Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ OLAYI 1997 ve 1998 YILLARINDAKİ GENELKURMAY BRİFİNGLERİNDE YER ALIYOR Amuran: Davanın açılma süreci ve zamanlamasına baktığımızda, FETÖ'nün en güçlü olduğu dönemde açıldığı görülüyor. Bugün, 28 Şubat'ın FETÖ ile bağlantılı olduğu, o dönemde FETÖ'nün korunup kollandığı iddia ediliyor. O halde bu dava neden daha önce açılmadı da o dönemde açıldı? Sözgelimi kabul edilen ilk iddianameyi hazırlayan şimdi tutuklu bulunan FETÖ’den yargılanan savcı değil mi? Türk: Bu davanın soruşturma süreci ve açılması çok ilginç. Halen FETÖ denen terör örgütüne üyelik suçlamasıyla cezaevinde. Sadece o değil; yardımcısı Kemal Çetin'den tutun, bizleri tutuklayan hâkimlere ve TÜBİTAK'çı bilirkişilere kadar soruşturmayı yürütenlerin neredeyse tamamı FETÖ bağlantıları nedeniyle meslekten atıldılar, büyük bir kısmı cezaevinde. Şimdi bir kısım 15 Temmuz'cu, kalkmış "28 Şubat döneminde FETÖ'nün korunup kollandığı" gibi bir hezeyanı dile getiriyorlar. Oysa ben de tam tersini iddia ediyorum: 28 Şubat'ta atılan adımlar daha sonraki hükümetlerce ciddiyetle takip edilseydi ne FETÖ olurdu ne 15 Temmuz alçaklığı. 28 Şubat'ta FETÖ'nün korunduğunu ileri sürenler bunu cehaletten söylemiyorlarsa ihanetten söylüyorlardır. Eski Genelkurmay Başkanlarından Hilmi Özkök Bey, "Biz 2004 yılında MGK'da FETÖ tehlikesine çok dikkat çektik" demişti. Ne 2004'ü? FETÖ olayı, ta 1997 ve 1998 yıllarındaki Genelkurmay brifinglerinde yer alıyor. Karadayı'nın Cumhurbaşkanı'na verdiği iki brifing var, ki orada FETÖ için neler söylendiği belgelerle sabit. Hele Mart 1998'deki brifing neredeyse tamamen FETÖ tehlikesi üzerine hazırlanmış. (Tabii, o zaman adı FETÖ olarak değil, "Fethullah Gülen Nur Cemaati" veya "Fethullah Gülen Tarikatı" diye ifade edilmiş. O nedenle çok açık söylüyorum ki, bugün 28 Şubat döneminde FETÖ'nün korunup kollandığını söyleyenler - bunu cahilliklerinden söylememişlerse - büyük olasılıkla kendileri FETÖ'cüdür. Bu başvurularda sizce müdahil olmak isteyenlerin bazılarının FETÖ ile bağlantısı var mıydı? Türk: O dönemde henüz çocuk yaşta olan birçok kişi davaya müdahil olarak katılma talebinde bulundu, bunların bir kısmının müdahillikleri kabul edildi. Müştekiler arasında FETÖ bağlantılı olanlar var mı diye soruyorsunuz. Onun dışında bütün tezgâh FETÖ'nün diğer kumpas davaları gibi kurulmuş ve işletilmiştir. Biraz önce de belirttiğim gibi, ilk iddianameyi hazırlayan savcılar bile FETÖ üyeliğinden yargılanıyorsa başka delil aramaya gerek var mı? Amuran: Son zamanlarda 28 Şubat'ın ABD tarafından organize edildiği iddiaları da var. Sizce 28 Şubat’ta alınan bazı önemli kararlar iktidarlar tarafından dikkate alınsaydı 15 Temmuz FETÖ darbesi olur muydu? Türk: Bakın, bu konudaki düşüncemi belirtmeden önce, izninizle 28 Şubat'ı nasıl gördüğümü ve tanımladığımı belirtmek, sonra onu sorunuza bağlamak istiyorum. c- 28 Şubat, başta FETÖ olmak üzere bugünkü IŞİD (DAEŞ) ve benzeri köktendinci terör tehlikesine tam 20 yıl önce dikkat çekildiğinin resmidir. Bu tanımlamalardan sonra bütün içtenliğimle inanıyor ve savunuyorum ki, bundan tam 20 yıl önce MGK'da alınan ve hükümetçe de aynen benimsenip kabul edilen o kararlar eğer istismar edilmeseydi, sulandırılmasaydı, sonradan gelen hükûmetlerce (siyasilerce) gereği gibi uygulanıp takip edilseydi bugün kesinlikle 15 Temmuz ihaneti de, FETÖ belâsı da yaşanmazdı. Bu nedenle FETÖ Darbesiyle zedelenen Adil yargılanma hakkı yeniden adalet kurumlarımızda onarılarak bugün başta FETÖ terör örgütü olmak üzere adaleti zedeleyenlere uygulanıyor