Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
5 sene içerisinde Akit gazetesinin 2 Genel Yayın Yönetmeninin ölümü ve Nurettin Veren’in zehirlenme olayı ve yine Akit Gazetesi’ne yapılan bombalı saldırı, bu işte FETÖ’nün bir parmağı olabileceği ihtimalini kuvvetlendiriyor" diye yazdı. Bütün gayretiyle Hasan Karakaya kardeşimizin yazı üslubunu devam ettirerek bu boşluğu doldurma heyecanı ile canla başla FETÖ yapılanması hakkında daha önce bildiklerini de kullanarak, yazılarına aynı heyecanla devam ediyordu. 5 sene içerisinde Akit gazetesinin 2 Genel Yayın Yönetmeninin ölümü ve Nurettin Veren’in zehirlenme olayı ve yine Akit Gazetesi’ne yapılan bombalı saldırı, bu işte FETÖ’nün bir parmağı olabileceği ihtimalini kuvvetlendiriyor. 5 ay geçtikten sonra yakalanabilmiş olması, sizde de bir şüphe uyandırmıyor mu? Özellikle cinayetin işlendiğinden kısa bir zaman sonra, katilin yakalandığı haberi ortaya atılıp, daha sonra katilin yok olması, Adil Öksüz’ünki gibi yakalanıp da mı serbest bırakıldı, yoksa yakalanmadığı halde, bu yakalandı haberini kim ne için ortaya attı, bunlar araştırılmalı değil mi?Türkiye’de bir Genel Yayın Yönetmeni, damadı tarafından öldürüldüğü halde, eşkâli belli, cinayet mahalli belli, gidebileceği yerler belli olmasına rağmen, nasıl oldu da 3,5 ay katil yakalanamadı? Özellikle Akit Gazetesi gibi FETÖ’ye bayrak açmış, milli dava uğrunda önderlik yapan bir gazetenin genel yayın yönetmeninin katilinin aylarca bulunamaması gerçekten bir muamma idi. FETÖ bütün operasyonlarını eldivensiz ve aracısız yapmaz, dolaylı yollardan yapar. Oda TV’nin haberine göre, şehit Savcı Mustafa Alper’in kazasının ardından, hain FETÖ firarisi Emre Uslu’dan skandal bir mesaj geldi. Açıkça FETÖ’nün parmak izini gösteriyor