Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Ortak tepki ise şuydu: SÖZCÜ gazetesinden FETÖ çıkmaz!Türk basın ve hukuk tarihi açısından ‘kara leke’ olarak değerlendirilen kararlara birçok gazete ve köşe yazarı tepki gösterdi. Hürriyet yazarlarından gazetenin eski yayın yönetmenlerinden “FETÖ'ye karşı yayınlarıyla tanınan bir gazetenin yöneticilerinin FETÖ'ye yardımcı oldukları iddiasıyla mahkûm edilmesi, öncelikle yargının toplum gözündeki inandırıcılığı açısından da ciddi bir mesele yaratacaktır” değerlendirmesinde bulundu. Sedat Ergin, “Emin Çölaşan ile Necati Doğru gibi laik görüşleriyle temayüz etmiş köşe yazarlarının FETÖ'ye yardımcı oldukları iddiasıyla mahkûm edilebildiği bir ortamda vatandaşların hukuk güvenliğinden endişe etmemeleri mümkün değildir” ifadelerini kullandı. Eski Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni olan Özkök, akil insanların bugün büyük bölümünün farklı yerlere savrulduğunu belirterek şöyle devam etti yazısına: Acaba bugün bu insanların hepsini bir araya toplasak ve desek ki… Elinizi vicdanınıza koyun… Sizce Emin Çölaşan FETÖ'cü olabilir mi? Necati Doğru FETÖ'cü olabilir mi… Sözcü gazetesinden FETÖ terör örgütü çıkar mı… Konuştuğum ve sağduyusuna güvendiğim bazı kişiler de şu yorumu yaptılar: Mahkeme bu kararı verirken 3 konuda ilginç bir şey yaptı: İstenilenin en alt sınırından hapis cezası verdi. Beki bugünkü köşesinde şu ifadeleri kullandı: Sözcü’ye FETÖ’cülük suçlamasına şu kadar inansalar, içlerinde zerre şüphe ve tereddüt olsa… İzmir adayı Nihat Zeybekçi, gazeteyi ziyaret edip Çölaşan’la o fotoğrafı verir miydi? Ankara adayı Mehmet Özhaseki ile İstanbul adayı Binali Yıldırım, Sözcü’nün manşetlerinden seçmeni selamlayıp o podyumda görücüye çıkarlar mıydı? Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı resepsiyonlarının akredite müdavimi yapılır, ‘ak’ listeye alınır mıydı? Habertürk yazarı da bugünkü yazısında Sözcü’ye verilen cezalara değindi. Yılman “Emin Çölaşan da FETÖ'cü ise kapatalım bu defteri” ara başlıklı yazısında şunları kaleme aldı. Bir yanda yerli ve milli otomobilin göğsümüzü kabartan tanıtım toplantısı… Diğer yanda ise 50 yıldır bu ülkede; “Atatürkçü, ulusalcı” çizgide gazetecilik yapan Emin Çölaşan, Necati Doğru gibi isimlerin FETÖ'cü ilan edilip 3 yıl 6 ay gibi bir zamanla hapse mahkum edilmesi… İnanın ne diyeceğim bilemiyorum… Şaka desem şaka değil! Hakkat desem hakkat değil! Gerekçeli kararı bilmiyoruz henüz ama o kararda ne yazıyorsa yazsın… Fikrim net şudur: “Eğer bu ülkede bir Çölaşan ya da Necat Doğru da artık FETÖ'cü diye yargı tarafından hapis cezasına çarpıtılıyorsa… Kapatalım bu defteri ve alıp başımızı gidelim!” Elbette “Adaletin kestiği parmak acımaz!” ama kimse kusura bakmasın bu kesilen parmak falan değil! Bu kesilen, “vicdan” denilen o muhteşem duygunun dami park ettği kalbin damarlarının kesilişidir adeta… Dün ana haber bülteninde Habertürk TV'ye bağlanan konusunda uzman hukukçuların yorumlarını dinledim. 17-25 Aralık 2013 FETÖ darbe teşebbüsü sürecinde ben ekranlarda Sözcü gazetesi ve yazarlarının çok yanlış tutum aldığını defalarca söylemiş ve Sözcü zihniyeti ile kavga etmiş bir yazarım. Öyle bakarsanız 17-25 Aralık FETÖ darbe teşebbüsünün o dönem başarıya ulaşmasını isteyen herkes suçlu lan edersiniz ki o zaman şu an iktidar blokunda yer alan çok sayıda insan da bu kapsama girer. Öte yandan hem Sözcü hem CHP ve diğer muhalefet unsurları da AK Parti ve hükümeti mensuplarının FETÖ'den tutuklanmasını talep etmek gibi saçma girişimlere son vermeli. Muhalefet bu şekilde sürekli tutuklama istedikçe iktidar da elindeki FETÖ sopasını 17-25 Aralık darbe teşebbüsüne destek vermiş herkese karşı dilediği zaman kullanma eğilimine kapılıyor. Cumhuriyet yazarı ise köşesinde karar ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu Dün Sözcü gazetesinin yönetici ve yazarlarına FETÖ'den ceza yağdı misal. Akıllı Devlet Modeli olsa, bu yazarların geçmişteki eylemleri, yazıları, ilişkileri veri olarak yüklendiğinde makine “manyak mısınız oğlum ne FETÖ'cüsü, hadi işinize” der, bu davayı ilk celsede bitirirdi