Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
HASTALIKLI BİR ZİHNİYET Dilekçede, uzun yıllardır devletin içerisinde örgütlenen Fetullahçı Terör Örgütünün, ülke insanlarının tertemiz inançlarını, dini ve milli duygularını istismar ettiği, bu yapının sözde dini söylemlerinde, İslam'ın temel bilgi kaynaklarından çok rüyalar, gizemli hikayelerin revaç bulduğu, bunlar aracılığıyla masum kitlelerin aldatılıp efsunlandığı, hastalıklı bir zihniyet oluşturulduğu belirtildi. İKİYÜZLÜ DAVRANMA, ÇİFT DİLLİ KONUŞMA Örgüt yapısı incelendiğinde kendini gizleme, olduğundan farklı görünme, ikiyüzlü davranma, çift dilli konuşma, takiye gereği helal-haram gözetmeme, kod adı kullanma, bulunduğu ortamda inandığından farklı yaşama, yalan söyleme, tecessüste bulunma, mahremiyeti ihlal etme, şantaj yapma, kayırmacılık, kötü emeller için örgütlü dayanışma gibi yöntemlerle yetiştirilen örgüt üyelerinin aile ve millet bağları koparılarak, Fetullahçı Terör Örgütünün amaçları için robot haline getirilmiş bir topluluk oluşturulduğu vurgulanan dilekçede, örgütün bürokrasi, üniversiteler, yargı teşkilatı, emniyet teşkilatı, silahlı kuvvetler ve devletin diğer organlarına üyelerini sistematik olarak yerleştirdiği, yahut yerleşmiş olan kişileri örgüte katarak, güç elde ettiği kaydedildi. DEVLETİN TÜM KURUMLARINA SİNSİCE YERLEŞTİKLERİ AÇIK Dilekçede, Fetullahçı Terör Örgütünün, Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasal düzenini ortadan kaldırma saiki ile hareket ettiği, örgüt liderinden çeşitli kanallarla alınan talimatlar yoluyla kolektif bir şekilde mobilize oldukları, kamu erkinin kritik bürokratik alanları başta olmak üzere, kamusal alanı ele geçirme refleksi ile hareket ederek mülkiye, adliye, maliye, emniyet, eğitim ve ordu içerisinde kendi özel hiyerarşisi ile illegal şekilde kadrolaştıkları, devletin tüm kurumlarına uzun yıllardır sinsice yerleştiklerinin açık olduğu ifade edildi. "Dini duyguları istismar etmek suretiyle güvenini kazandığı insanları yıllarca kendi emelleri doğrultusunda kullanan FETÖ/PDY terör örgütünün, ustaca maskeledikleri gerçek yüzünün ortaya çıkmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde etkin ve kararlı bir mücadeleye başlanılmasıyla örgütün, mensuplarını yeni ihdas edilen kadrolara yerleştirmek bir yana, mevcut kadroları korumakta zorlandığı" kaydedilen dilekçede, tasfiye sürecine giren, ekonomik ve siyasi yönden zayıflayan örgütün, yok olmasını önlemek için devlet içindeki en stratejik kuvvetleri harekete geçirmek suretiyle darbeye teşebbüs ettiği belirtildi. "GÖRÜLMEMİŞ BİR İHANET YAŞANDIDilekçede, cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya, başka bir düzen getirmeye, bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs eden Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde yapılanmış FETÖ/PDY terör örgütü mensuplarının, yıllarca üzerinde çalıştıkları ve hazırlandıkları sinsi darbe teşebbüsünün, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliği ve milletin, ülkenin dört bir yanında gösterdiği eşsiz kahramanlık ile akamete uğratıldığı hatırlatıldı. Fetullahçı Terör Örgütü mensupları tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin bir parçası olarak suç tarihinde Marmaris'te bulunmakta olan Sayın Cumhurbaşkanımızın varlığını ortadan kaldırmaya yönelik bir operasyon gerçekleştirilmiştir. Bu şekilde şüpheliler öncelikle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olan ve milletimizin doğal lideri konumundaki Sayın Cumhurbaşkanımızın varlığını ortadan kaldırmaya ve bu surette kanlı darbe girişimine karşı muhtemel direnişi bertaraf etmeye çalışmışlardır