Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkan tutuksuz sanık Çelik, kovuşturmayı yürüten savcıya verdiği beyanı tekrarlayacağını, pişman olduğunu, örgüte ilişkin bildiklerini anlatmak istediğini söyledi.Üniversite sınavını kazanınca çiftçi olan babasının maddi imkansızlıklar nedeniyle kendisini örgüte bağlı bir yurda kaydettiğini belirten Çelik, bu sırada örgüte ait evlerde haftada bir düzenlenen sohbet toplantılarına katıldığını söyledi.Örgüt yurdundan 2. sınıfta ayrılıp devlete bağlı bir yurda kaydolduğunu ifade eden Çelik, mezun olduktan sonra Ali Osman A. adlı bir örgüt mensubunun kendisiyle irtibata geçtiğini, bu kişinin yönlendirmesiyle örgütün iş sınavlarına hazırlık için açtığı Sincan'daki bir eve yerleştiğini belirtti.Bu evde birlikte kaldığı 3 kişinin adını veren Çelik, Maliye Bakanlığının sınavını kazandığını, bir dönem bakanlıkta çalıştığını, bu süreçte örgütten koptuğunu, 2003'te hakimlik sınavını kazanıp hakim adayı olarak göreve başlayınca Ali Osman A'nın kendisiyle tekrar temasa geçtiğini bildirdi."Örgüt bizi İstanbul ve Ankara grubu diye ikiye ayırmıştı. Ben İstanbul grubunda sohbetlere katıldım. Ali Osman A, İstanbul grubunda bizden sorumlu kişiydi." diyen Çelik, kendisiyle birlikte örgüt toplantılarına katılan yargı mensuplarının adını verdi.Gaziantep'e atandığı dönemde kendilerinden Mahmut B. adlı bir örgüt mensubunun sorumlu olduğunu dile getiren Halil Çelik, burada da 15 günde bir düzenlenen sohbet toplantılarına katıldığını, ardından Muğla'ya tayin edildiğini, burada "İdris" kod adlı kendilerinden sorumlu örgüt mensubu tarafından telefonuna ByLock programı yüklendiğini belirtti.Telefonlarına ByLock yüklenmesine itiraz ettiklerini savunan Çelik, örgüt mensuplarının kendilerine baskı yaparak, "Hocamızın emri, hakkını helal etmez, nifak çıkarmayın." dediğini söyledi.Çelik, daha sonra Danıştay tetkik hakimi olarak atandığını ve gözaltına alınıp tutuklandığı tarihe kadar bu görevi yürüttüğünü bildirdi.ÖRGÜT LİDERİ ELEŞTİRİLEMEZ KONUMDA Silivri cezaevinde hakim ve savcıların tutulduğu koğuşta kaldığını belirten Çelik, örgüt mensuplarının etkin pişmanlıktan faydalanmak isteyen sanıklara baskı uyguladığını söyledi. Çelik, şöyle devam etti:"Cezaevinde hakim savcılarla birlikte kaldım. İtirafçı olmak isteyenlerin mahvolacaklarını, hem bu dünya hem de öteki dünyayı kaybedeceklerini söylüyorlar. Baskı kuruyorlar. Hala rüyalardan medet umuyorlar. Darbe girişiminin bir tiyatro olduğunu, arkasında hükümetin bulunduğunu söylüyorlar. Cezaevinden çıkacaklarına, görevlerine geri döneceklerine inanıyorlar. Üç ay sonra çıkacağız, sabredin diye mensuplarını motive ediyorlar. Darbe yargılamalarını yapan hakim ve savcıları kendilerinin yargılayacağını anlatıyorlar. En ufak bir eleştiriye tahammülleri yok. Örgüt lideri eleştirilemez bir konumda. Onu eleştirenin öteki dünyayı kaybettiğine inanıyorlar. Bu örgütün mağduruyum. Mesleğimi, itibarımı kaybettim. Eşim çalışmıyor. Oğlum böbrek hastası, sağlığı bozuldu. Bir defa elinizi verdiyseniz kolunuzu kurtaramıyorsunuz. Görüşmek istemiyorsunuz, gecenin bir vakti evinize geliyorlar. Örgütten kurtulduğum için Allah'ıma şükrediyorum. Pişmanım, her zaman devletimin yanında olacağım."Çelik, halen yargılanan yargı mensupları Eyüp Kılıç, Adnan Şahin, Harun Samsa, Yusuf Kahveci, Canbulut Şaşmaz, Togay Akdemir, Nuri Karakuş, Hasan Çamlıbel, Resul Yetişken, Erhan Demir, İsmail Uğur ve Muzaffer Bayram'ın örgüt üyesi olduğunu iddia etti.Mahkeme heyeti, sanık beyanının ardından dosyadaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayı 23 Ocak 2019'a bıraktı.