, Türkiye düşmanlarıyla mücadeledir. Uyanık olmak zorundayız!FETÖ dezenformasyona devam ediyor, algı operasyonlarına çalışmayı sürdürüyor. Aslı olmayan bu haberleri dile dolamak şu dakikadan sonra FETÖ’ye memur olmak demektir. Çünkü biliyoruz ki bunlar da bilinen FETÖ taktikleridir. Türkiye’de ve dış ülkelerde özellikle sivil toplum alanında varlık sürdürmeye çalışan bilinen-bilinmeyen FETÖ üyelerine karşı dikkatli olmalıyız. Aman dikkat!FETÖ ile mücadele bitmedi, daha çok uzun sürecek
FETÖ’cülerin davaya katkısı, yargılamanın yapıldığı New York Güney Bölge Mahkemesi’ni adeta bir zamanlar Beşiktaş’ta FETÖ’cülerin yönettiği kumpas davalarının görüldüğü Özel Yetkili Mahkemelere çevirdi. FETÖ’cü firari tanık Davanın tanıklarından birisi 50 bin dolara FBI ile anlaşarak ABD’ye giren FETÖ’cü firari polis Hüseyin Korkmaz’dı. Amerika’daki mahkemenin başkanı FETÖ’nün İstanbul’daki toplantılarına katılmış, soruşturmayı başlatan savcısı da FETÖ’cülerle ilgili paylaşımlarda bulunmuş bir kişiydi. Davayı takip eden FETÖ’nün gazeteci kılıklı üyeleri ise yargılamayı aktarmak yerine tıpkı Türkiye’deki kumpas davalarında olduğu gibi olacakları haber veren operasyon elaman olarak görev yaptılar. FETÖ’cü tanık polis Hüseyin Korkmaz onunla ilgili tek bir delil ortaya koymadı. Ama asıl FETÖ mikrobunun Amerikan adaletine bulaşması ile anılacaktır
Yani, bu kadar insan masum oldukları halde FETÖ’cü olmakla suçlanmış, masum oldukları halde tutuklanıp cezaevine gönderilmiş, masum oldukları halde tutukluluklarına yapılan itirazlar reddedilmiştir
17/25 Aralık operasyonu sırasında da FETÖ'nün çamurlu elleri önce devlete sonra da Erdoğan'ın oğlu üzerinden kendisine uzanmıştı. Dahası, MİT TIR'ları üzerinden uluslararası alana yayılacak devlete kumpas operasyonu da gerçekleştirilmişti. Devlete yerleşen FETÖ'cüler, Türkiye Cumhuriyeti'ne topyekûn savaş açmıştı. Darbeden önce FETÖ'cüler için 'cübbesini giyerek savunmak istediğini' söyleyip onlara kol kanat geren Arınç ise darbe tehdidi atlatıldıktan çok sonra yüzünü gösterip, "Bana hain demeyin, ahmak deyin" diyebildi. Ancak FETÖ'cülerin, CHP ve HDP'nin yüksek sesle karşı çıktığı KHK hakkındaki muhalefetleri, bardağı taşıran son damla oldu. Çünkü Erdoğan biliyor ki FETÖ ile mücadele kendi mücadelesi değildir; milletinin ve devletinin bekâ mücadelesidir. CHP, HDP ve İyi Parti bir yana FETÖ'nün kendisini alkışlamasına karşı sesini yükseltti
ABD'nin, hukuku hiçe sayan FETÖ destekli siyasi Sarraf davası da, PKK-PYD'ye açık desteği de, darbeci FETÖ'cülere sahip çıkması da bu hesaplaşmanın parçaları. Ayrıca şu son dönemde Türkiye'nin ABD ve AB üzerinden yaşadığı kuşatmalara dair hiçbir tepki verilmemesi, referandum öncesi ve sonrası onlarca kez Türkiye'ye yönelik AB medyasının haksız kampanyası karşısında susulması manidar değil mi? ABD'nin PKK-PYD'yi silahlandırması, FETÖ'yü sahiplenmesi ve Sarraf davasının siyasi davaya dönüştürülmesi de öyle
Bir ABD/FETÖ prodüksiyonu olarak davanın nasıl açılıp nasıl yürüdüğünü. 50 bin dolara satın alınmış FETÖ'cü alçakların laflarına uyarak hazırlanan bir iddianame ve onlardan çekinen bir yargıcın kararlarıyla şerefli bir millete diz çöktüreceğini sananların zavallıların halini gördük, görüyoruz. ABD'deki davayı ve onun arka planını sürekli "ama"larla anlatmaya çalışanlara, Türkiye'ye kurulan kumpası görmezden gelip "biz böyle yapmasaydık, şöyle olurdu" falan diyerek FETÖ'yü ve ABD planlarını gözden kaçıranlara artık tahammülümüz yoktur, olamaz
ABD'nin maşası FETÖ'nün okyanusun berisinde tutmayan planları bu defa, ülkeden kaçan FETÖ haydutları aracılığıyla dışarıya taştı. Fakat gördük ki FETÖ çetesi, yeniden anayurduna, ABD'ye çekilip yeni hamleler peşine düştü
ABD’de bir birim, Türkiye’nin bu süreçteki etkinliğini kırmak ve hatta Türkiye’yi siyaseten esir almak için 15 Temmuz 2016’da, FETÖ ile sıcak temas hâlinde ve iltisaklı şekilde ajanları ile işgal girişimine iştirak ederek ülkemizin bağımsızlığını hedef alan bir saldırının tarafı oldu
Patronu FETÖ’cü olduğu için yurtdışına kaçan ve İslam/Müslüman düşmanlığı tescilli bir gazete ve yine aynı özellikleriyle bilinen ve yakın zamanda bir yazarı öz yeğeniyle ensest ilişki yaşarken yakalanan, bunu da masum bir aşk seviyesine indirgeyip sunan/savunan diğer gazete, onlara yakın TV, karanlık oda/k/lar kendilerinden farklı düşündüğü, inandığı ve yaşadığı için bir öğretmeni resmen linç etti/rdi!
Bir süredir haber merkezindeki arkadaşlarla FETÖ ve darbe davaları ile ilgili süreci analiz ediyoruz. Bunların 6'sı 15 Temmuz darbe girişiminden önce başlamış FETÖ davaları. Derken, FETÖ'nün lider komuta kadrosunun yalan ve inkârları şekillenen savunmaları da tamamlandı
Müstevliler tabiri caizse "din" ihalesini "yüklenici firma" olarak bugünün FETÖ'sü (dünün "The Cemaat" şirketine) vermişlerdi. FETÖ de ihaleyi alır almaz "Kelime-i Tevhid'den işe başladı
Ben, özel olarak "ABD'nin yönetsel dengesizliği, FETÖ'yü himaye edişi ve vize krizinin arka planına" değinmek istiyorum. 2- FETÖ ile ilgili ilettiğimiz taleplerin hiçbiri ABD tarafından karşılanmadı