Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik’in, “Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) üye olmamakla birlikte yardım, zincirleme şekilde hakaret, kamu görevlisine alenen hakaret ve silahlı terör örgütü propagandası” suçlarından 11 yıl 11 aydan 40 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. FETÖ’nün yapısının anlatıldığı iddianamede, şüpheli Celal Çelik’in kullandığı tespit edilen “@celalcelik2” adlı Twitter hesabından, 2 ve 16 Mart 2014 tarihlerinde, o dönem başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik hakaret içeren, FETÖ üyelerinin kullandığı terimleri kullanarak paylaşımlar yaptığı belirtilerek, Çelik’in eylemlerinin zincirleme şekilde “kamu görevlisine hakaret” suçunu oluşturduğu ifade edildi. Çelik’in konuyla ilgili savunmasında, “Firmanın siyasi tasarruflar sebebiyle bahsi geçen kanalları platformdan çıkarması nedeniyle üyeliğini iptal ettiği, yaklaşık 1,5 yıl sonra yeniden üye olduğu, bu yönde siyaset yaptığı partinin de görüş açıklaması sebebiyle hareket ettiği ve örgüte yadım gayesi taşımadığını” beyan ettiği aktarılan iddianamede, Çelik’in, FETÖ’nün kontrolüne geçmesi nedeniyle KHK ile kapatılan YARSAV’a 24 Eylül 2014’te 17 bin liralık bağış yaptığına ilişkin değerlendirme de yapıldı. İddianamede, Çelik’in savunmasının aksine 2014 yılında HSYK seçimlerinde YARSAV’ın gösterdiği adayların birçoğunun, daha sonrasında FETÖ ile irtibatlı oldukları gerekçesiyle kamu görevinden çıkarıldıklarına dikkat çekilen iddianamede, dernek başkanı olan Murat Arslan’ın Ankara’da “FETÖ üyeliği” suçundan 10 yıl hapisle cezalandırıldığı hatırlatıldı. Telefonunda yapılan hts incelemesine göre şüpheli Çelik ile “FETÖ üyeliği/yöneticiliği” suçundan haklarında soruşturma/kovuşturma yürütülen çok sayıda kişi arasında olağanın ötesinde, çok yoğun irtibatlar tespit edildiği vurgulanan iddianamede, Çelik’in görevden ihraç edilen tetkik hakimi Kazım Uslu’nun telefonuna ByLock programı yükleyen kişi olarak bilinen Yargıtay tetkik eski hakimi Mustafa Savaş ile toplamda 118 adet, eski YARSAV Başkanı Murat Arslan ile de 417 kez, Poyrazköy’de ele geçirilen mühimmat davasına bakan mahkeme hakimi Mehmet Hamzaçebi ile 5 kez ve usulsüz mal varlığı araştırması yaptığı belirtilen eski Maliye Bakanlığı müfettişi Hamza Yetiş ile 1659 kez irtibatının tespit edildiği anlatıldı. Çelik’in MİT tırlarının durdurulması soruşturmasında adı, tırların durdurulmasında görev alan sivil örgüt yöneticisi olarak geçen Süleyman Gürbüz ile aynı ByLock grubunda yer alan, FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle hakkında kamu davası açılan ve ByLock sistemini kullanan Fatih Gürsul ile de 26 adet görüşmesinin bulunduğu belirtilen iddianamede, Çelik’in diğer irtibatlarına da yer verildi. İddianamede, “Şüphelinin haklarında ‘FETÖ/PDY’ye üye olmak’ suçundan soruşturma ve kovuşturma yürütülen kişilerle, olağanın ötesinde yoğun ilgi ve irtibatının bulunduğu anlaşılmıştır. FETÖ’nün MİT kumpası ve 15 Temmuz 2016 tarihli darbe kalkışmasına kadar geçen sürece ilişkin değerlendirme yapılan iddianamede, FETÖ’nün gerçekleştirmeye çalıştığı kumpas ile ilgili yürütülen soruşturmada elde edilen bulgular ışığında Celal Çelik’in eylemlerine, şu şekilde yer verildi:“O dönem Ankara’da serbest avukatlık yapan Celal Çelik’in, 7 Şubat 2012 tarihinde, MİT görevlilerinin kumpas soruşturması kapsamında ifadeye çağrılırken, daha önceki yıllarda terörle mücadelede görev alırken gazilik mertebesine erişmiş ve bu kapsamda tedavi gören kişilere, FETÖ’den almış olduğu bilgilerle ulaştığı, tamamen FETÖ’nün oluşturmak istediği algı doğrultusunda, soruşturma dosyamız içerisinde yer alan 8 Şubat 2012 tarihli suç duyurusundan ibaret dilekçeyi gazilerin milli duygu ve hassasiyetlerini de istismar ederek imzalattığı, dilekçe içeriğinde öne sürülen hususlar ve olgular dikkate alındığında, 7 Şubat günü MİT krizinin gerçekleştiği günden sonra bir gün içerisinde hazırlanmasının ve gazilere imzalattırılmasının mümkün görülmediği, bu hususta daha öncesinden FETÖ’den yardım alınarak eş zamanlı sayılabilecek şekilde dilekçe hazırlayarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu anlaşılmıştır. Celal Çelik’in 7 Şubat MİT kumpası sürecinde, FETÖ’nün yargı ve emniyet teşkilatındaki mensuplarıyla eş zamanlı olacak şekilde, ‘o dönem başbakan olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile MİT Müsteşarı ve diğer MİT görevlilerinin PKK ile iş birliği içerisinde hareket ediyormuş’ şeklindeki FETÖ’nün oluşturmaya çalıştığı algının oluşmasına, eylemleriyle katkıda bulunduğu anlaşılmıştır. ”Tüm bu eylemlere göre Çelik’in “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme” suçunu işlediğinin tespit edildiği belirtilen iddianamede, Çelik’in, henüz MİT tırları durdurulmadan, 19 Ekim 2013’te Twitter hesabından, FETÖ’nün amacı doğrultusunda ve “MİT’in terör örgütlerine silah gönderdiği” algısını oluşturacak şekilde paylaşımda bulunduğu, bu paylaşımın FETÖ üyelerinin söylemleriyle ayniyet gösterdiği ve örgütün amaçları doğrultusunda algı oluşturmak maksadıyla paylaşımlar yaparak “FETÖ’nün propagandası yapma” suçunu işlediği ifade edildi