Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) iddianamesine giren ihbar mektubunda, MİT'e yönelik planlanan operasyonla ilgili bilgiler dikkati çekti. FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan, çoğunluğu polis 30 kişi hakkında hazırlanan iddianamede, bazı emniyet mensuplarının örgütün çıkarlarına yönelik nasıl çalıştıklarına yönelik detaylara yer verildi. "AYAKKABI TOPUĞUNA GİZLENECEK KROKİYLE OPERASYON" Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben Emniyet Genel Müdürlüğüne gönderilen, kentteki FETÖ/PDY içinde yer alan bazı emniyet personeli ve yargı mensuplarının örgüt adına işledikleri suçların yazıldığı ihbar mektubunda, şu ifadeler yer aldı: "Sürekli olarak TSK ve MİT personelini izlemişlerdir. FETÖ karşıtı askeri personele soruşturma açıldığı, bazı rütbeli askerlerin örgüt üyelerinin astsubay okullarına girmesine yardımcı olduğunun vurgulandığı ihbar mektubunda, şunlar kaydedildi: "Bu çete, 'MİT ekibini, Ergenekon çetesiymiş gibi göstererek Bülent Arınç'a eylem yapacak' diye tutuklamaya kalkıştılar. FETÖ'cü polisler, her Allah'ın günü bir araya gelerek kumpaslar planladılar. " DEVLETİ ELE GEÇİRME AMACI İddianamede, FETÖ'nün kuruluşundan günümüze kadar faaliyetlerini dini görünümlü cemaat adı altında gizleyerek, güçlenme, etki alanını genişletme ve devleti ele geçirme amacı doğrultusunda olduğu belirtildi. "İddia ettikleri 'altın nesil' yerine devlet ve rejime karşı hiçbir sorumluluk hissetmeden talimatlarını FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'den, maaşları, makamları ve rütbelerini devletten alan bir nesil yetiştirme anlayışında olduğu" vurgulanan iddianamede, şu ifadeler kullanıldı: "Emniyet ve adliyeden yasal yollardan aldıkları yetkilerini örgütsel amaçları doğrultusunda kullanmak suretiyle anayasal tüm kurumlarda kendine engel gördüğü kadroları usulsüz teknik takipler yapmak, delil üretmek, tespit ettikleri usulsüzlükleri baskı aracı olarak kullanmak suretiyle idari ve adli soruşturmalarla tasfiye etme, örgütsel amaçlarına matuf yasal düzenlemeler yaptırma stratejisiyle hareket ettiği anlaşılmıştır