Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Emin Çölaşan’dan, Necati Doğru’dan bile, geçmişte hayatını anti FETÖ, anti gericilik, anti darbecilik, anti yolsuzluk mücadelesine hasretmiş Cumhuriyet’in ve Sözcü’nün onurlu muhabir ve yazarlarından, Kadri Gürsel’den, Ahmet Şık’tan, Güray Öz ve Turhan Günay’dan bile FETÖ’cü yaratmaya çalıştınız. 17/25 Aralık’ta ortalığa saçılan ve kokusu bu ülkenin dağına taşına sinmiş iddialara cevap vermek ve mahkemeye gidip aklanmak yerine “Bunları FETÖ kurguladı, yalan, yanlış, montaj, uydurmaca” dediniz. Bu iddiaları sizlere hatırlatan ve gayet tabii ki, asla ve kat’a FETÖ ile ilgili olamayacak bizim gibi Atatürkçü, laiklik taraftarı vatansever insanlara bile “FETÖ karası çalmaya” gayret ettiniz. FETÖ’cülerin, yıllar süren gizli dinleme ve izleme ile ortaya çıkardıkları 17/25 Aralık hamlesi bir darbe girişimiydi. Bu iddialara konu olan olay ve bağlantıları; para makinelerinin, kol saatlerinin, çikolata kutularının, ayakkabı kutularının, hırsızların önüne yatmaların, sıfırlama, para dolu depoları boşaltma konuşmalarının bir zamanlar birlikte iş tuttuğunuz, kol kola iş çevirdiğiniz ve bu maksatla adliyenin, polisin, istihbaratın, askeriyenin, mülkiyenin içine birlikte yerleştirdiğiniz FETÖ’cü çetelerce kaydedildiği gerçeğini kimse reddetmiyor. Oysa, aynı FETÖ’cü alçak çetenin, pekâlâ düzmece olduğu ilk bakışta sırıtan başka deliller ile açtırdıkları Ergenekon, Balyoz, Oda TV, Askeri Casusluk gibi kumpas davalarının kurbanları, gidip yargı önünde aklandılar. Sonra da çıkıp, 17 diyeni ihanetle, 25 diyeni FETÖ’cü teröristlikle suçluyorsunuz. FETÖ ile yan yana poz vermek için birbirini çiğneyen, Pensilvanya uçaklarında ve Abant Otelleri’nde rezervasyon için adeta birbiri ile yarışan ruhları-vicdanları-kişilikleri satılık gazetecileri ve siyasetçileri gizliyor, yaşamını bu Cumhuriyet’i korumaya, FETÖ benzeri alçak çetelerin ipliğini pazara çıkarmaya adamış insanlardan “kripto” imal etmeye çalışıyorsunuz