Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Beklediğim sorulara cevaplar gelmeyince, bu soruları sizlerle paylaşmaya karar verdim: -Eğer, Cihat Yaycı amiral, çok yönlü eğitimlerle kendini geliştirmeseydi, stratejik düşünce üreten bir beyne sahip olmasaydı, Fetömetreyi icat etmese ve Doğu Akdeniz’de jeopolitik dengeleri değiştiren, deniz yetki alanları ile ilgili konsepti geliştirmeseydi ve Libya ile denizden komşu olduğumuz düşüncesini ileri sürmeseydi bütün bunlar başına gelir miydi? -Eğer, Cihat Yaycı amiral, benim bile adını bilmediğim, yakınındaki amiralin neden emekli edildiğini sorgulamayan, kendi kurmay başkanının aniden görevden alınmasından haberi olmayan, fikri sorulmayan, görevdeki Deniz Kuvvetler Komutanı gibi davransaydı, istifa etmek zorunda kalır mıydı? -Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan son konuşmasında, dış güçlerin finansal saldırılarının başarı ile atlatıldığını ifade etmiştir. Acaba, Doğu Akdeniz’de jeopolitik dengeleri değiştiren jeostratejik görüşleri ve Fetö ile başarılı mücadelesi nedeni ile Cihat Yaycı amiral de bir dış gücün dayatmasının kurbanı mı olmuştur? -TSK’da başarıları ile öne çıkan komutanları pasifize ederek ün kazanan, Türk Ordusunun tek patronu, MS Bakanı Akar, neyi amaçlamaktadır? Neden MSB Akar’ın icraatları, Cihat Yaycı’nın istifası ile birlikte tartışılmamaktadır? Neden RAND ve Whasıngton İnstitute Türkiye raporları Hulusi Akar’ı ön plana çıkarmaktadır? -Neden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cihat Yaycı’nın görevden alınma kararnamesi önüne geldiğinde, ‘’Durun bir dakika, ben bunu imzalamadan, daha önce övgü ile bahsettiğim Yaycı amiral ile de görüşeyim, olayı bir de ondan öğreneyim’’ dememiştir de iş işten geçtikten sonra, Yaycı’dan rapor istemektedir