Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Murat Hazinedar,"" Beni FETÖ'cü ilan etmeye çalıştıkları mezkur video kaydı montajdır. Bana muhalif kesimler o video üzerinden FETÖ'cü olduğum algısını yaymaya çalıştı"" dediBeşiktaş Belediye Başkanı Av. Başkan Hazinedar, bugüne kadar ne FETÖ denilen örgüt ne de bir başka hiçbir cemaatle toz kadar ilişkinin olmadığını ve tüm bu iddiaların kendisine yapılan itibar suikastinden öteye geçemeyeceğine vurgu yaptı. ""FETÖ HAKKINDA HİÇBİR MALUMATA SAHİP DEĞİLİM""Hazinedar’ın komisyona ilettiği cevap yazısında, ""15 Temmuz darbe girişimi, demokrasiye, halk tarafından seçilmiş hükümete ve halka karşı yapılmış alçak bir kalkışma olarak Cumhuriyet tarihimize geçmiş kara bir lekedir. Önceki ismiyle ""Fethullah Gülen Cemaati"", şimdiki ismiyle FETÖ terör örgütünün, Türkiye'mizin yaşadığı bu acı tecrübenin faili olarak ortaya çıkmış olması nedeniyle, bu yapının dinî bir cemaat kisvesine bürünüp, kendi karmaşık örgüt yapısını kurması ve devlet kademelerine sızıp, en nihayetinde Devletimize yönelik darbe kalkışmasında bulunmaya cüret etmesi süreci; adlî ve idarî makamlar, kamuoyu, basın ve siyasetçiler nezdinde araştırma ve tartışma konusu olmuştur. Kaldı ki bir dipnot olarak belirtmeliyiz ki, mezkur vakfın FETÖ terör örgütü ile bağlantıları ve bu örgütün Devletimizin ve milletimizin varlığına ve birliğine silah sıkabilecek kadar câni bir terör örgütü olduğu, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra anlaşılmış olmakla, GYV'nin kapatılmasına 23. Komisyonunuzun şahsıma yönelttiği sorular arasında bulunan bir başka iddia, ""FETÖ hakkında uzun bir konuşmayla methedici ifadelerde bulunduğunuz konuşmanızda. FETÖ veya FETÖ'ye mensup hiçbir kişi ya da kurum hakkında hiçbir şekilde ""methedici"" ifadeler katiyen kullanmadım. Video kaydının çekimini yapan Cihan Haber Ajansı'nın, konuşmamın video kaydını yaptıktan sonra montajını da yapıp, konuşmamı tahrif ederek ""FETÖ terör kayıtların bütünü montajlıdır"" dedi. ""FETÖ'YE HİÇBİR YARDIMIM OLMADI""Ordu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurucusu ve ilk başkanının ve Cumhuriyet Halk Fırkası’nın Ordu'daki kurucusu ve ilk başkanının torunu, bir diğer ifadeyle Cumhuriyet Halk Partili bir ailenin çocuğu olarak hayatım boyunca hiçbir cemaatle veya tarikatle doğrudan ya da dolaylı herhangi bir iltisakım katiyen olmadı. FETÖ'nün ""Fethullah Gülen Cemaati"" ismiyle bilindiği dönemlerde dahi bu yapıya hiçbir yardımım olmadığı gibi, 17 Aralık sonrasında da ""Paralel Devlet Yapılanması"" olarak nitelenen bu örgüte herhangi bir desteğim -ne şahsen ne de yürüttüğüm kamu görevi nedeniyle işgal ettiğim koltuğun sunduğu imkanlarla- katiyen olmadı. FETÖ'nün; sahte delil ve belgeleri, medya ayağını ve nihayetinde hukuk sistemini oradaki uzantıları üzerinden alet etmek suretiyle kurduğu kumpaslara dair sembol isimlerden biri olan Türkan Saylan'a, hastalığının son döneminde yapılan polis ve adliyenin alet edildiği operasyonlar hepimizin hafızalarında hâlâ capcanlıdır. 2015 tarihli konuşmamda, FETÖ'nün kumpaslarına ve devlet kurumlarını dizayn etmesine dair net tavrımı ve düşüncelerimi her platformda her kesimle paylaştığım gerçeği ortadadır. Dolayısıyla, ""FETÖ'nün çocukların yetişmesine katkıda bulunduğunu"" ifade ettiğimi düşünenler şunu bilmelidir ki; Cumhuriyetçi, Atatürkçü, sosyal demokrat ve özgürlükçü bir şahsiyet olarak ben, FETÖ'nün kurduğu kumpaslara ve eğitim ile siyaseti dizayn etme çabalarına 17 Aralık veya 15 Temmuz öncesinde de sonrasında da ayırt etmeden karşı durmuş bir siyasetçiyim. FETÖ'nün kurduğu kumpaslarla Balyoz ve Ergenekon davalarında sahte delil ve belgelerle mağdur edilmiş birçok siyasetçi ve gazetecinin mahkemelerdeki duruşmalarını bizzat takip etmiş ve cezaevinde yatan Silivri mahkumlarını (Mustafa Balbay, Tuncay 9 Özkan, Doğu Perinçek, Kemal Alemdaroğlu vs. Tekzip yazımda, şahsımın FETÖ'yle ve GYV ile hiçbir ilişiğimin olmadığı ve iftar yemeğine katılmamın tek nedeninin, iftar yemeğinin Beşiktaş'ta düzenlenmiş olması ve şahsımın oraya belediye başkanı olarak davet edilmesi olduğu açık bir şekilde belirtilmiştir. Tekzip edilmesi gereken bir başka husus, Cumhuriyet Halk Partisi Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk edilmemin FETÖ soruşturmalarıyla ilişkilendirilmesidir. Aynı partiye mensup olduğum parti meclisi üyesi-milletvekilleri ile Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde yaptığımız ""parti içi"" siyasi tartışmalarda sarf edilen sözlerden dolayı CHP Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk edilme durumumun FETÖ soruşturmalarıyla hiçbir ilgisi katiyen yoktur. Ayrıca, tarafı olduğum bir manevi tazminat davasında, dava konusuna müteallik olduğundan dolayı mahkemenin Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi'ne müzekkere gönderip, hakkımda ""yolsuzluk ve FETÖ soruşturmaları"" ile ilgili bir disiplin sorışturması olup olmadığını sorması üzerine CHP Genel Merkezi, hakkımda yürütülen disiplin soruşturmasının ""parti içinde ayrılık gözetmek ve ayrımcılık yapmak"" fiili suçlaması ile başlamış olduğunu ve şahsım hakkında FETÖ soruşturmaları kapsamında bir dosya bulunmadığını açıkça belirten bir cevap yazısı göndermiştir. Mahkemenin müzekkeresi ve CHP Genel Merkezi'nin cevap yazısı ektedirEK-11 FETÖ/PDY olarak bilinen örgütün finansal ayağını teşkil eden vakıf/dernek ve şirketlere el konulduğu, hatta finansal incelemeler 12 sonucunda hesap hareketlerinde bu yapıya kaynak aktarımları olan kamu tüzel kişiliklerinde sorumlu şahıslara adlî makamlarımızca cezaî, idarî makamlarımızca idarî müeyyidelerinin uygulandığı gerçeği kamuoyunun mâlumatı dahilindedir. Beşiktaş Belediyesi'nin ve iştiraklerinin, FETÖ güdümündeki (23. Raporların açıkça gösterdiği şudur ki; hayır kurumlarına yaptığı bağışlarla bilinen şahsım ve Beşiktaş Belediyesi ile iştirakleri, birçok kesimin inandığı ve kandırıldığı dönemlerde bile, FETÖ'nün tuzağına düşmemiş ve FETÖ'yle uzaktan yakından hiçbir iş ve bağış ilişkisine girmemiştir. Dolayısıyla FETÖ'ye şahsi hesaplarımdan veya Belediye hesaplarından nakdî para yardımı, desteği, bağışı ya da mal, hizmet, yapım işi ihalesi, satışı, satın alınması vs hiçbir desteğimizin katiyen olmadığı İç Denetçi Raporları'yla ve Beşiktaş Belediyesi bünyesindeki tüm birim müdürlüklerinden alınan ıslak imzalı belgelerle sabit olup, bu noktada FETÖ/PDY terör örgütüyle bağlantılı bu kişi ya da kurumlarla (ki bunların FETÖ/PDY terör örgütüyle mensubiyet bağını da bilebilecek durumda olmamama rağmen) herhangi bir iş ilişkisinin ya da hayır işi kapsamında bir para veya mal transferinin çıkmaması hayranlık verir derecededir. Kaldı ki yine dipnot olarak; bünyesinde 2200 kişilik dev bir çalışan kadrosunu barındıran Beşiktaş Belediyemiz'de 15 Temmuz darbe girişiminden sonra İstanbul Valiliği'nin talimatı doğrultusunda yaptırdığımız incelemede FETÖ/PDY terör örgütüyle bağlantılı olarak görevden el çektirilen ya da işine son verilen tek bir personelimizin çıkmadığı bilgisini de Komisyonunuzla paylaşmak isterim