Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Milliyetçi Hareket Partisi lideri Bahçeli, darbe kalkışması sürecinden sonra Fetullahçı Terör Örgütü karşı mücadeleye, özellikle örgütün siyasi ayağına ilişkin dikkat çeken değerlendirmelere imza attı. Örgütün 8 ayağından yedisinde önemli mesafeler alındığını kaydeden Bahçeli, "Bununla birlikte FETÖ’nün siyasi ayağına ilişkin bu düzeyde bir mücadele yapıldığı ve sonuç alındığı söylenemeyecektir" ifadelerini kullandı. MHP’nin yayın organı Türkgün gazetesine açıklamalarda bulunan Bahçeli, Türkiye'nin FETÖ ile mücadele ederken içeriden ve dışarıdan FETÖ'yle ilişkileri olan çevrelerin Türkiye'yi ekonomik ve siyasi açıdan sıkıştırma girişimleri olduğunu kaydetti. Bununla birlikte FETÖ’nün siyasi ayağına ilişkin bu düzeyde bir mücadele yapıldığı ve sonuç alındığı söylenemeyecektir. "Siyaset ayağındaki mücadele zaafı zincirleme olarak bürokrasideki ve diğer alanlardaki mücadeleyi de olumsuz etkilemekte"Zira siyaset ayağındaki mücadele zaafı zincirleme olarak bürokrasideki ve diğer alanlardaki mücadeleyi de olumsuz etkilemekte, devlete sızma girişimlerine fırsat tanımakta, yeni ve farklı yöntemlerle FETÖ’yü diriltme emellerine zemin hazırlamaktadır. Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanı’nın ve hükümetinin FETÖ mücadelesine ilişkin ortaya koyduğu kararlı ve güçlü irade ile hem FETÖ mücadelesine devam etmekte, hem de PKK, YPG, PYD ve DEAŞ terör örgütleriyle eş zamanlı amansız bir mücadele sergilemektedir. FETÖ’nün sinsi örgütlenme ve kadrolaşma çabalarının geçmişi 1970 ve 1980’li yıllara kadar gitmektedir. FETÖ bu tarihten sonra yer altından çıkıp suç örgütü olarak aleni, illegal faaliyet yürütme aşamasına geçmiştir. Ve nihayet devleti işgal ederek ele geçirmek amacıyla 15 Temmuz’da askeri darbe için sahneye çıkmıştır. Bu dönem darbecilerin yargılanma süreci, darbe girişiminin öncesinde verilen zararlar dahil kalkışmanın yarattığı hasarın tespiti, FETÖ’cülerin kamudan, siyasetten ve saklandıkları alanlardan temizlenmesi, devlet kurumlarının yeniden yapılandırılması, siyasete dışarıdan müdahale ve darbelerin yeniden yaşanmaması için hukuki altyapının hazırlanması süreci şeklinde işlemiştir. Bir yandan 15 Temmuz travmasının toplum üzerindeki yaraları sarılmaya gayret edilirken, bir yandan da devlet kurumlarına yönelik tahribatın onarılmasına, devletin FETÖ’den arındırılmasına çalışılmıştır. FETÖ ile etkili mücadele yapılabilmesi için anayasal bir kurum olan OHAL’e başvurulmuştur. Millî bekâmızı tehdit eden FETÖ mensubu hainlerin devletten temizlenmesi için 20 Temmuz 2016’da meşru bir anayasal müessese olan olağanüstü hal (OHAL) ilan edilmiştir. Türkiye’nin olağandışı durumla karşı karşıya kaldığı böylesi bir ortamda FETÖ, PKK, DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle olağan yöntemlerle mücadele etmesinin gerçekçi ve mümkün olmayacağı açıktır ve bu sebeple MHP, OHAL ilanını gerekli görmüş ve destek vermiştir. Böylesi bir ortamda Yenikapı ruhundan uzaklaşan CHP, hain darbe girişimine “tiyatro” yakıştırması yapmaya başlamıştır. Milletimiz hem FETÖ mücadelesine, hem de PKK başta olmak üzere yapılan terörle mücadeleye en güçlü şekilde destek vermiştir. Bununla birlikte siyasetteki FETÖ kalıntılarının temizlenerek Türkiye’nin önünün tam olarak aydınlanması önümüzdeki süreçte en önemli beklentimizdir. FETÖ temizlendikçe TSK, emniyet ve jandarmanın etkinliği artmış, üst üste önemli sınır ötesi harekâtlar yapılmış, sınırlarımızın içinde ve dışında terörle mücadelede destan yazılmaya başlanmıştır